"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

14 YIL ÖNCE BUGÜN DAR-I BEKA'YA İRTİHAL EDEN NUR'UN İKİ BÜYÜK KAHRAMANI: Bayram Yüksel ve Ali Uçar

Ahmet ÖZDEMİR
19 Kasım 2011, Cumartesi
14 YIL ÖNCE BUGÜN DAR-I BEKA'YA İRTİHAL EDEN NUR'UN İKİ BÜYÜK KAHRAMANI: Bayram Yüksel ve Ali Uçar

BAYRAM YÜKSEL
Bediüzzaman’ın son dönem yakın talebelerinden olan Bayram Yüksel, 1931 yılında Bolvadin’in Kemerkaya (Çoğol) Köyünde dünyaya geldi. 16-17 yaşlarında Risâle-i Nur’la tanışarak Bediüzzaman’a talebe oldu. Onun gerek Bediüzzaman, gerekse Risâle-i Nur hizmeti konusunda çok sayıda hatıraları vardır. Ankara’da beraber bulunduğumuz yıllarda birçoğunu kendi ağzından dinlemişimdir. Uzun süre Nur hizmetlerinin içinde yer aldı. Bediüzzaman’ın derslerinde bulundu.
Bayram Yüksel ailevî sebepten hapse düştüğünde Bediüzzaman ve talebeleri, Kur’ân ve iman hizmetinde verdikleri mücadeleden dolayı Emirdağ, Isparta, Kastamonu, İnebolu, Aydın, Konya gibi çeşitli kasaba ve vilâyetlerden toplanarak 1948 yılı sonlarında Afyon Hapishanesine getirilmişlerdi. Kader, Bayram Yüksel’i de bunların arasına kattı. Kısa zamanda onlarla kaynaşıp Risâle yazmaya ve Kur’ân dersi almaya başladı. Daha önce rüyasında gördüğü Üstad’ı hapiste ziyaret ederek elini öptü.
Afyon Hapishanesi’nde bulunduğu sırada insanlık dışı muamelelere tabi tutuldu. Gardiyanlar, hem kendisine hem de Üstadına hakaret eder ve döverlerdi. Bu durum hem kendisini hem de Üstadını rencide ediyordu. Bediüzzaman, talebelerine teselli verip zamanlarını en güzel şekilde geçirmelerini sağladı. Nitekim Bayram Yüksel de hapishanede Kur’ân yazısını öğrendi.
Bayram Yüksel, Afyon hapsinden çıktıktan sonra vatanî görevini yaparken Kore Savaşı çıktı ve buraya gönderilen birliklerimizin içinde yer aldı (1951). Kore’de Türk askerlerinin kırdırıldığı iddiasıyla kendisini Suriye’ye kaçırma teklifi yapıldı. Ancak, o kimseyi dinlemeden doğruca Emirdağ’a gidip Bediüzzaman’ın fikrini aldı. Habere sevinen Bediüzzaman, “Tamam, ben bir Nur Talebesini Kore’ye göndermek istiyordum. Seni ya da Ceylan’ı düşünmüştüm. İnkâr-ı Ulûhiyete karşı Kore’ye gitmek lâzım” dedikten sonra kendisine, hiçbir zaman boynundan çıkarmamak üzere kendi Cevşen’ini hediye etti ve hiç korkmamasını, İnayet-i Rabbaniye altında olduğunu söyledi. Bir de Japon başkumandanına verilmek üzere Risâleler verdi.
Bayram Yüksel’i Kore’de bulunduğu günlerde en çok düşündüren şey, Üstad’ın verdiği kitapları Japon başkumandanına nasıl ulaştıracağı konusu idi. Tokyo’ya tedavi edilmek üzere gönderilmiş bulunan yaralıları alma görevi, kendisinin de mensubu bulunduğu tabura verildi ve böylece Tokyo’ya gitme imkânı doğdu. Buraya gelince komutanlarından izin alarak Türklerin bulunduğu camiye gitti. Kendisine çok yakın ilgi gösterildi. Kazan Türklerinden olan müezzin ve diğerleri, Japon-Rus savaşı sırasında, Bediüzzaman’ın İstanbul’da iken tanışıp haberleştiği ve eserlerini gönderdiği komutan tarafından Tokyo’ya getirilerek yerleştirilmiş ve kendilerine cami yaptırılmıştı. Müezzin, Bediüzzaman’ı Rusya’daki esaretinden beri tanıdıklarını söyledi. Japon kumandan vefat ettiğinden, Bayram Yüksel eserleri burada yaşayan Türklere verdi.
Bayram Yüksel’in şahit olduğu bir olay şudur: Bir zaman Ankara’nın manevî havasından sıkılıp Emirdağ’da ziyaretine gidip şikâyetçi olan Bingöl milletvekili Said Beye, yıllar sonra yapılacak hizmetleri görüp şu müjdeyi vermişti Bediüzzaman: “Yok, yok kardeşim! Ankara’nın her semtinde, her mahallesinde bir dershane olacak! Ankara’da en kara bir hâlet hissettim, fakat sonra Ankara nurlandı.” (İ. Atasoy, İhlâs ve Sadakat Abidesi, s. 12)
