"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Birilerinin “mis gibi Türkiye”si…

Ahmet BATTAL
01 Ocak 2026, Perşembe
Karar’dan Yıldıray Oğur, “Miss Türkiye’nin mahremiyet refleksi” başlıklı uzun ve keyfiyetli yazısında iyi, ama eksik bir sosyolojik analiz yapınca bize de aynı konuyu bizim gözümüzden yazmak düştü.

Konuyu bilenler biliyor: 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü 4. sınıf öğrencisi Giresunlu 22 yaşındaki Sıla Saraydemir bir “güzellik yarışması”nda birinci oluyor. Sıla podyumda iken annesi de çıkıyor ve kızını tebrik ediyor. Bu sırada birileri cep telefonundan çekiyor ve yayınlıyor.

Görüntüde, anne başörtülü ve kızının düğününe gider gibi bir elbise giyip süslenmiş. Kızın kıyafetini tarif gerekmez.

Ve o anne o kızını öpüp tebrik ediyor. Belli ki onun bu “başarı”sıyla gurur duyuyor. 

Bu sırada annenin başörtüsünün yakasını kapattığı kısmı birazcık açılıyor ve alttan teni görünüyor. Durumu fark eden kızı hemen ve bir refleks olarak annesinin başörtüsüne elini uzatıp annesini örtüyor. 

Gerçekten, üzerinde çok şey yazılıp söylenebilecek bir olgusal duruma işaret eden bir refleks. 

Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi’nin torunu Keriman Halis’in 1932’de Cumhuriyet Gazetesince “güzellik kraliçesi” seçilmesinden ve M. Kemal tarafından kendisine Ece soyadı verilmesinden bu yana, Avrupâîlik konusunda entelektüel dindarlar çok şey yazıp söyledi. İktidar da oldular. Şimdi istikamet mahrumu torunları çelişkileri yaşıyor.

Ön çıkarımlar şunlar: 

Sadece annenin değil, kızının da bir tesettür algısı ve ölçüsü var. Ama kızın tesettür ve mahremiyet ölçüsü kendisi için de anne için de farklılaşmış durumda. Aynı şekilde annenin tesettür ölçüsü de kendisi ve kızı için farklı. 

Yani ahlâk kodları aynı ama ölçekler değişik. 

Anne, muhtemelen kendisi için asla düşünmeyeceği bir kıyafeti ve ortamı/tavrı kızı için uygun görüyor. Şuradan belli: O mekâna gelmeyebilirdi, geliyor; o podyuma çıkmayabilirdi, çıkıyor; güzelliğini namahreme göstermekle “birinci” olan kızını tebrik etmeyebilirdi, ediyor…

Tahammül ve hoşgörünün seviyesi de farklı.

Bu örnek olay ve benzeri birçok olgusal olay gösteriyor ki Türkiye toplumu yeni ahlâkî ve kültürel kodlar üretiyor. 

Bu yeni kodların kendi içinde çelişkiler barındırdığı ve bu yeni çelişkilerin eski çelişkilerden daha çelişkili olduğu açık. Bu bir iyiye gidiş de değil.

Görünen sebepler belli: 

Ailede çocuk sayısı azaldıkça eldekinin değeri artıyor ve eldekiyle yetinmek ve yapabiliyorsa üstüne koymak, yapamıyorsa mevcudu muhafaza etmek arzusu, hem tahammül ve hatta hoşgörüyü ve hem de hürmetsiz ve ismetsiz saygıyı beraberinde getiriyor. 

Aile fertleri arasında bireysel tercihlere saygı ile aileyi bir arada tutma isteği at başı gidiyor. Zira aile kıymetli ve parayla satın alınamayan tek şey.

Buna aile fertlerinin taklidî imanı da eklenince hakikatte çelişkiler çelişki değilmiş gibi kabulleniliyor. 

Sosyal hayatta bu kabuller yatay kamplaşmaya mani oluyor. Ama bir taraftan da yaşlı ve genç kuşak arasında yeni bir dikey kamplaşma alanı doğuyor: Bir çarşaflıya, laikçi kokanalarca tesettürü sebebiyle laf edilse mini etekli kız rahatlıkla çarşaflıyı savunabiliyor. Güzel. Ama bir genç kızın açık saçık kıyafetine ya da hayasızca ve pervasızca tavrına bir Hacı Dayı homurdansa başörtülü genç kız müdahale edebiliyor. Garip.

İyi ile kötü, doğru ile yanlış aynı çarşıda…

Sınırlar hızla silikleşiyor…

Böyle bir toplum kimin ve neyin eseri? 

Cevapları ve siyasetle ilişkisini ayrıca düşünelim.

Okunma Sayısı: 219
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı