Merhaba canım kardeşlerim. Bu hafta “anne ve babaya hürmet” kavramı üzerine biraz sohbet edelim. Doğumumuzdan itibaren bize gerçek dost ve yardımcı olan anne ve babalarımız bizim için çok kıymetlidir. Bizim her daim yanımızda olan destekçilerimizdir.
Kur’ân-ı Kerîm’de Allah “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme”1 diye buyurarak onlara saygıyı ve hürmeti bizlere öğretmiştir. Peygamberimiz (asm) ise “Allah’ın rızası, anne babanın rızasında, gazabı da anne babanın gazabındadır.”2 buyurmuştur. Annemize ve babamıza muhabbet ederek yüzlerine baksak bile ne kadar sevap kazanabildiğimizi biliyor muydunuz?
Anne ve babalarımızın hürmet konusu beni Kur’ân-ı Kerîm’in Yusuf Suresi’nde hikâye edilen yüce bir gerçeğe götürdü. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf Peygamberin kıssasını hatırlarsınız. Başından birçok hadise geçen Hz. Yusuf (as) en sonunda, Allah’ın yardımıyla bütün sıkıntılarından kurtulur ve Mısır’a sultan olur, tahta oturur. Anne ve babasına kavuştuğunda, onlara olan hasret, saygı ve hürmeti gereğince onları Mısır ülkesinin taht ve tacının zirvesine oturtarak, onlara verilmesi gereken yüksek değeri verir. Bu konuda bizlere örnek olur. Bu hakikat Yusuf Suresi’nin 100. ayetinde “Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar...” şeklinde geçer. Anne ve babalarımız hayattaysa sevgi, hürmet ve muhabbet ile sımsıkı sarılalım. Ahirete giden anne ve babalarımızın ise bizimle irtibatta olduğunu ve Cennette onlara kavuşacağımızı düşünerek dualarımızı gönderelim.
Dipnotlar:
1- İsrâ Suresi: 23.; 2-Tirmizî