Bilim adamları, İran Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere kuvvet komutanlarını öldürüyor. Sivil halk gözetmeksizin binlerce kilometre öteye hava saldırıları düzenliyor. 

İslâm ülkeleri ve Batı, İsrail’in Gazze’de giriştiği soykırım ve saldırılar karşısında sadece “kınamakla” kalırken, hiçbir yaptırım uygulamaması katil devlet İsrail’i cesaretlendiriyor, ABD’yi de arkasına alarak sağa sola saldırıyor. 

İsrail’in bu saldırgan tutumu Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Elbette devleti yönetenler gelişmeler karşısında tedbirleri görüşüyorlar, ama şu anda yapılması gereken iktidarıyla muhalefetiyle birlik ve beraberlik içinde olunmasıdır. İktidarın muhalefeti bilgilendirmesi son derece önemli.

***

İSRAİL SALDIRILARI NEDEN GÖRÜŞÜLMESİN!

Muhalefet partileri Meclis’te bu maksatla Meclis araştırma ve genel görüşme önergeleri veriyor, ama iktidar oylarıyla reddediliyor.

Geçtiğimiz hafta başında TBMM Genel Kurulunda Yeni Yol Partisinin “Gazze'ye insanî yardım ulaştırılması,” İYİ Partinin “İsrail'in İran'a saldırılarıyla başlayan çatışma,” DEM Parti'nin “Netanyahu hükümetinin savaş politikaları” önerileri AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

Yeni Yol Partisi’nin Gazze'ye insanî yardım ulaştırılması” önergesi üzerine konuşan Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya, iktidar milletvekillerine seslenerek, “Milletimiz size kınama ‘tweet’leri atın diye oy vermedi; milletimiz size bu vahşeti durdurmak için harekete geçin, İslâm İş Birliği Teşkilâtı’nı harekete geçirin, Birleşmiş Milletleri ayağa kaldırın diye oy verdi, milletimiz size İsrail'le ticareti kesin diye oy verdi. Ama acı olan şu ki bu kürsüden size tarihî görevlerinizi hatırlattıkça, ticaret yapılıyor dedikçe siz reddettiniz” diyerek önergelerine destek istedi.

İYİ Parti önergesi üzerine konuşan Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı de, “Tebriz semalarını saran o kesif duman Türkiye'nin gelecek yangınının da dumanıdır, o füzeler duyanlara ‘sırada Türkiye var!’ diye bağıran işaret fişekleridir. Sınır komşularımız düştüğünde bizim payımıza huzur düşmez, güvenlik düşmez, refah düşmez; kriz, kaos, güvensizlik, asayişsizlik ve şehitlerimizin kanları üzerinde halay çekenlerin hayalleri düşer, teröristanın dördüncü parçasıyla bölünme düşer” diye konuşması dikkat çekiciydi.

***

MADEM ÖYLE NEDEN “RED” OYU KULLANILIYOR?

Görüşmelerde dikkat çeken durum ise iktidar milletvekillerinin de İsral’in bu saldırgan tutumuna tepki gösterirken önergelere red oyu kullanmaları oldu.

AKP adına konuşan İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, İsrail'in amacının Gazze'yi tamamen yaşanmaz hale getirmek ve halkı göçe zorlamak olduğunu vurgulayıp “İsrail'in İran'a yönelik hukuk dışı saldırılarını en güçlü şekilde kınadık, kınıyoruz. Saldırılar uluslararası hukukun açık bir ihlâlidir. Netanyahu ve hükûmeti uluslararası kamuoyunun dikkatini Gazze'deki soykırım ve katliamdan uzaklaştırmayı da amaçlamaktadır” diye konuşurken, TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve Van Milletvekili Burhan Kayatürk,  “Gazze'de süren insanî yıkımın ardından İran-İsrail ekseninde yaşanacak bir çatışma sadece Ortadoğu'yu değil Avrupa'yı, Kafkasları ve Asya'yı derinden sarsacaktır. Bu sebeple, buradan bir kez daha ifade ediyorum: Türkiye, tarafları itidalli olmaya çağırmaktadır ve çatışmanın büyümeden diplomatik yollarla çözülmesi için kararlılıkla çaba göstermeye kararlıdır” derken red oyu kullanmaları da düşündürücü ve ibretlikti.

Madem İsrail’in katliamları ve sağa sola saldırması bu kadar kötüyse neden Meclis’te görüşülmüyor, konuşulmuyor, anlamak mümkün değil. 

Türkiye’yi ve milleti ilgilendiren bu önemli olay Meclis’te enine boyuna konuşulsa, muhalefetin bu konuda görüşleri alınıp, iktidar bilgi verse iyi olmaz mı? 

İstişareden fayda gelmez mi?