"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendinle gurur duymalısın…

Adil Özbakır
01 Mart 2024, Cuma
Nasıl yani? Oysaki gurur; kendini büyük görmek, yapılan güzel işleri nefsinden bilip kendini üstün tutmak gibi manaları ifade etmektedir. İnsanı felakete götüren, şeytanı cehenneme ehil bir vaziyete sokan dehşetli bir haldir.

Nasıl olur da insan kendisi ile gurur duyabilir? Felaketi olmaz mı insanın bu hal?

Risale-i Nur’dan aldığımız derslere binaen hiçbir şey mutlak manada şer ve çirkin değildir. Her şeyin kullanmaya bağlı olarak olumsuz cihetleri olduğu gibi olumlu cihetleri de vardır. Niyet ve bakış açısı günahı sevaba çevirir, O’na bakan yüzüyle her şey sonsuzluğa ve ebedi mutluluğa mazhar olur, yani Cenab-ı Hak hesabına olan her şey insanı düşmekten ve ebedi zarara uğramaktan muhafaza eder.

Cenab-ı Hak, şu kâinatı her an şükür ve hamd mahsulâtını çıkaracak bir fabrika suretinde dizayn etmiştir. Ve bu fabrikanın en mükemmel çalışanı olarak da insanı yaratmıştır. Fabrikanın diğer çalışanları üzerinde tasarrufta bulunma yetkisini yine insana vermiştir. Makamının gerektirdiği tüm vazifeleri yapabilecek kabiliyetleri insanın mahiyetine yerleştirip gerekli olan tüm sermayeyi de insanın cebine koymuştur. Ve sermayesini hangi yatırım araçlarıyla sonsuz bir menfaate çevirebileceğini de ona öğretmiştir.

Günde beş kez özel olarak görüşmeye çağırdığı ve fabrika çalışanlarının çıkardığı mahsulâtın da neler olduğunu duymak istediği varlık insandır. Yani bütün çalışanlar hesabına konuştuğu da insandır. En yüksek ücretli çalışan insan olduğu için en fazla sorumluluk ve en ehemmiyetli vazifeler ona verilmiştir. Tabiri caiz ise, Kâinat fabrikasının sahibi, fabrikanın üstün vasıflı en şuurlu varlığı olarak insanı yaratmıştır.

Cenab-ı Hak, layık gördüğü makamın hakkını vermeye çalışan ve vazifelerini samimiyetle yerine getirmeye gayret eden kullarından memnun oluyor ve onlarla iftihar ediyor.

Bediüzzaman Hazretleri bu hakikati şöyle ifade ediyor: “Ve elbette o lezzet-i mukaddese ile beraber, hadsiz O’nun merhameti cihetiyle, faaliyet-i kudreti içinde, mahlûkatının istidatları kuvveden fiile çıkmasından ve tekemmül etmesinden neş’et eden, o mahlûkatın memnuniyetlerinden ve kemâllerinden gelen, Zât-ı Rahmân ve Rahîme ait, tabiri caizse, hadsiz memnuniyet-i mukaddese ve hadsiz iftihar-ı mukaddes vardır…”

Tabiri caizse, Cenab-ı Hak rızasına uygun yaşayan, vazifeli olduğu makamın gereklerini severek, isteyerek yerine getiren ve yaptığı işler neticesinde kendini daha da geliştirip mutluluğu elde eden makam sahiplerine, sizinle gurur duyuyorum diyor.

O halde insan, kendisini bu kadar mükemmel yaratıp en ehemmiyetli vazifelerle görevlendiren, her gün beş kez huzuruna çağırıp özel görüşecek kadar değer veren ve nihayetsiz nimetleriyle de ödüllendiren Rabbi’nin hesabına mükemmel yaratılışı ile gurur duymalıdır. Yani, kendisine yüklenen tüm sorumlulukları samimiyetle yerine getirmelidir. Atanmış bulunduğu makamı en iyi şekilde temsil etmelidir. Tüm yaratılmışların üzerinde bulunan bu büyük makamı ona layık gören Rabbi’nin emirlerine muhalefet edip kendisini küçük düşürmemelidir.

El hasıl, iman ve ibadet için yaratıldığını ve bu yaratılış vazifelerini samimiyetle yerine getirmenin, kendisini yaratan Rabbi hesabına, yaratılışı ile gurur duymak olduğunu, makamın gerektirdiği vazifeleri yapmamanın ise gurura düşmek olduğunu bilmelidir.

Gurura düşmeden kendinle gurur duy…

Okunma Sayısı: 818
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı