Devlet; yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla… velhasıl bütün kuvvetleri ve katlarıyla bir binadır.
Devlet bir üstyapıdır; kurulur, tamir edilir, restore edilir, yıkılır…
Millet ise bütün unsurlarıyla devlet binasının toprağıdır, taşıdır, harcıdır, demiri-çimentosudur.
Binanın nasıl yıkıldığını hepimiz biliriz. Yapan yıkar, terörist yıkar, deprem yıkar…
Binanın neden yıkıldığını da biliriz. Yıkana bağlı olarak değişir.
Ya devlet binası… Nasıl yıkılır?
Devlet de yıkılır, ama bina gibi yıkılmaz.
Birinci ihtimal:
Düşmanlar musallat olur, müdafaa yeterli gelmez, dış saldırılar devleti yıkar ve yerine kendi işine gelecek yeni bir ya da birkaç devlet ve düzen kurar.
Dış yıkımı, gelmeden önce milletin bir kısım fertleri de anlar ve bilir. Bilir, ama ya engel olmaz ya da istese de engel olamaz.
Dış güçlerin etkisi ile kurulan yeni devlette güç-yetki ve pozisyon alanlar, millete değil güce yaslandıklarından genellikle kendilerini vatansever ve rakiplerini de vatan haini olarak görür ve gösterir. Demokrasiye geçilmediği sürece de bu abes tartışma sürüp gider.
İkinci ihtimal:
İç etkiler devleti zayıflatır ve yıkar.
Devleti ayakta tutan devletin kendi hukukudur. Devletin temeli toplumdur. Toplum dağılmadan devlet içeriden yıkılmaz.
Toplumun temeli ise sınıflar, gruplar, kültürel ve sosyal tabakalardır. Toplumun ve tabakaların da bir hukuku ve düzeni vardır.
Sosyal tabakaların tabanı sivil toplum örgütleridir; dernektir, vakıftır, sendikadır, partidir, basındır.
Hepsinin tabanı ailedir. Ailenin hukuku aslında devletin hukukudur. (Medenî Kanun’daki aile hukukundan bahsetmiyoruz. Vicdanlardaki aile hukukunu kast ediyoruz.)
Kardeşlik hukuku ailenin de sivil toplumun da devletin hukukunun da temelidir. “Devletin devam ve bekasını istiyorum” diyen herkesin önce bu hukuka riayet etmesi lâzım.
Farklılıklara tahammül edemeyen biri aslında ortak hukuku ihlâl ediyor demektir. Kendisini hamiyet sahibi ve vatansever olarak görse ve gösterse de gerçek bir devlet düşmanıdır.
“Tek doğru benim doğrumdur” diyen bir siyasetçi toplum düşmanıdır.
Kendi kafasındaki siyaseti devletin bürokrasisine hâkim kılmaya çalışan her bürokrat bilerek ya da bilmeyerek devlet düşmanıdır.
Gerginlikten medet uman her güç ve kuvvet sahibi sonunda kendi gücüne mağlûp olur. Tarih şahittir.
En güzel güç yumuşak güçtür.
En iyi sosyal pozisyon eşitlikçi olanıdır.
En iyi sistem demokrasidir.
En temel hedef hukuk devletidir.