Cumhurbaşkanı Cevaplama Yardımcısı Sayın Fuat Oktay, terör örgütü üyeliği dâvâları kapsamında kayyım atanan 847 şirketten 343’ünün kayyım kararının kaldırıldığını ve şirketlerin sahiplerine iade edildiğini söylemiş.
Reform bekleyen adalet sistemimiz açısından fevkalâde kötü bir tablo. Adalet Bakanlığı yetkililerine de bir ikaz.
Sebebi şu: Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şirket yönetimi için kayyım tayini” başlıklı 133. maddesinin ilgili kısmı şöyle:
“Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddî gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir.”
Bu madde hükümlerinin uygulanabileceği suçlardan biri de Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinde yer alan silâhlı örgüt üyeliği suçu.
Bu hükme göre, mahkemece bir şirkete kayyım ancak ve ancak “silâhlı örgüt” suçunun bu şirketin “faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe” varsa ve “maddî gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli” ise atanabilir. Kayyım uygulaması ancak bu iki şart devam ettiği sürece sürdürülebilir.
Silâhlı örgüt üyeliği suçunun “şirketin faaliyeti çerçevesinde” işlenmiş veya işleniyor olması demek, şirketin bu örgütün paravanı olarak kullanılıyor olması demektir.
Kayyım kararı için bu hususta “kuvvetli şüphe” duyulmasına sebep olacak yeterli delillerin bulunması lâzım.
Ama asıl önemlisi şu: Kanuna göre bu kararın alınabilmesi ve sürdürülebilmesinin ön şartı “maddî gerçeğin ortaya çıkarılması için” şirketin kayyıma devredilmesinin gerekli olması.
Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması için bir şirketin varlıkları üzerinde yapılacaklar belli ve sınırlıdır. Şirketin mekân ve araçlarında arama yapılır. Şirketin defter ve belgelerinden örnekler alınır vb.
O halde bu aşama geçtikten yani bilhassa kovuşturma evresine geçilip yargılama başladıktan ve yeni delil araştırılmayacağı anlaşıldıktan sonra kayyım uygulaması sürdürülemez. Yeni bir delil ihtimali ortaya çıkmadıkça da kayyım uygulamasına geri dönülemez.
Oysa haberden anlıyoruz ki 847 şirketten 504’ünde bu aşama geçilememiş. Ya da geçilmiş, ama mahkemeler durumun farkına varıp şirketleri sahiplerine iade etmeyi başaramamış.
Kanunsuz müsadere sürüyor! “O hal” de sürüyor!
Ne sevimli adalet! Pamuk gibi...