Tırtılın, kelebek haline dönüşme yolculuğunu anlatan Prof. Dr. Haluk Gümüşkaya, tırtılın bir hayat mertebesinde ölüp muhteşem bir kelebek halinde tekrar dirilerek haşri ispatladığını söylüyor.
Tırtılın bir hayat mertebesinde ölüp, muhteşem bir kelebek haline yükselerek tekrar dirildiğini sosyal medya hesabında anlatan Prof. Dr. Haluk Gümüşkaya, bu dönüşüm sürecini şöyle açıklıyor: “Bebek tırtıl yumurtasından çıktıktan hemen sonra kendi yumurtasını yemeğe başlıyor. Hiç israf yok, uzun yolculuğu için ilk gıdasını bu şekilde alıyor. Tırtıl sürekli yaprakları yiyerek büyüyor. Doğumundaki halinden yaklaşık 100 kat büyüdükten sonra, yeni bir hayat için hazır duruma gelir. Yaratılış programına uygun olarak, tırtıl bu kez kendi etrafına bir koza örer. Bir kaç gün sonra, yeni bir vücut ile, muhteşem bir sanat eseri şeklinde, kelebek olarak hayata tekrar gözlerini açar.”
Haşre misal oluyor
“Bu mahlûk, bir hayat ve vücut dünyasında ölüyor, tekrar başka bir hayata farklı bir vücut ile diriliyor. Bize sanki öldükten sonra dirilmeyi hatırlatmak istiyor. Bahar mevsiminde, bitki ve hayvanlardan sayısız canlının tekrar dirilmesi gibi, haşre bir misal oluyor. Ve hal lisanıyla diyor ki: ‘Size böyle nimet eden bir Zât sizi başıboş bırakmaz ki, kabre girip kalkmamak üzere yatasınız.’ Sübhanallah.” Kur’ân-ı Kerîm’de diyor: “O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Haşir-24)
Tırtılın, kelebek haline dönüşme yolculuğunu anlatan Prof. Dr. Haluk Gümüşkaya, tırtılın bir hayat mertebesinde ölüp muhteşem bir kelebek halinde tekrar dirilerek haşri ispatladığını söylüyor.
Küçük kurttan ipeği giydiriyor
Evet, kâinatta haşir hakikatini aklımıza yaklaştıran sayısız olaylar oluyor. Bunların neticesinde insana bahşedilen nimetler, yine Allah’ın ikramı ve ihsanını gösteriyor: “Evet, bir gözsüz akrep ve ayaksız bir yılan gibi haşerata mağlûp olan insana bir küçük kurttan ipeği giydiren ve zehirli bir böcekten balı yediren, onun iktidarı değil, belki onun zaafının semeresi olan teshir-i Rabbânî ve ikram-ı Rahmânîdir.” (Bediüzzaman Said Nursî, 23. Söz)
HABER: KÜBRA ÖRNEK
[email protected]