"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Afyon Hapsinden 31 Mart ile ilgili yazılan mektup

Abdülbakî ÇİMİÇ
26 Nisan 2021, Pazartesi 00:33
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler-92

Bediüzzaman Hazretleri şahsı hakkında yapılan tenkidlere ve mülâhazalara çok ehemmiyet vermez. 

Hatta kendisi hakkında sebepsiz, gıyabında tezyifkârâne, hakaretli sözler söylendiğinde; “Nefsime dedim: Eğer onun tahkiri ve beyan ettiği kusurlar şahsıma ve nefsime ait ise, Allah ondan razı olsun ki, benim nefsimin ayıplarını söyler. Eğer doğru söylemişse, beni nefsimin terbiyesine sevk eder ve gururdan beni kurtarmaya yardımdır. Eğer yalan söylemişse, beni riyadan ve riyanın esası olan şöhret-i kâzibeden kurtarmaya yardımdır. Evet, ben nefsimle musalâha etmemişim. Çünkü terbiye etmemişim. Benim boynumda veya koynumda bir akrep bulunduğunu biri söylese veya gösterse, ondan darılmak değil, belki memnun olmak lâzım gelir.”1 Yapılan tenkitler Bediüzzaman’ın hukuk-u diniye ve dünyeviyesi için ise gerekirse canını feda eder bir şecaati gösterir ve şöyle karşılık verir: ”Eğer o adamın tahkirâtı, benim imâna ve Kur’ân’a hizmetkârlığım sıfatıma ait ise, o bana ait değil. O adamı, beni istihdam eden Sahib-i Kur’ân‘a havale ediyorum. O Azîzdir, Hakîmdir.”2 Görüldüğü üzere Bediüzzaman şahsına yapılan tenkitleri nefsi adına kabul ederken, imâna ve Kur’ân’a ait hizmetine gelen tenkitleri ise öncelikle Sahib-i Kur’ân’a havale ediyor, gerekli gördüğü noktada umuma bakan ve toplumun iğfal eden cihetini de dikkate alarak cevap veriyor.

Bediüzzaman Hazretleri, hakkında yayın yapan gazetelere de bu cihetle cevap verir. Yazdığı veya yazdırdığı mektupları ilgili gazetelere birer nüsha olarak gönderirken bir nüshasını da kendisinde tutar. Mecliste yazılan namaz beyannamesi veya resmî makamlara yazılan istidalarda da bunu görmek mümkündür. Bediüzzaman, 10 Mart 1949’da Vatan Gazetesi’nde çıkan 31 Mart ile ilgili bir yazıya karşı talebelerine yazdırdığı mektubu hem Vatan Gazetesi idaresine, hem de Sebilürreşad Gazetesi’ne göndermiş ve bir nüshasını da kendisinde muhafaza etmiştir. “İşte Bediüzzaman’ın cevap vermeye değer bulduğu yazılardan biri, daha sonra Anayasa Profesörü olacak olan, Türkiye’de Siyasal Partiler kitabının da yazarı Tarık Zafer Tunaya’nın Vatan Gazetesi’nde yazdığı 31 Mart yazısıdır. (Aynı Tarık Zafer Tunaya, 1952’de Gençlik Rehberi dâvâsında bilirkişilik yapmış ve Bediüzzaman’ın sert eleştirisine maruz kalmıştır.) “Kırkıncı Yıldönümü Yaklaşan İrtica Hareketi: 31 Mart Vak’ası” başlıklı yazıda olay, sığ bir şekilde anlatılırken olayın failleri hakkında ise sürekli olarak Bediüzzaman’ın da üyesi olduğu İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti ve Cemiyet’in yayın organı olan Volkan Gazetesi’nden bahsedilmiştir. Tunaya’ya göre asi askerleri Ayasofya Meydanı’na toplayan kimseler bir kısım Abdülhamid taraftarı ve İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti’dir. Tunaya yazının devamında bir adım daha ileri giderek Volkan Gazetesi’nin asi askerlerin karargâhı olduğunu söylemektedir.” 3

Hapisten Yazılan Mektup 

Tarık Zafer Tunaya’nın yazısı 10 Mart 1949 tarihinde Vatan Gazetesi’nde yayınlanır. Bediüzzaman bu tarihte Afyon Hapishanesi’nde on dört aylık tutukludur. Zamanında üyesi olduğu cemiyete (İttihad-ı Muhammedî Cemiyetine) yapılan ithamları kabul etmeyecek ve hapishanede olmasına rağmen tıpkı kırk sene önce yaptığı gibi Cemiyeti adına cevap verecektir. 

Talebelerine yazdırdığı mektupta Bediüzzaman 31 Mart’ın bir iktidar-muhalefet çarpışması olduğunu (Osmanlı’nın son yıllarında İttihat ve Terakki sürekli olarak iktidarda ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası ise sürekli olarak muhalefette olduğu için mektupta İtilafçı-İttihatçı müsademesi-çarpışması denmiştir), İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti’nin ekseriyet-i mutlaka itibariyle karışmadığını ve hatta olayın teskinine çalıştığını ifade ettikten sonra mektup Bediüzzaman’ın olay sırasında Harbiye Nezareti’nde (Bab-ı Seraskeri) sekiz tabur askeri itaate getirdiği (Bu olay isyanın 4. Günü, 16 Nisan 1909’da olmuştur) ve daha sonra da yargılanmasına rağmen beraat ettiğinden söz etmektedir. 

Mektubun tamamı şöyle: 

Bismihi Subhanehu, Vatan Gazetesi Üstad’ımıza (kırk sene evvel olan 31 Mart hâdisesinde) bir inkılâpcı nazarıyla bakmış. 

Onun o hadisedeki mahiyetine dört-beş not olarak hem matbu Tarihçe-i Hayat’ına, hem bir haftada iki defa basılan meşhur Divan-ı Harb-i Örfi ve Said-ül Kürdi namıyla olan müdafaatına ve o zaman İstanbul’da bulunanların malûmatlarına istinaden deriz; 

Birinci Nokta: O hâdise İtilafçı-İttihadcıların bir müsademesidir. İttihad-ı Muhammedî Cemaati ekseriyet-i mutlaka itibariyle karışmadı. Belki teskinine çalıştı, hattâ Üstad’ımız Bâb-ı Seraskerî’de isyan eden sekiz taburu bir nutukla itaata getirdi. Yüzer zabitlerin hayatlarını kurtardı. 

İkinci Nokta: Üstad’ımız o vakit İstanbul’da bütün kuvvetiyle ihtilâli yatıştırmağa tesirli çalıştı. Ve İttihad-ı Muhammedî (asm) yani İttihad-ı İslâm Cemiyeti’ne dair hiç emsali vuku bulmamış Ayasofya’da elli bin adama okuduğu nutkunu umûmuna kabul ettirmiş. Ve Volkan Gazetesi’ne verdiği bir makale ile İzmit ve sair taraflarda otuz bin kişinin o makale hakkaniyetine karşı o cemiyete dâhil oldukları ilân edildi. 

Üçüncü Nokta: Divan-ı Harb-i Örfi’de pek şiddetli ve dokunaklı müdafaatı, hattâ demiş: “Eğer meşrûtiyet bir şubenin istibdadından ibaretse veya hilâf-ı şeriat hareket ise, bütün dünya şahid olsun ki ben mürteciyim.” Hem Reis Hurşid Paşa ona sordu: “Sen şeriat istemişsin?” Cevaben dedi: “Ben şeriatın bir tek meselesine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım.” Hem bu şiddetle beraber beraat etmiş. 

(Afyon Medrese-i Yusufiye talebeleri namına Ahmed Nazif, Hüseyin Tabancalı, Salahaddin Ahmed, Feyzi, Zübeyr, Ceylan) 4 

Yakın talebelerinin imzasıyla yazılan bu mektuptan bir nüsha Vatan Gazetesi’ne, bir nüsha Sebilürreşad’a gönderilmiş; bir nüsha da Bediüzzaman’da kalmıştır. Vatan Gazetesi mektubu yayınlamamıştır. Sebilürreşad ise takip eden ilk sayısında mektuptan bahsetmiş ve mektubun muhtevasından söz ederek Bediüzzaman’ın 31 Mart’ta isyancıların yanında olmadığını söylemiştir. Tarık Zafer Tunaya bu mektuba Türkiye’de Siyasal Partiler isimli kitabında kısa bir cevap vermektedir. Yazdığı yazıya bir mektupla cevap verildiğini anlatan Tunaya, cevabının sonunda: “Biz Said-i Kürdi’nin tahrikçiliğinden değil, Fırka ile olan (İttihad-ı Muhammedî) yakın ilişkilerinden bahsettik ve bu yakınlığı da bizzat Volkan da neşrettiği yazılarına dayanarak saptamaya çalıştık” demiştir. 5 

Sebilürreşad, Bediüzzaman’ın yazdırdığı mektubu haber yapıyor:

Sebilürreşad’ın Haberi: “Afyon’da ikamet eden Ahmet Nazif, Ahmet Feyzi, Hüseyin Tabancalı, Salâhaddin Çelebi, Zübeyr, Ceylân Çalışkan tarafından aldığımız bir mektupta, meşhur yüksek İslâm ulemasından Bedi’-üz’Zaman’ Said-i Kürdi hakkında Vatan Gazetesi’nde neşrolunan hilâf-ı hakikat isnatlar reddedilmektedir. Bir İttihatçı-İtilâfçı çarpışması olan 31 Mart hâdisesinde mumaileyhin, âsilerle teşrik-i Mesaj değil, bilâkis isyan hareketini yatıştırmak hususunda büyük hizmeti olduğu, bilhassa Bâb-ı Seraskerî’de isyan eden sekiz taburu bir nûtukla itaate getirdiği, yüzlerce zabitleri muhakkak ölümden kurtardığı, Ayasofya’da elli bin kişi huzurunda, irad ettiği nutukta ihtilâli teskin hususunda büyük tesiri olduğu, Divan-ı Harb-i Örfî’de bu büyük hizmetleri takdir olunarak beraet ettiği, vilâyat-ı şarkiyede aşiretler arasında Meşrûtiyeti kabul ettirmek için dolaştığı ve eserler neşrettiği, bu hizmetleri İttihat ve Terakkice takdir olunarak medresesine 19 bin altın lira tahsis edildiği, ancak Harb-i Umumî dolayısıyla o paranın alınamadığı, fakat Cumhuriyet hükümeti bu tahsisatı 163 mebusun kararıyla 150 bin liraya iblâ ettiği bildirilmekte, üstatlarının millet ve memleket uğrundaki yüksek hizmetleri kaydedilmektedir.” 

(Sebilürreşad, Nisan 1949) 6 

Dipnotlar:

1- Mektubat, 2013, s. 106.

2- Mektubat, 2013, s. 106.

3- Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman, Nurettin Ceylan, Şubat 2016, s. 70.

4- Hapis Mektupları, Afyon Hapis Mektupları, Vatan ve Sebilülreşad Gazeteleri’ne gönderilen mektup. (G.M.)

5- Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman, Nurettin Ceylan, Şubat 2016, s. 73.

6- Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman, Nurettin Ceylan, Şubat 2016, s. 69,…74.

Okunma Sayısı: 2947
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahin KARAHAN

    26.4.2021 03:40:25

    Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı