Yükseköğretim Kurulu (YÖK) yetkilileri bir mail gönderdi ve 2021 Kasım ayında, ülkemizde ilk defa, yükseköğretimle ilgili çeşitli güncel meselelerin tartışılacağı ve üzerinde uzlaşılan tekliflerin YÖK’e iletileceği bir Şûrânın toplanacağını duyurdu.
“Asya’nın Bahtının Miftahı Meşveret(ler) ve Şûra(lar)dır” vecizesini elli iki senedir bu milletin ufkuna yerleştirmeye çalışan dindar demokrat bir gazetenin akademisyen yazarı olarak bu güzel haber bizi elbette heyecanlandırdı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ı ve ekibini şimdiden tebrik ediyoruz.
Şûrânın temel prensipleri şunlar olacakmış:
1- Şûrâ gündemi paydaşlarla birlikte belirlenecekmiş. Yani demokrasinin abc’si olan “gündem tesbiti” işi demokratik yöntemle yapılacakmış.
2- Öncelik sırasına göre gündem oluşturulacakmış. Yani yükseköğretimle ilgili tartışılabilecek çok konu olduğundan ülkemiz için öncelikli konular arasından bir tercih yapılarak sınırlı sayıda konu başlığının ayrıntılı bir şekilde tartışılması ve sonuç üretilmesi hedefleniyormuş.
3- Görüşülmesi planlanan ana başlıklar ve alt tartışma konuları şöyleymiş:
Paydaşlar tarafından “yükseköğretimle ilgili güncel tartışmalar, insan kaynağı, kurumsal yapı, süreçler, kültür ve iklim” gibi ana başlıklar altında “yükseköğretimin organizasyonu ve yönetimi, yükseköğretime erişim ve dezavantajlı gruplar, yükseköğretimde kalite ve akreditasyon, esneklik ve çeşitlilik, hesapverebilirlik ve şeffaflık, bilimsel özgürlük ve idarî özerklik, eğitim/öğrenme ortamları ve yöntemleri, uzaktan eğitim ve dijital dönüşüm, açık bilim ve açık erişim, akademide liyakat ve ehliyet, akademik liderlik, uluslar arasılaşma, eğitim, araştırma, bilim ve meslek ahlâkı” gibi pek çok alt başlıkta gündem konusu teklif edilebilecekmiş.
4- Paydaşların teklifleri alınıp askıya çıkarıldıktan sonra Şûrâ gündemi belirlenecekmiş.
Yani gelen tekliflerin tasnif edilip değerlendirilmesinin ardından, bu öneriler YÖK’ün internet sayfasında askıya çıkarılacak ve böylece yapılan öneriler ve geri bildirimler doğrultusunda Şûrâ gündemine nihaî şekli verilecekmiş.
5- Şûra, Yeni YÖK’ün “yükseköğretimde katılımcılık” ilkesinin bir tezahürü olacakmış.
6- Ve Şûra, Türk Yükseköğretiminde en geniş çerçevede katılımcılığı arayan ilk girişim olacakmış.
Hepsi güzel.
Daha önce Üniversiteler arası Kurul toplantılarına ve başka Şûrâların toplantılarına iştirak etmiş ve eksiğini de fazlasını da görmüş bir akademisyen olarak, bu organizasyonun –elbette düzen ve disiplin içinde olmak kaydıyla- çok sesliliğin ve akademik hürriyetin tam olarak görüneceği ve uzun yıllar boyunca kendisine atıf yapılacak bir Şûrâ olmasını dileriz.
Bir hususu ise şimdiden hatırlatmak isteriz:
Maile göre Şûrâya katılımları ve katkıları istenilen kurum ve kuruluşlar şunlar: Üniversiteler, ilgili bakanlıklar, TBMM ilgili komisyon üyeleri, siyasî parti temsilcileri, TÜBA, TÜBİTAK, Yükseköğretim Kalite Kurulu, ÖSYM, Ulusal Ajans, YTB, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu gibi kurumlar, Sendikalar, Sanayi ve Ticaret Odaları, Meslek Odaları, Sivil Toplum Kurumları ve çeşitli seviyedeki başarılı öğrenciler.
(“TBMM ilgili komisyon üyeleri”nin Şûrâya “dâvet edilmiş” ya da “edilecek” olmasını yadırgamadık desek yalan olur. Neyse.)
Gördüğünüz gibi basın-yayın kuruluşları ve bilhassa akademik hayatla ilgili uzmanlık yazıları yazan mensupları bu listede değiller ve işin içinde şimdilik yoklar. Bu bizce önemli ve fakat telâfisi mümkün bir eksiklik.
Bu eksiklik “basın zaten orada olacak” denilerek görmezden gelinmemeli. Zira basının tek görevi “haber vermek” değil.
Biz de bu kapsamda bu köşeyi temsilen Şûrâya iştirak etmeye talibiz.
YÖK Başkanına ve işin ilgililerine buradan duyuruyoruz.