"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençler için neler yapılabilir?

Abdülbakî ÇİMİÇ
28 Ağustos 2023, Pazartesi
Bediüzzaman’ın tabirince gençler nev-i insanın üçte birini teşkil ediyor.

Bu üçte birlik toplum kesimi “Hevesatları galeyanda, hissiyata mağlûp, cüretkâr akıllarını her vakit başına almayan o gençler, âhiret imanını kaybetseler ve cehennem azabını tahattur etmezlerse, hayat-ı içtimâiyede, ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır. Bazı, bir dakika lezzeti için bir mes’ut hanenin saadetini mahveder ve bu gibi, hapiste dört beş sene azap çeker, canavar bir hayvan hükmüne geçer.”1 Gençleri bu vaziyetten kurtarmak vazifesi elzem görünüyor. Pekâlâ, neler yapılabilir?

Öncelikle mânevî eğitim zarureti elzem görünüyor. Gençlerin tâ çocuk yaştan, hatta rahm-ı madere düştüğü andan itibaren annelerin mânevî telkinata başlamaları gerekiyor. “Çünkü, bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayrimüslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabanî düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanîlik verir. O hâlde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi belâ olur. Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: “Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarmadınız?” İşte bu hakikate binaen, en bahtiyar çocuklar onlardır ki, Risale-i Nur dairesine girip dünyada peder ve validesine hürmet ve hizmet ve hasenatı ile onların defter-i a’maline vefatlarından sonra hasenatı yazdırmakla ve ahirette onlara derecesine göre şefaat etmekle bahtiyar evlât olurlar.”2

Gençlerin terbiyesi konusunda âilelere çok büyük vazifeler düşüyor. Anne ve babalar çocuk yetiştirme konusunda muhakkak eğitim almalılar. Çocuklarımıza küçük yaşta temel imânî bilgiler ve ahlâkî davranışlar verilmeli, tatbikat konusunda anne-baba ittifak içinde olmalıdır. Çocuklar teknolojiden mümkün mertebe uzak tutulmalı, daha doğrusu çocuklar teknoloji bağımlısı hâline getirilmemeli. Âileler teknolojiyi zaman kazanma vesilesi olarak ölçüsüz bir şekilde çocukların kullanımına verirse vahim sonuçlar ile karşılaşabilir. Gençlerimizde karşılaştığımız davranış ve kişilik bozukluklarının altında yatan sebeplerin en önemlilerinin başında kontrolsüz teknoloji kullanımı gelmektedir. Bir diğer husus çocuklara teknoloji kullanma eğitimi verilebilir. Belirli saatler konulabilir ve sınırlı alanlarda eğitici ve öğretici alanlarda gezmesine imkân verilebilir. Ya hep, ya hiç mantığı doğru değildir. Yasaklamak da çözüm olmadığına göre denetlenerek işi ciddiye almak problemi en aza indirecektir.

Çocuklarımıza verilen eğitim hem aklına, hem kalbine, hem de ruhuna hitap etmiş olmalıdır. Manevî eğitim kesinlikle ihmal edilmemelidir. Bu yol çocukların yetişmesinde ve otokontrol yapmasında çok etkilidir. Hür olmak, insanın en büyük insanî özelliğidir. Ancak bu hürriyet sınırsız değildir. İnsan hem kendine, hem de başkasına zarar vermeden şahane serbest olarak yaşayabilmelidir. Ben başkasına zarar vermiyorum, bu hayat benim, istediğim gibi yaşarım demek hakiki hürriyet değildir. Çünkü insanın her davranışı toplum içinde başka insanlara karşı sorumluluk gerektirir. Toplum olarak genel kabul görmüş ortak paydalara saygılı olmak ve o değerleri aşındırmamak hepimizin vazifesidir.

Gençlerimiz ve toplumun dertleri ile dertlenen, onlara çözüm üreten insanlar yetiştirmek hepimizin sorumluluğudur. “Bir dert teşhis edilirse, tedavisi kolay olur.” sözünü de hatırlayarak, teknoloji ve sosyal medya bağımlısı olmamak için “mânevî eğitim tuzunu” kullanmak gerekir. Böylece haklarını bilen ve savunan, ancak başkalarının hakkına ve hukukuna da zarar vermeden yaşayan kaliteli insanlar yetiştirebilirsek toplumsal huzuru da yakalamış oluruz. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “İman-ı âhiret onun imdadına gelse, çabuk aklını başına alır.”3 hakikati ihmal edilmemelidir.

Dipnotlar:

1- Şualar, s.364 

2- Emirdağ Lahikası-I, s.86

3- Şualar, s.364

Okunma Sayısı: 2806
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı