"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ramazan’a aittir

Raşit Örenel
22 Haziran 2025, Pazar
Ancak Tatar Ramazan’a. Bir zamanların meşhur filmi Tatar Ramazan. Tabiî ki bu filmdeki vurdu-kırdı, kan dökme katiyyen kabul edebileceğimiz usuller değildir. Fakat bu filmde iki replik var ki bana Yeni Asya'nın pozisyonunu hatırlatır.

Zaman zaman bazı ağızlardan duyarız: “Yeni Asya bu kadar az satarak, mensubu çok fazla olmayan bir cemaat olarak ne yapabilir ki; dershanelerde oturup kendi aranızda dersler yapıyor, kendi bastığınız gazeteyi okuyorsunuz, kimse ne söylediğinizi merak etmiyor” gibi küçümseyici ve Risale-i Nurlardaki “kemiyet-keyfiyet” başta olmak üzere pek çok kıyas ve prensipten nasipsiz yaklaşımlar. 

İşte bu gibi, bizi yok sayınca yok edebileceğini sananlar ya da yaptığımız neşriyatın muhteva ve kapsamını gereksiz bir şekilde tehlikeli bulanlar aklıma gelince Tatar Ramazan’dan şu repliği hatırlarım: “Biraz da sizin için arkadaşlar bu yapılanlar. Biz çavuşun kirli işlerine göz yummuş olsaydık, ne lüzum vardı... Gül gibi geçinir giderdik. O zaman sizin ensenizdeki yumruk katmerli olurdu.”

Evet, belki kemiyeten çok büyük değiliz; ancak “cesedi adi bir neferin tutabileceği kadar zayıf fakat Kur’ân’a dair dellallığıyla elli milyon kadar kuvveti”yle ehl-i dalaleti ve cebbar zalimleri tir tir titreten bir Üstad’ın talebeleriyiz. Ve şahsî kusurlarımızla aczimize binaen ıztırar lisanıyla ettiğimiz dua hürmetine Allah, Üstad’ımızın “elli milyon” ayarındaki kuvvetinden şahs-ı manevimizi de hissedar ediyor.

İşte bu kuvvetle, ne kadar “az ve zayıf” da olsak, zulme ve küfre karşı yaptığımız her yayın, kemiyetimizin çok ötesinde bir keyfiyette yankı uyandırıyor, tesiri oluyor, farkında olsalar da olmasalar da, olsak da olmasak da mazlumları ve ehl-i imanı rahatlatıyor, ülke huzuruna katkı sunuyor. Eğer bunun yerine zalimler ve ehl-i dalaletin vekilleriyle uzlaşıp “Çavuşun kirli işlerine göz yummuş olsaydık gül gibi geçinir giderdik”. Yeni Asya belli çevrelerce baş tacı edilir, Yeni Asyacı olmak pek çok kapıyı açar, bu yüzden tirajımız on binleri bulur, medreselerimizde adım atacak yer kalmaz, pek çok Yeni Asyacı da dünyalık ikbaline kavuşurdu. Lâkin “o zaman sizin (ehl-i iman ve mazlumların) sırtınızdaki yumruk katmerli olurdu.” Peki bu durumda biz, o Üstad’ın hakiki talebeleri mi olurduk, yoksa gölge oyunundaki bi’l-vasıta müteharrik kartondan birer Hacivat mı?

İşte bu yüzden Yeni Asya ve mensupları, Nur Talebeliğini daima “Saadet-i ebediyeyi netice veren ve ümmet-i Muhammediyeyi (asm) dünya ve ahirette sahil-i selâmete çıkaran bir sefine-i Rabbaniyede hizmet eden hademe”lik bildikleri için, en gösterişsiz, en konforsuz, en çetin, en tehlikeli, en uzak, hatta en lüzumsuz görülen nöbet kulübelerinde nöbet tutmaya razıdır ki; İslam ordusu olan ümmet-i Muhammed (asm), hiç ummadığı yerden darbe almasın, etrafı sarılmasın, karargahına girilip darmadağın ettirilmesin. Erken bir kıyamete sebep olacak hallere kapı açılmasın.

Yeni Asya ve mensupları, “ne var canım bunda” denilip, memnun dahi olunan pek çok menfi durumda, olumsuz bir şekilde “oyunbozan, mızıkçı” görülme pahasına, bana hep Tatar Ramazan’ın o meşhur repliğini hatırlatarak meydana çıkar ve der: “Ben bu oyunu bozarım!”

Okunma Sayısı: 265
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    22.6.2025 00:20:02

    Yeni Asya " HAKKIN HATIRI ALİDİR HİÇ BİR HATIRA FEDA EDILMEZ" prensibi ile hareket ettiğinden belki zayıf belki küçük kalmış olabilir. Bir başka deyişle kemikten az küçük olabilir ama keyfiyeti en büyüklerden daha fazla işler yapageldi ve yapmaya devam edecektir inşallah. Fakat kakli davaların çok muzır manevi olur,şeytanlar onlarla çok uğraşır. Yeni Asya bugüne kadar hep ses getirici ve doğunun yanında,yanlışın karşısında,mazlumun elinden tutup kaldırmayı,zalime ise kaş çalmayı şiar edinerek gelmiştir. Bunları yaparken bazı dostları bile canım zalime zulmünü söylemeyelim,mazlumların mazlumluğunu söyleyince ne yapacağız,bunu yaparsak bize şöyle derler böyle derler diyenler çıkabilir,ama imtihanda olduğumuzun bilinciyle Yeni Asya her zaman ve zeminde zalimin zulmünü suratına haykırmaya devam etmelidir vesselam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı