"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayat kaybolmuş diyorlar...

Adil Özbakır
13 Şubat 2021, Cumartesi
Ehl-i imanın da düşünmeden taşınmadan rahatlıkla söylemeye alıştığı kelimeler var. Hele de şu pandemi döneminde her gün duymaya alıştığımız ifadeler. Şu kadar kişi hayatını kaybetti, yaşamını yitirdi…

Siz de duydunuz değil mi? Hayatın kaybolduğunu söylüyorlar. Gerçekten kaybolmuş mu? En son nerde görülmüş, bilen gören kimse yok mu acaba? Sesini duysunlar ne olur kaybolmasın hayat. Birileri yardımcısı olsun sevdiklerine kavuşsun sağ salim lütfen…

Aslında, o kadar da söyledik gece vakti bilmediğin bu yola çıkma diye! Dinlemedi ki kimseyi başına buyruk hareket etti yine. Yanında da kimse yok tek başına bu karanlık ve soğuk gecede ne haldedir, nerdedir? Aç susuz ne yapıyor? Yiyeceği bitmek üzeredir belki de, üşüyor mu acaba? Çok da korkmuştur. Başına bir hal gelmese bari… Ah be hayat bir kere söz dinlesen ne olur du. Bak söz dinlemeden çıkıp geldiğin bu memlekette başına ne haller geldi, yıllarca onca sıkıntı çektin… Akıllanmadın tek başına bilmediğin başka bir memlekete yola çıktın yine…

Ama merak etme, insanlık bu kadar gelişti güçlendi. İletişim araçları uzaydaki kameralar vasıtası ile yerini tesbit edip bulurlar seni nasıl olsa korkma. Bir konum atarsın gelip alırız seni kaybolduğun yerden. Yok yok şarjı da bitmiş, bağlantı kesilmiş bütün ümitler tükenmek üzereymiş. Ne yani gerçekten kaybolmuş öyle mi? Evet kaybolmuş öyle diyorlar hiçbir iz yok kendisinden.

O halde; bir şeyler yapmamız lâzım, elimiz kolumuz bağlı oturamayız, bir an evvel bulmalıyız kaybolan hayatı. Her yerde kriz masaları kurmalı, Âcil Hayat Arama (AHA) ekipleri oluşturup yollara düşmeli. Nerede kayboldu bu hayat oradan başlamalı aramaya. En son nerede ve kim tarafından görülmüş sorup soruşturmalı. Çok sevdiğimiz hayatın kurda kuşa yem olmasına göz yumamayız. Her yeri köşe bucak aramalı. Başına kötü bir hal gelmeden bulmalıyız hayatı. Bütün yetkililere sesleniyorum ne olur yardım edin bulun hayatımı…

-Sakin ol, gönlünü ferah tut, merak etme kaybolmadı hayat..

-Sen nerden bileceksin koca koca adamlar kayboldu diyor işte, beni rahatlatmak için söylüyorsun biliyorum.

“Ey insan! Bil ki insanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler var; Ehl-i iman bilmeyerek istimal ediyorlar’’

-İçin rahat olsun bilmeyerek seni dehşete düşürüyorlar kaybolmadı hayat, ebediyen mutluluk içinde yaşayacağı memleketine geçmek için bekleyeceği salona doğru yolculukta şu an. Başına bir sıkıntı gelmeden bekleme salonuna ulaşacak merak etme.

-Nasıl merak etmeyeyim, bilmediği zorlu bir yola çıktı, yanında hiç kimse de yok. Hem onca yıl gezdiği, gördüğü şu memlekette dahi çoğu adresi bilmez, burada bile kaybolmaktan, başına kötü bir hal gelmesinden korkardı hep. Bu yola ise ilk kez çıkıyor, yanında yolu bilen bir refakatçi de yok, yanında da kimse gitmek istemedi zaten. Onun da gitmemesi için çok uğraştık, ama nafile yola çıktı bir kere kimse engel olamadı…

-Doğru haklısın yolu bilmez, fakat merak etme, yolu ve varacakları yeri avucunun içi gibi bilen bir yol arkadaşı var yanında, kaybolma ihtimalleri dahi yok.

-Gözünle gördün mü nereden biliyorsun? Beni rahatlatmak için böyle diyorsun.

-Bir düşün bakalım; bu memlekete gelirken de hiçbir yeri bilmez, hiçbir kimseyi tanımazdı, uzun bir yolculuk sonunda kaybolmadan bu memlekete ulaştı? Hiçbir gücü kudreti ekmeği suyu kendini koruyacak bir silâhı da olmadığı halde onca karanlıklı ve dehşetli yollardan selâmetle geçip buraya kadar ulaştı, gözünle gördün doğru değil mi?

-Evet, doğru aklı başında olan herkes gibi biz de gördük…

-Demek bütün bu yerleri, yolları bilen gören ve hükmü her şeye geçen BİR’i (cc) hayatı bu memlekete çıkardı. Şefkatle, elinin yetişmediği bütün ihtiyaçlarını karşılayıp onu muhafaza etti. Elbette onu daha önceki yolculuğunda muhafaza edip bu dünyada da güzelce misafir eden, çıktığı bu son yolculukta da onu yalnız bırakmaz. Yolu bilen bir refakatçiyi yine onun yanına verir selâmetle gidecekleri yere varırlar. Yeter ki hayatı buraya kadar getirip misafir ettikten sonra diğer daimî memleketine doğru yola çıkaran ve her yerin sahibi olan Zat’a (cc) iman ve itaat vasıtası güvenelim…

Elhasıl: Allah’ın izni ile Azrail (as) yanında yolu da varacakları yeri de çok iyi biliyor, telâş etme. Şuursuzca, belki de dinsizce söylenen kulaktan dolma sözlere itibar etme…

Madem Allah (cc) var. Kaybolmak yok…

Elhamdülillah…

Okunma Sayısı: 3237
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayşegül

    13.2.2021 17:51:02

    Yıllarca onca sıkıntı çektin… Akıllanmadın tek başına bilmediğin başka bir memlekete yola çıktın yine…🍂 Farklı bir bakış açısı olmuş. Gönlünüze sağlık

  • Mustafa Yılmaz

    13.2.2021 08:44:20

    Teşekkür ve tebrik ediyorum.cesaretimizi artırdınız.Hürmetler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı