"Gerçekten" haber verir 31 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Millî şairimiz ve Müslüman kadın



İSTİKLÂL Marşı’nın yazarı olmasından dolayı “Millî Şairimiz” olarak da bildiğimiz Mehmet Akif Ersoy’un İslâm’da kadının hakları ile ilgili tesbitlerini şiirlerinin satır aralarında sıkça görmek mümkündür. Şurası bir gerçek ki bugün gündemden düşmeyen Müslüman kadının kimliği tartışmaları 100 yıl önce Osmanlı aydınları arasında hayli hararetli fikrî tartışmalara sebep olmuştur. Şüphesiz Akif’in bu tesbitleri daha ayrıntılı ayrı çalışmaların konusudur.

Dikkatimi çeken ve şaşırtan, onun Müslüman kadın konusunda bir kitabın da çevirisini yapmış olması…

***

Mısırlı âlim Muhammed Ferid Vecdi’nin (Müslüman Kadını) “el-Mer’etü’l-Müslime” isimli kitabını Mehmet Akif dilimize tercüme eder. Kitap yine bir Mısırlı bilim adamı olan Kasım Emin’in (Modern Kadın) “el-Mer’etü’l-Cedide” isimli kitabına reddiye olarak yazılmıştır.

Kitabın önsözünde Mehmet Akif şunları söyler:

“Müslüman kadınların erkekten kaçmasını Batılılar öteden beri dillerine dolamış iken son zamanlarda bu âdet Şarklıların da hoşuna gitmeye başladı. Bizim kadınlarımız da Batılı kadınlar gibi olsa, erkeklerle bir arada yaşasa, evlerde kapanıp kalmasa da sanayi ve üretime katılsa gibi temenniler birçok ağızdan işitilir oldu….

“Vaktiyle Mısır’da da aynı mesele meydana çıkmış, tesettürün lehinde ve aleyhinde yazılar yazılmıştı. Biz o zaman Ferid Vecdi’nin müdafaasını görüp tercüme etmiştik. Yalnız matbuâtımızın hali o zaman böyle ictimâî bir eseri yayınlamaya müsait olmadığından hürriyet devrinin gelişini beklemiştik…”

***

Akif’in tercümesi önce Sırat-ı Müstakim sayfalarında dizi olarak neşredilir, ardından talep üzerine kitaplaştırılır. Özlemle beklediği hürriyet devrinde esen rüzgârlar onu Mısır’a savurur. Ömrünün son yıllarını orada vatan hasreti içinde geçirir. Ağır hastalığı geri dönmesine vesile olsa da kısa bir süre sonra vefat eder. (1936)

Akif’in tercüme ettiği bu kitaptan zaman zaman alıntılar yapacağız. Rabbimizden ruhuna rahmetler indirilmesini temenni ederek son satırlarımızı onun bir dizesiyle bitirelim:

“Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne…

Acırım tükrüğe billâhi tükürsem yüzüne

Demiş olsaydı eğer ‘Kızlara mektep lâzım, şu kadar vermelisin’ kahrolayım kaçmazdım.

Elverir sardığımız bunları halkın başına

Ben mezarımda huzur istiyorum anladın a!” ( Safahat, Süleymaniye Kürsüsünden)

Ruh güzelliği uzun vadelidir!

Gerçek güzelliği sorgulayan kampanyası ile dikkati çeken Dove, on ülkeden 3000 kadınla görüşerek bir araştırma yapmış. “Güzellik hakkındaki gerçekler nelerdir? Kadınlar gerçek güzelliği nasıl tanımlıyor? Hayatlarında nasıl konumlandırıyor?” gibi sorular var araştırmada.

2005 yılında yapılan araştırmaya göre yüz kadından sadece 2’si kendini güzel buluyor. 98 tanesi kendini çirkin buluyor.

(Bediüzzaman Hazretlerinin Tesettür Risâlesinde verdiği ‘on kadından altısı yedisi ihtiyarlığını çirkinliğini başkasına göstermek istemez’ tesbiti on kadından üç dört tanesinin kendini çirkin ihtiyar kabul ettiğini göstermekte. Yani o bu konuda çok iyimser! )

Sefih medeniyet daha oyun döneminde çocukların zihnini sahte güzellik kavramıyla doldurursa bu neticeye neden şaşalım ki! Barbie bebekler, çizgi filmler, çizgi romanlar hep belli bir “ideal kadın modelini” bilinçaltına kazımakta değiller mi? Neticede cilt bakımıyla uğraşmayı hedef alan, ruh bakımını en iyi ihtimalle listenin sonlarına bırakan nesiller yetişmekte.

“Hedefe ulaşmak için her yol denenir!” mantığı bugün olduğu gibi tarihte de görülmüş. Güzel görünmek uğruna neler yapılmamış ki!

Sözgelimi Firavun Hanedanlığından Cleopatra güzelliği için deve sütünde yüzermiş. 16. yüzyılda vampir Kontes olarak bilinen Elizabeth Bathory güzellik için genç kızların kanını kullanırmış. Hindistan’ın eski başbakanı Morarji Desai’nin güzellik iksiri de her sabah kendi idrarını içmekmiş! Birkaç yıl önce gençlik uğruna yeni doğan bebeğinin göbek bağını yemekten bahseden ünlü (!) Batılı sanatçıyı da unutmayalım.

Vücudunun dış bakımıyla uğraşmaktan, iç dünyasına duygularının bakımına vakit ayıramayan bir dolu insan var.

Oysa ki, ruh bakımı uzun vadeli bir mutluluğun garantisi. Buna rağmen onca sıkıntıya gönüllü talipkâr olmak sizce akıl kârı mı?

Karma eğitim terk ediliyor!

Eylül ayı ile birlikte, eğitimde yeni bir dönem de başlamak üzere. Anne babalar, Ramazan ayının hazırlıkları yanında okul telâşesi için de koşuşturuyor.

Özellikle lise döneminde gençlerde anlık hisler hâkim olduğundan öfke ve şiddet gösterileri sıkça yaşanmakta. Son yıllarda okullarda işlenen suçların sayısı hiç de az değil.

Bunda karma eğitimin payının da olduğunu hiç düşünmüş müydünüz?

Kız ve erkek liselerinin ülkemizde sayıları çok az. Açıkçası “çağdaş eğitim” adına kızların ve erkeklerin ayrı mekânlarda eğitim alması pek de teşvik edilmiyor.

Oysa durum ABD’de çok farklı. Karma eğitimin özellikle liselerde birçok probleme sebep olduğunu tesbit eden ABD hükümeti ayrı sınıflar açılmasını teşvik ediyor. Georgia Eyaletinde uygulamalara başlanmış bile.

ABD’de yapılan araştırmalar kız ve erkek çocukların ayrı mekânlarda, sınıflarda yer almasının bir çok faydalı neticelerini gözler önüne sermiş. Eğlence, kavga, suç işleme, taciz, ergen anneler gibi bir çok menfî neticenin en az seviyede olduğu tesbit edilmiş.

Ne diyelim darısı başımıza!

On bir ayın sultanı

Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyor, ülkemize, İslâm âlemine huzur ve bereket getirmesini diliyoruz.

31.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.08.2008) - Dünyadan tesettür fotoğrafları

  (10.08.2008) - Kadın, çiçek ve Esmâ-i Hüsnâ

  (03.08.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (16) : Kadınların yüzyılı

  (27.07.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (15): Tesettür aynasında din ve vicdan hürriyeti mücadelesi

  (20.07.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (14): Kadın ve erkekte roller değişince…

  (13.07.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (13): Bir hayat tarzı olarak tesettür

  (06.07.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (12)

  (29.06.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (11) : KADINLAR İÇİN EN ETKİLİ GÜVENLİK: TESETTÜR

  (22.06.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (10)

  (15.06.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (9) : Aile ortamında tesettürün önemi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır