Her zaman olduğu gibi, bu yaz mevsimi de Risale-i Nurları okumayı ve anlamayı bekliyor…
Rabbimizin büyük ve geniş imkânlar sunduğu bu yaz mevsiminde; her türlü nimetin ihsan ve ikramına karşı şükür ve hamd ederken, rehavete kapılmadan; nimetlerin çeşitliliği ve çokluğuna aldanmadan Kur’ân okumalıyız.
Kur’ân’ın, bu zamanda kâinat kitabını okutturan muhteşem bir tefsiri olan Risale-i Nurları da anlamak için okumalıyız.
Her yapılan işin bir planı, bir programı oluyor. Risale-i Nur okumalarını da bizler, bir plan ve program dâhilinde yapabilmeliyiz.
Önceden zihnimizi, aklımızı, duygularımızı Risale-i Nur okumalarına hazırlamamız önemlidir.
“Nereden okuyacağım?”, “Neyi okuyacağım?”, “Hangi suallere cevaplar arayacağım?”, “Hangi kitaptan veya kitaplardan tespit ettiğim konuları okuyacağım?” gibi sorulara önceden düşünerek yönelmeliyiz. Bütün bu konularda kılavuz olacak, rehberlik edecek kitaplara müracaat edecek miyim?
Yol gösterici, benim plan ve programlarıma Risale-i Nur okumaları noktasında yardımcı olacak bir ağabeyim, bir arkadaşım, Risaleleri gerçekten okumuş ve anlamış bir rehberim olacak mı? Olacaksa, önceden onlarla haberleşmemiz ve temas kurmamız Risale-i Nur okumaları açısından bize ne gibi faydalar sağlayacak?
Hazırlıklar içerisinde, okuyacağımız Risale-i Nurlar’la meşgul olacağımız ortamlar nasıl olacak? Dikkatlerimizi dağıtmayan, bilakis derleyip toparlayan bir ortam hazırlayabilecek miyiz?
Sorularımıza cevaplarımızı müspet ve Risale-i Nur okumaları doğrultusunda bulabiliyorsak, buyurun Risale-i Nur okumalarına...
Okumayı okumak gibi yaparak, anlamaya çalışmak, “anladım” diyebilene kadar anlamaya çalışmak… Anladıklarımızı bütün hislerimizle hissedebilmek, okuyarak anlamanın en büyük bir özelliği olabilmelidir.
Unutulmamalı ki, okumak için okumak olmaz. Bu hâl, Risale-i Nur okumalarında en yüksek bir seviyede kendini gösterebilmelidir. Bir harf, bir kelime, bir cümle, bir paragraf, yarım sayfa, bir sayfa da olsa anlayarak okumak esastır.