Bayram Yüksel Bediüzzaman’ın vefatından sonra, iman ve Kur’ân hizmetini uzun yıllar Ankara’da ve Isparta’da sürdürdü. Etrafına topladığı fedakârlar kadrosu ve ektiği Nur tohumlarıyla ülkemizin yüzünü ak etmiştir. İmanlı, ihlâslı yüzlerce gencin Nura hayatlarını vakfedip hizmet meydanına atılmasına sebep olmuştur. Hemen bütün semtlerde açtığı medrese-i Nuriyelerle Ankara’yı nurlandırmış, böylece Üstadının kendisine atfettiği öneme lâyık olduğunu ispatlamıştır. Bayram Yüksel muhtelif zamanlarda yurt dışına gitti. Yine böyle bir seyahatten sonra Almanya’dan dönüşlerinde, beraberinde bulunan Ali Uçar ve Mehmet Çiçek’le birlikte, Bulgaristan’da geçirdikleri trafik kazası sonucu vefat etti (19 Kasım 1997). Daha sonra Bayram Yüksel’le Ali Uçar’ın cenazeleri Barla’ya getirilip kabristanın doğusuna defnedildi. Barla Sıddıklarından Sıddık Süleyman’a komşu oldular. O, Kore askerliği, 1958’de tevkifi ve bazı fasılalar hariç hep Nur Üstadın hizmetinde ve yanında bulunmuştu.
ALİ UÇAR
Risâle-i Nur hizmetlerinin yurt dışında, özellikle Avrupa’da gelişmesine vesile olan Ali Uçar da Nurlara hayatını vakfeden kahramanlardan biridir. 1944 yılında Osmaniye’nin Fakıuşağı Köyünde dünyaya gelen Ali Uçar'ın, küçük yaşta annesi vefat etti. Son derece zekî ve çalışkan olan Ali Uçar, öğretmen okulunda okurken inkârcı öğretmenlerin etkisinde kalarak manevî sarsıntı geçirdi.
Risâle-i Nur’la tanışması öğretmenlik yaptığı Batman’ın bir köyünde gerçekleşecektir. Batmanlı Hacı Mirza’nın anlattığına göre, Ali Uçar okuduğu sol kitapların etkisinde kalarak Risâle-i Nur’a şiddetle karşı çıkmaktadır. Bu fikirlerin kaynağı da Çetin Özek’in “Nurculuğun İç yüzü” adlı kitabıdır. Sonra kitapta iddia edilenlerin Risâle-i Nur’da olmadığı kendisine ispat edilince Ali Uçar gerçekleri gördü ve çok üzüldü. O gece sabaha kadar Risâle okudu.
Ali Uçar, 1967 yılına kadar pek çok köyde öğretmenlik yaptıktan sonra istifa etti. Bundan sonra Risâle-i Nur’un neşrine ağırlık verdi. Diyarbakır başta olmak üzere bazı merkezlerde talebe hizmetleriyle meşgul oldu. Sonra Almanya’ya gitti ve burada Risâle-i Nur hizmetlerini başlattı, konferanslar verdi. Hürriyet gazetesi kendisi hakkında, “Bir Türk genci, bir senede Almanya’da 400 konferans verdi” diye yazdı. (İ. Atasoy, İhlâs ve Sadakat Abidesi, s. 325-327)
Ali Uçar, sadece Avrupa’daki kardeşleriyle değil, aynı zamanda Türkiye’de ve dünyanın çeşitli yerlerinde hizmet eden Nur Talebeleriyle mektuplaşmayı da ihmal etmedi. Çünkü mektuplaşma, onun hizmet anlayışında Bediüzzaman’da olduğu gibi vazgeçilmez bir araçtır.
Anadolu’nun bağrından çıkan, nev-i şahsına münhasır bir Nur fedaisi olan Ali Uçar, muhteşem ve etkili hitabetiyle etrafındakileri coşturduğu gibi, yazdığı edebî ve şevk dolu mektuplarıyla da muhataplarını gayrete getirmiş, çevresinde bir fedakârlar kadrosu oluşturmuştur. Bugün Avrupa’da yükselen hizmetlerin temelinde onun emeği ve yapılan hizmetlerde de onun hissesi vardır.
Ali Uçar, çeşitli programlar ve hizmete müteallik faaliyetlerin yanında, Yeni Asya’da tefrika edilen “Van Üniversitesi’’ yazı serisini hazırladı. 12 Eylül 1980 ihtilâli öncesi Türkiye’de pek çok Nur hizmetlerinin gelişmesine yardımcı oldu. İhtilâlden sonra uzun süre hapis yattı, sorgulandı. Hapishaneyi o da Üstadı gibi Medrese-i Yusufiye yaptı, pek çok imanların kurtulmasına vesile oldu.
Dikkatli ve planlı bir çalışma temposuna sahip olan Ali Uçar dış ülkelerdeki Nur hizmetinin yanı sıra ülkemizde de son derece aktifti. Birçok yabancı dil biliyor ve o dillerde konferans verebiliyordu.

Vefat yıldönümlerinde Bayram Yüksel ve Ali Uçar Ağabeyleri rahmetle anıyoruz.

Okunma Sayısı: 7080
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Akif Kara .Hollanda

    19.11.2011 00:00:00

    Ahmed kardes Allah razi olsun Bayram ve Ali agabeylerin 14 uncu Vefat yil donumunde o iki nur sehidini animissin . Avrupda buyuk hizmetleri dokunmustu bilhassa Ali abi gunlerce burda Hollandada kalarak bizlere nuru anlatmisti . genc yasta aramizdan ayrildi Allah ikisinede rahmet etsin her 19 kasimda yuregime bir kor duser . dua eder aglarim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı