"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çok konuşmak, bağırarak konuşmak

Yasemin YAŞAR
22 Haziran 2019, Cumartesi
Üniversitenin yemekhanesinde sessiz, sakin sakin yemek yerken, yemekhaneye doktor olduğunu tahmin ettiğimiz bir grup geldi ve bizden çok uzak bir masaya oturdular.

Yemek boyunca özellikle bir tanesi, sesli sesli konuşup, hatta bağırarak konuşup masasındakilere bir şeyler anlatıyordu. Sesler o kadar rahatsız ediciydi ki, çıkarken, ‘şunlara bir çift lâf etmek gerek’ diye düşündük. Adamın konuştuğu her şeyi bütün yemekhane dinledi. Tam çıkarken eşim, ‘Ben bu durumu gidip adama söylemeliyim.’ dedi ve masaya doğru ilerledi. Beyefendiye, kibarca, “Bütün konuşmalarınızı yemekhane olarak dinledik, bilginiz olsun.” dedi ve çıktı.

Bu bizzat yaşadığım olay üzerine düşünmeye başladım. İnsanlar neden yanı başındakilere bağırarak konuşur diye. Bunun farklı sebepleri olsa gerek. Benim fark edebildiğim kadarıyla ya özgüven, acizlik, zayıflık, haksızlık probleminin kibir ve enaniyetle kılıflanması ve bunu ifade ederken bağırarak ortama hâkimiyet kurma isteği ya da öfke hali diye düşündüm.

Ortamda, varlığını ispat etmek için çok konuşma veya bağırarak konuşma ihtiyacı hisseden insanlar, ciddî anlamda hastadırlar.

Elbette konuşmanın pek çok sebebi vardır. Düşünce, kaygı ve isteklerini bildirmek için konuşmak, toplumsal ilişkiler kurabilmek için konuşmak, etkileşime geçebilmek için konuşmak, ihtiyaçlarını gidermek için konuşmakla beraber; varlığını ispatlamak için, benliğini kabul ettirmek için, etrafı denetim altına almak için, doyum sağlamak için konuşma sebepleri de vardır. Burada konuşmayı sağlıklı veya sağlıksız zemine oturtan şey temeldeki niyet meselesidir.

Çok konuşmak, gelişigüzel konuşmak, bağırarak konuşmak, düşünmeden konuşmak aslında ruhî ve aklî dengesizliklerin bir göstergesidir.

Dimağından, düşüncelerinden, kalbi ve vicdanından daha büyük dili olanlar çok konuşur, gereksiz konuşur, bağırarak konuşurlar.

Kişi lisanıyla insandır. Çok konuşan, gereksiz konuşan, bağırarak konuşanlar, dostlukları zedeler, muhabbeti yok eder, sırları ifşa eder, gıybete tahkire kapı açar, kısacası iletişimi bozar. Bu yüzden âlimler, “Eğer bir insanın kalbinde darlık, vücudunda bitkinlik, rızkında kıtlık olursa, bilsin ki malayani ve yersiz konuşmaları sebebiyledir” demişlerdir.

Peki öfkelendiğimizde neden yüksek sesle konuşuruz?

Bir bilge öğrencileriyle gezerken birbirlerine öfkeyle bağıran bir aile görür ve talebelerine sorar; “İnsanlar neden birbirlerine öfkeyle bağırır?” Öğrencilerinden biri, ‘Sakinliğimizi kaybettiğimiz için.’ der. Bunun üzerine bilge, ‘Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken ona neden bağırırız?’ diyerek sorusunu tekrarlar. ‘O kişiye söyleyeceklerimizi alçak bir sesle aktarabilecek iken neden yüksek sesle anlatma ihtiyacı duyarız?’ diye sorunu bir daha yineler. Öğrenciler cevap veremez.

Bilge şöyle açıklar, ‘İki insan birbirine öfkelendiği zaman kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse arada açılan bu kalbi mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırırlar.’ der.

Demek bağırarak konuşan insanlar ya özgüven problemlerini enaniyet göstergesi olarak bağırarak konuşma yoluyla tatmin ederler ya da bağırarak konuştuğu insanla kalbî bir mesafeden dolayı yani muhabbet ve sevgi probleminden dolayı bağırarak konuşurlar. Kalbî mesafelerin sebebi ise ya yapılan gıybetler ya da gelişi güzel düşüncesizce yapılan konuşmalardır.

Hasılı, Mevlânâ’nın dediği gibi;

Zerzevatçı bağırır, sarraf bağırmaz

Eskici bağırır, antikacı bağırmaz,

Söyleyecek sözü, fikri değerli olan bağırmaz,

Bağıran düşünemez, düşünmeyen kavga eder.

Okunma Sayısı: 22553
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı