23 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Kritik süreç


A+ | A-

Kandil ve Mahmur’dan gelip teslim olan ilk grubun kazasız belâsız işlem ve ifadeleri tamamlanıp serbest bırakılması olumlu bir başlangıç. Bakalım, arkası gelecek mi?

Gruptaki “dağdan inenler” kısmının sabıkası olmayan ve hakkında “aranıyor” kaydı bulunmayan isimlerden seçilmesi, bu startı kolaylaştırdı.

Aynı kişilerin “Kandil atmosferi”ni yansıtan “Buraya önderimizin talimatı üzerine geldik” ve “Sayın Öcalan” gibi, onları yasal açıdan sıkıntıya sokabilecek ifadelerde ısrar etmekten vazgeçmelerinde DTP lideri Türk’ün ikna çabalarının etkili olduğu yönündeki haberler ise, problemin çözümünde bu partinin oynayabileceği pozitif rolün hayli dikkat çekici bir örneğini oluşturdu.

Söz konusu pozitif role, bu kişilerin “dağ psikolojisi”nden çıkıp “düz ova iklimi”ne adapte olmaları sürecinde de ihtiyaç olacağı gözüküyor.

Umalım ki, DTP bu zorlu süreçte gündeme gelebilecek çetin imtihanlarda da başarılı olsun.

Ancak dağdakilerin normalleştirilmesi ve rehabilitasyonu işinin DTP’yi aşan çok daha derin ve kapsamlı boyutları olduğu da unutulmamalı.

Yani, birtakım insanları dağa çıkmaya iten sebep ve faktörlerin tümünü ortadan kaldırıp veya azaltıp, herkese yaşadığı yerde insanca bir hayat sürme imkânı verecek ortamın sağlanmasına, sarsılan güven duygusunun onarılmasına, devlet ve toplumla barışıp kaynaşmalarını temin edecek iklimin oluşturulmasına büyük ihtiyaç var.

Bu da herkesin pozitif katkısını gerektiriyor.

Bu noktada, hâlâ içi yanan şehit ailelerinin ve yakınlarının da, bu kanlı fitneye evlâtlarını kurban vermekten kaynaklanan infial ve tepkilerine saygı gösterirken, bu psikolojinin, çözüm sürecini sabote edecek birtakım provokasyonlar için alet edilmesine de izin verilmemesi icab ediyor.

Aslında gerek şehitlerin, gerekse çatışmalarda evlâdını kaybetmiş örgüt mensuplarının annelerindeki ortak hissiyat, “Bizim yüreğimiz yanıyor, başka anaların yüreği yanmasın” sözünde dile geliyor. Kanı durduracak bir çözümün en büyük desteği de, şefkat kahramanı anaların bu duâsı.

Ama onlar adına konuşma iddiasıyla birileri ortaya çıkıp kan ve intikam eksenli duygu sömürüleriyle süreci sabote etmeye kalkışabilirler.

Toplumun vicdan ve sağduyusu onlara itibar etmez, ama ortalığı bulandırıp provokasyonlara zemin hazırlamaları ihtimali gözardı edilmemeli.

Bu süreçte en kritik noktalardan biri, ister çatışma, ister mayın tuzağı, isterse başka şekilde olsun, yeni ölümlerin olmaması, yeni şehit haberlerinin gelmemesi, yeni acıların yaşanmaması.

Açılım gündeme geldikten sonraki “şehit dalgası”yla ilgili olarak Başbakan, “Askerimize sıkılan kurşunlar, bizi çözüm ve açılım kararlılığımızdan döndüremeyecek” mesajları vermişti.

Ama Allah göstermesin, böylesi acı kayıplar devam ederse, açılım sürecini korumak ve sürdürmek çok zorlaşır. Onun için, bilhassa güvenlik güçlerinin çok daha dikkatli olması ve özellikle de, son dönemde sevk ve idare kusurları, tedbir noksanlığı, ihmal gibi şüphelerle bağlantılı yoğun tartışmalara konu olan şehadet olaylarına kesinlikle meydan verilmemesi icab ediyor.

Mensuplarının dağdan inip teslim olmaya başladığı bir süreçte, PKK’lı grupların askerle yeni çatışmalara girmesi, her halde olacak şey değil.

Dolayısıyla, bundan sonra o cenahtaki “eylemsizlik” tavrının pekişerek sürmesi gerekir.

Buna rağmen yeni çatışma, ölüm ve şehit haberleri gelirse, arkasında “başka şeyler” aranır.

Temennîmiz, artık bu kanlı fâsit dairenin, bir daha geri dönmeyecek şekilde bitmesi; terör örgütünün dağılması; ıslâhı mümkün olanların yeniden topluma kazandırılması; diğerlerinin ya en uygun tarzda cezalandırılması, ya da artık kimseye bir zarar veremeyecek şekilde, şerlerinden emin olunmuş vaziyette tecrit edilmeleri.

Ve bu belâdan kurtulup barış ve huzura kavuşacak Türkiye’nin, her alanda ileri hamleler yaparak, tarihî misyonunu ifa etmeye koyulması.

23.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.10.2009) - Başlangıç ve sonrası

  (21.10.2009) - Dağdan iniş

  (20.10.2009) - Münih notları

  (18.10.2009) - Yolculuk hızlanıyor

  (17.10.2009) - Yeni dengeler

  (16.10.2009) - AB aynası

  (15.10.2009) - Şüpheli ölümler

  (14.10.2009) - Afganistan ve İsrail

  (13.10.2009) - Ermeni açılımı

  (11.10.2009) - Mesajlar ve pasaport

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.