Millî Eğitim Bakanı, okullarda e-rehberlik çalışmasının başlayacağını duyurdu.
Bu çalışmaya göre ilkokul birinci sınıftan başlayarak bütün çocukların her türlü sosyal, duygusal ve bilişsel becerilerine ait kayıtların tutulacağını söyleyen Bakan, “ASİS dediğimiz yerli zekâ ölçeğiyle ve başka tarama testleriyle bunu yaptık ve önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde bütün Türkiye’deki taramayı bitireceğiz (...) Çocuk hangi okula, hangi şehre giderse gitsin, bu çocuğu tanımak için oradaki öğretmen kendisi yeniden, sıfırdan uğraşmayacak. E-rehberlik kaydına bakarak çocuğun, çocuğun becerileri, yatkınlıkları neymiş, ilgi alanı neymiş, hangi başarıları var, hangi ürünleri sergilemiş, bu çocukla ilgili sosyal, duygusal özellikler nelermiş, bunların hepsini orada görme imkânı olacak. Velilerin, öğretmenlerin de görme imkânı bulunuyor. Dolayısıyla bütün çocuklarımızı artık lise sona kadar bu şekilde bir izleme, değerlendirme, çocukları yönlendirmek için delile dayalı, veriye dayalı bir sistem üzerinden rehberlik yapabilme fırsatımız olacak” dedi.
Öğrenciyi tanıyıp, ona özellikleri ile uyumlu eğitim vermeye çalışmak güzel bir şey... De... Bugün sanatından sporuna, el becerisinden işlem çözmeye türlü türlü zekâ çeşidi olduğu söyleniyor. Öğrencilerin tamamını zekâ çeşidine göre ayırıp bir de puanlarını verdin diyelim. Ülkenin her tarafında çoklu zekâ tanımlarına göre eğitim verebilme şansın olacak mı? Olmayacaksa çocukları zeki, çok zeki gibi etiketlemek nasıl bir fayda getirecek? Çok zeki çıkan çocukları, aileleri iyice sosyal hayattan koparıp yarış atı gibi durmadan çalıştırmaya çalışırsa hayatları kararmaz mı? Aynı sınıfta okuyan ve birbirinin zekâ puanlarını bilen farklı seviyelerdeki çocukların psikolojisi nasıl olacak? Okula yeni başlayan öğrencilerin bile simit yağmuruna tutulduğu bir yerde, Allah kimseyi çok zeki çıkan öğrencilerin eline düşürmesin...
ŞAHSÎ Verilerin Paylaşımı
Çocuklarla ilgili bu bilgiler, kanunda “kişisel veriler” olarak geçiyor, bunların veliler ve öğretmenlerle paylaşılması ne kadar doğru olur? Düşünsenize, veli toplantısına gidiyorsunuz, çocukların zekâ puanları havada uçuşuyor: “Sizin çocuk biraz düşük zekâlı olduğu için anlamıyor ve sınıfın seviyesini aşağı çekiyor!” “Çocuğuma lâf edene bak, hiç olmazsa sizin gibi para ödeyerek zeki çıkarmadık...” Veli değil, veri toplantısı olur!
Rüşvet vererek çocuğunun zekâsını yükseltmek isteyenler mi çıkmaz, araya hatırlı birilerini sokarak işi yukarıdan çözmek isteyenler mi... Şimdi bile, adres bölgesinde olmayan iyi bir okula çocuğunu kaydettirmek için ikametlerini değiştirenler, hatta bu işlemin zorlaşması üzerine kâğıt üzerinde boşanmış görünüp adresini taşıyanları duymuştum. Sırf, elâlem “gerizekâlı çocukları varmış” demesin diye, gerekirse araya hile hurda sokarak puan yükseltmek isteyenler çıkacak.
Veriler TicarÎ Olarak Kullanılırsa...
Sonra, toplanan verilerin ticarî amaçlarla kullanılmayacağı nasıl garanti edilecek? Çocuğumuz anaokulu yaşına geldiğinde, çevremizdeki neredeyse bütün özel okullar bana cep telefonumdan ulaşıp reklâm yapmaya başladılar. Numaramı nereden aldıklarını, daha önemlisi çocuğumun yaşını nereden öğrendiklerini de bilemedim. Sadece yaşını bilenler işi bu kadar ticarete dökebiliyorsa, çocukların duygusal, zihinsel, bilişsel ve bilumum özelliklerini bilenler neler yapar...
Konu ile ilgili bütün endişeleri giderecek bir açıklamayı bakanlıktan bekliyoruz, e-rehberlik sistemi hayırlara vesile olur inşallah...
Belediye Başkanları Whatsapp Grubu
Sarayda toplanan büyükşehir belediye başkanları, aralarındaki haberleşmeyi arttırmak için, Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla Whatsapp grubu kuracaklarmış. Büyük olmayan şehirlerin belediye başkanlarını aralarına almazlarsa ayıp olmaz mı? Alırlarsa, bu sefer grup kalabalıklaşır ve muhabbetler sulanır, bu da ayrı bir risk.
Başkanlardan biri, diyelim ki Çorum Belediyesi’ne hitaben şöyle bir mesaj atabilir: “111 ışıkyılı uzaklıkta bir gezegende su bulundu, Çorum Belediyesi’nin yüzbinlerce lira ödediği aquapark ve hayvanat bahçesi bulunamadı. Sayıştay bulamadı, NASAyıştay olsa belki bulabilirdi (gülen surat, gülen surat gülen, gülmekten gözünden yaşlar gelen surat)”, biri yanlış mesaj gönderdikten sonra “torunum oynarken attı ben atmadım” diyebilir, son görüldü bilgisini kapatan başkanların gizli kapaklı işler çevirdiği düşünülebilir, okundu bilgisi gelen mesaja neden cevap verilmediği kafaları karıştırabilir.
Kısaca whatsapp grubu deyince akla gelen şeyler, belediye başkanlığı makamıyla nasıl örtüşür bilinmez...