"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Önce iman et”

Abdullah ŞAHİN
30 Mart 2021, Salı
Hz. Adem’in oğullarından Kabil’in Habil’i haksız yere öldürmesiyle başlayan şehadet hakikati, kıyamet anının dehşetini görmemek üzere ruhu kabzedilen son mü’minin hayatına kadar da devam edecektir.

Ehli iman olmak kaydıyla, hak bir dâvâ için ruhunu Rahmana teslim edenlerden tutun da, “emr-i bil’ma’ruf....” dâvâsında sebat edip talebe-i ulumca kendini adayanlar vb. musîbet ve belâlarda can verenler bu manevî iklimin içine girer. Bu konuda “gaybı şüphesiz ki Allah’tan başka kimse bilmez” (Neml S. 27/65, Enam S. 6/59 vb.), bu pencereden bakıldığında elbette şehit olanların keyfiyet ve mertebelerini de en iyi Allah (cc) bilir.

Evet, İnsan bir yolcudur… Hayat gemisi bir ömür tahtında hangi limanlara demir atmadı ki… Uğranılan limanlarda yaşanan hatıralardan bizi en çok etkileyeni, belki de bütün seyahatlerde bir daha yaşanmayacak ve “vuslat” mânâsında olanı hangisiydi?

Sağlam bir ruh ve karakter yapısı bulunan kültürümüzde, ansızın toprağa düşen gencecik fidanlar için yakılan ağıtlarda “Onlar beyaz güvercin olup, Cennete uçtular” ifadesi kullanılır.

“Beyaz güvercinler” düşüncesi beni seneler önce Kâbe ve Ravza yollarında yaşadığım bir hatıraya götürdü. Hatıra şu: Medine’de Mikat mevkii olan Hıll’de Beytullah’ı tavaf etmek için gerekli hazırlıklar yaptık. Herkes dünyaya geldiği gibi eşit ve aynı oldu, beyaz güvercinler misâli beyaz kefenlere büründü. Herkes masum Cennet çocukları gibi “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk, inne’l-hamde, ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk, lâ şerikelek” (Buyur Allah’ım buyur! Emrindeyim buyur. Senin hiçbir ortağın yoktur. Emrindeyim buyur. Şüphesiz hamd Sana mahsustur. Nimet de Senin, mülk de Senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.) diyerek, sevinç çığlıkları atıyordu. O duygularla maneviyat âlemlerine, âdeta uçtuk gittik…

Peygamberimiz (asm) hadislerinde şehitleri övmüş ve şehit olmayı teşvik etmiştir. Bir gün savaşmak üzere Peygamberimize (asm) gelen bir kimse: “Savaşayım mı? Yoksa önce iman mı edeyim?” diye sorduğunda, Peygamberimiz (asm) “Önce iman et, sonra savaş” demiştir. Bunun üzerine o kişi şehadet getirerek iman ettiğini ifade etmiş ve katıldığı o savaşta şehit olmuştur.

Eserlerinde din ve fen ilimlerini mezcederek Kur’ân ve hadis-i şerifleri yorumlayan Bediüzzaman, “Mektubat” isimli eserinde, şehitlerin hayatı “dördüncü hayat mertebesi” olarak ifade eder.

Hz. Âdem’in (as) oğullarından Kabil’in, Habil’i haksız olarak öldürmesiyle başlayan süreçte, ilk şehit Habil’den bu yana, kara toprağın bağrına Hamzalar, Ömerler, Osmanlar, Talhalar ve daha nice yiğitler düştü. Zamanlar ve zeminler farklı olsa da, hepsi Allah için canlarını feda ettiler.

Yarın, kimsenin kimseye yardıma gücü yetmediği o büyük mahşer ve hesap gününde, şehitler bizi de hatırlar inşallah. Yolunuz ve yolumuz açık olsun!

Okunma Sayısı: 1671
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    30.3.2021 12:44:11

    " Hakiki müminler ne zulmeder ne zulüm yapar; kaçınılmazsa; mazlumluğu; öldürülmeyi göze alır.Çünkü; son makarrda; alacaklı olmak verecekli olmaktan daha kazançlıdır; Habil ve onun yolundan gidenler gibi..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı