Bakanlığınızın bürokratları “Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu” adı altında çeşitli şehirlerde toplantılar yapıyorlar.
İştirakçilere davetler gönderiliyor ve mevzu tebliğ ediliyor.
Sonra işin günü geliyor ve bürokratlarınız salonları tefriş ediyorlar.
Siz de o salonları teşrif ediyorsunuz.
Tanışılıyor, konuşuluyor. Fotoğraflar çekiliyor.
Düşünülüyor, üretiliyor. Yeni irtibatlar kuruluyor.
Ne güzel.
Bu serinin bir programı da 20 Haziran 2025’te Kayseri’de yapılacakmış.
Toplantıda “ticaret ve sözleşme hukuku kapsamında yaşanan sorunlar ile alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri” değerlendirilecekmiş. Önemli bir konu.
Davet yazısına göre Sempozyuma “Yargıtay, Adalet Bakanlığı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Bölge Adliye Mahkemesi başkan ve üyeleri, adlî yargı hâkimleri, Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Noterler Birliği (TNB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), sanayi ve ticaret odası temsilcileri, baro temsilcileri, arabulucular, bilirkişiler ve akademisyenler” katılacakmış.
“Adalet Bakanlığı … başkan ve üyeleri”nin kimler olduğunu anlayamadık, HSK üyelerinin iştiraki mecburi mi onu da bilemedik, ama çok da önemli değil.
Bölgedeki Üniversitelerin Rektörlüklerine yazılan ve sizin adınıza imzalanan resmî davet belgesine göre Sempozyuma “hukuk fakültesinde görevli tüm akademisyenlerin davetli olduğunun ilân suretiyle duyurulması” istenmiş. Bu da güzel.
Tebliğ yazısında, Sempozyuma “hukuk fakültesi dekanlarının ve üniversite rektörlerinin ayrıca davetli olduğunun bildirilmesi ile ekli davetiyenin kendilerine ayrı ayrı iletilmesi” istenmiş ve “fizikî davetiyelerin ayrıca posta yoluyla gönderileceği” bildirilmiş. Bu da çok iyi elbette.
Ama asıl “katılım sağlayacak kişilere katılım sertifikası düzenleneceğinden” isim ve iletişim bilgilerinin 13.06.2025 tarihi mesai saati bitimine kadar Bakanlığınıza bildirilmesi de istenmiş.
“Katılmak” ile “katılım sağlamak” arasındaki fark nedir tam anlamadık, ama önemli değil.
Katılım sağlamanın yöntemi, ulaşım masrafları gibi hususlar da herhalde çok önemli değildir.
Katılmayıp katılım sağlayacak olanlar adına düzenlenecek resmî ya da gayrı resmî sertifika ile hangi bilgi ve beceri paketi sertifikalandırılmış olacak onu da tam bilemedik, ama bu da önemli değil. Önemli olan o kâğıtlarda zat-ı âlînizin ya da adınıza hareket edenlerin kıymetli ıslak imzasının olup olmadığı. En azından hatırası var.
Buraya kadar hepsi güzel.
Ama “küçük” bir problem var.
20.06.2025’te yapılacak programı bildiren bu yazı, “Günlüdür” koduyla 10.06.2025’te yazılıp sizin adınıza imzalanarak bölgedeki üniversitelerin Rektörlüklere gönderilmiş ve oradan da “Acil” koduyla hukuk fakültesi dekanlıklarına ve dolayısıyla hocalarına duyurulmuş.
Devleti hızlandırmak iyidir.
Bürokrasiyi hızlı çalıştırmak güzeldir.
Hele adil yargının hızlanabilmesi muhteşem olur.
Ancak üniversitelerin bu hıza bu biçimde ayak uydurması mümkün müdür ve gerekir mi?
“Üniversite fikri” açısından konuyu bir kez daha düşünmenizi arzu ve istirham ederim Sayın Bakan…
Gerisi sizin takdirlerinizdir Efendim.