Ve vekillerin dokunulmazlığı, ilk demokrasi denememiz olan 1876’daki ilk Anayasamızdan bu yana bizde olduğu gibi, seçimli devlet sistemini benimsemiş bütün ülkelerde de vardır.

Zaman zaman tecrübeli siyasetçiler bile “kaldıralım mı” tartışmasında topa girseler de biliniz ki bunlar aslında basın eliyle fişteklenen cahilin gazını almak (reyini çalmak) için yapılan siyasi atraksiyonlardır.

Kürsü dokunulmazlığı kürsüdeki konuşmaların yargılanamazlığı demektir. Anayasa 83/1 gereğince bu dokunulmazlık mutlaktır.

Suç şüphesi sebebiyle gözaltına almaya ve tutuklanmaya karşı dokunulmazlık da çok gereklidir ve fakat mutlak değildir, Anayasa 83 ile sınırlandırılmıştır.

Milletvekilinin de sıradan kişiler gibi olduğunu, şüphe varsa polisin (şehir polisi, kır polisi, deniz polisi vs.) bir milletvekilini göz altına alabileceğini ve hakimin de tutuklayabileceğini düşünelim. Bu

halde “iktidarın polisi” muhalefeti dilediği gibi korkutabilir. Korkmayı reddedeni içeri atıp TBMM’deki dengeleri dilediği gibi değiştirebilir.

Bunun nasıl sonuçlar doğuracağını görmek isteyenler, M. Kemal’in en veciz hukuk(!) sözlerinden olan “inkılâbın kanunu bütün kanunların üstündedir” yazısız kuralının ölümüne işletildiği 1920 sonrasında zabıta eliyle TBMM üyelerine ve çalışmalarına yapılan müdahalelere bakabilirler. “Polis devleti”nin bir manası da budur. (Kaynak için Taha Akyol’un Doğan Kitap’tan çıkan “Atatürk’ün ihtilal Hukuku” adlı belgeseli yeterlidir.)

Milletvekilinin suç şüphesine karşı dokunulmazlığının istisnaları şunlardır.

-Evvela büyük hesap gününde Allah’ın huzurunda işlemez.

-Dünyevî hesapta da sadece “suç şüphesi”ne karşıdır ve suçüstü halinde ağır cezalık suçlar için işlemez. (Bir örnek: 2001’de TBMM Genel Kurulundaki yumruklaşmada araya giren DYP milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu’nun kalp krizi geçirerek ölümüne sebep olanlar için suçüstü sebebiyle dokunulmazlık işlememişti.)

-Kendi itibarını korumak ile üyesinin dokunulmazlığını korumak arasında bir karar vermek zorunda kalırsa, TBMM de kendi üyesinin dokunulmazlığını kaldırıp onu yargının önüne atabilir.

-Anayasanın 14. maddesinde tarif edilen ağır ideolojik suçları işlediği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıldıktan sonra milletvekili seçilen kişinin de bu dosyadan yana dokunulmazlığı yoktur.

-Suç şüphesi bitmiş milletvekilinin suçluluğu yargı kararıyla kesinleşmişse dokunulmazlık da vekillik de biter.

Devam edeceğiz…