Üç dinin mensuplarınca “mukaddes” addedilen Kudüs, ilki Hz. Ömer (ra), ikincisi de Selâhaddin Eyyubî tarafından olmak üzere iki defa Müslümanlar tarafından fethedilmesine ve asırlarca onların idaresinde kalmasına rağmen, 9 Aralık 1917 tarihinden beri—an itibarıyla—tam 104 yıldır—işgal altında!
Osmanlı beldesiyken Harb-i Umumî’nin sonlarında İngilizler tarafından ele geçirilip Yahudilere peşkeş çekilen tarihî şehrin resmî statüsü hâlihazırda tartışmalı vaziyette. Çünkü şehri üç dinin (Muhammedîlik, İsevîlik, Musevîlik) “sembol” mahiyetindeki mabetleri sarmış ve dolayısıyla bu dinlere mensup inananlar doldurmuş durumda; dolayısıyla Müslümanlar da, Hıristiyanlar da, Yahudiler de burada “hak” iddia etmekteler.
Adı İslâm tarihine altın harflerle geçmiş olan yiğit ve âdil kumandan-devlet adamı Selâhaddin Eyyubî’nin hayatını ve mücadelesini konu alan eser, ünlü romancı-yazar Selâhaddin Yaşar tarafından kaleme alındı. Eser, Yeni Asya Neşriyat “biyografik roman” serisi arasında yer alıyor. (Elimizdeki nüsha Mart 2014 tarihli “ilk baskı” olup, 13,5 x 21 cm ebadında ve 192 sayfa.)
“ŞARK’IN EN SEVGİLİ SULTANI!”
Romanvarî kitap, “Sarayda inziva,” “Zorakî komutan,” “Sultan fıtratlı vezir,” “İttihad-ı İslâm’a doğru,” “Mısır’a sultan olmak,” “Kargaşada kararlılık kazanır,” “Kudüs’ün fethi,” “Zaferi korumak, kazanmaktan zordur,” “Veda ve vedia” başlıklı konulardan meydana gelmekte.
Yayınevinin “takdim” yazısında eserle ilgili olarak şöyle deniyor:
“Selâhaddin Yaşar bu eserinde, Selâhaddin Eyyubî’yi, ‘hayatını, dâvâsını, ideallerini’ biyografi biçiminde anlattı. Onun ‘İslâm birliği’ uğruna hangi mücadeleleri verdiğini, Kudüs’ü fethetmesini, devlet adamlığı yönünü, cesaretini ortaya koydu. Bu kitap, ‘Şark’ın en sevgili sultanı’ Selâhaddin Eyyubî’yi tıpkı onun yanı başındaymışcasına ifade edebilmesi bakımından önemli bir çalışma!”
YOKLUĞU HİSSEDİLEN ŞAHSİYET
Yazar Selâhaddin Yaşar da Kudüs’ün binlerce yıllık tarihini özetlediği “giriş” yazısının sonunu şöyle bağlamakta:
“Gerçi eskiden olduğu gibi yine her gün Kıyamet Kilisesini Müslüman bir ailenin mensupları açıp kapatıyor. Kiliselerin çanları çalıyor, havraların boruları ötüyor. Hıristiyanlar kiliselerde âyin yaparken Musevîler Ağlama Duvarının önünde sallanarak dilek diliyorlar...
“Lâkin onlar da hâllerinden müştekiler! Müthiş zulümlere maruz kalan Müslümanların yanı sıra, Batılı devletlerin himayesi altındaki Hıristiyanlar da, kendilerini hâkim güç olarak gören Musevîler de yarınlarından emin değiller ve geleceğe endişeyle bakıyorlar...
“Bugün Kudüs’te kimse Hz. Ömer’in (ra) yeniden gelmesini beklemiyor, İsrail Devletinin halka Osmanlı adaletiyle muamele etmesine de ihtimal vermiyor...
“Onun için Kudüs’te Müslüman, Hıristiyan, Yahudi veya sair dinlere mensup herkes, bir kişinin yokluğunu hissediyor: Selâhaddin Eyyubî...”
KAPAK YAZISI
“Selâhaddin Eyyubî... Şark’ta, Garp’ta farklı dinlere, milletlere mensup pek çok büyük şair ve yazar, onun hakkında ‘destanlar, kasideler, şiirler, romanlar, hikâyeler, biyografiler...’ yazdı. ‘Şahsî hayatı, ittihad-ı İslâm’ı sağlama gayreti, Kudüs’ü fetih mücadelesi ve cihat anlayışı’ filmlere/dizilere konu edildi.
“Herkes ona, kendince makbul olan ve muteber sayılan lâkaplar taktı; fakat ona en çok yakışan sıfatı, Ehl-i Salib’in karşısında onun gibi kahramanca mücadele edip muzaffer olan Çanakkale Şehitlerini anlattığı şiirinde kullandığı ifadeyle Mehmet Âkif verdi: ‘Şark’ın en sevgili sultanı...’”
Editör: ORHAN GÜLER