İsrail’in soykırımını, Gazze’deki katliamını uluslararası alanlarda en çok dile getiren İspanya başbakanı Pedro Sanchez.
Özellikle AB parlamentosunda ve diğer tüm üst düzey toplantılarda, insanî ve diplomatik yönü ile en önemlisi inanarak İsrail’i kınıyor. İspanya parlamentosunda ve AB’nin toplantılarında sıkça konuyu dile getirmesi bu yüzden. Hiçbir AB ülkesinin yetkili sözcüleri, bu şekilde açık ve net ifade kullanmıyor.
Ayrıca Sanchez, uluslararası topluma, İsrail'e silâh sevkiyatlarını derhal askıya alması yönünde çağrıda bulunuyor. "Uluslararası toplumun uyanmasını ve Netanyahu'nun güç kullanarak yeni bir bölgesel düzen dayatma talebine karşı kararlılıkla hareket etmesinin zamanı geldi" şeklindeki ifadeleri basında yer aldı.
Orta Doğu'da meydana gelen çatışmaların görmezden gelinmemesini isteyen Sanchez, uluslararası topluma, BM’ye tüm ülkelerin desteğini sürdürmesi ve İspanya'nın yaptığı gibi her platformda bunun dile getirilmesinden bahsediyor. “Gazze’deki şiddet ve acı sarmalının son bulması gerekiyor. İspanya bu vahşete son vermek için elinden gelen her şeyi yapacaktır” demeçleri söz konusu. Filistin’e bağlılığını her platformda ifade etmesi, ilk kez Arap birliği zirvesine katılması, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı insanî ablukayı kaldırmasını istemesi, insanî yardımların tam ve sınırsız bir şekilde ulaştırılmasını talep etmesi çok önemli. Başarmak için birlikte çalışalım, şeklinde Arap birliğine katılan Arap liderlerine, fütursuzca bunları hatırlatıyor. Bu söylemler takdire şayan bir tavır olmuş durumda. BM toplantısında Filistin’le beraber hareket edeceğini söylemesi, “Gazze artık daha fazla bekleyemez. BM himayesinde Gazze’ye acilen insanî yardım ulaştırılmalı” şeklindeki çıkışları İsrail’i derinden etkilemiş durumda. İsrail’in tüm propaganda aparatlarını çökertiyor. Son olarak ise, İspanya, İrlanda, Slovenya ve Norveç, Filistin’i BM’ye tam üye olarak kabul edilmesi çağrısında bulundular. (29 Mayıs 2025).
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Madrid'de bir kültür etkinliğinde yaptığı konuşmada, "Üç yıl önce Rusya'nın Ukrayna'yı işgali başladığında ve Ukrayna'nın Rusya'nın uluslararası yarışmalardan çekilmesini ve yakın zamanda Eurovision'da gördüğümüz gibi yarışmaya katılmamasını talep ettiğinde kimse şaşırmamıştı. İsrail için de şaşırmamalı." "İsrail de katılmamalı çünkü kültürde çifte standarda izin veremeyiz." şeklinde konuşması. İspanya’nın İsrail’in yaptığı zulüm ve soykırım noktasındaki bu çıkışları, MOSSAD’ı çok rahatsız etmiş olacak ki, yaşananlar bunu teyit ediyor.
Nisan ayı sonunda İspanya, Portekiz ve Güney Fransa’nın bazı bölgelerinde yaklaşık 50 milyon kişiyi etkileyen ve toplu taşımadan kritik altyapıya kadar birçok alanda aksaklıklara neden olan geniş çaplı bir elektrik kesintisi yaşanmıştı. Geçen ay yaşanan elektrik kesintisinin ardından bu kez de mobil şebekelerin çökmesi yaşandı. Telekom devi Telefonica’nın sistem güncellemesi nedeniyle ülke genelinde sabit hat ve mobil hizmetler devre dışı kaldı söylemi çok inandırıcı karşılanamadı. Kesinti, acil çağrı operatörlerinde sorunlara yol açtı. Telefonica, sorunun sistem güncellemesinden kaynaklandığını açıklasa da mobil ve sabit hatların çalışmaması, internete giriş sağlanamaması beklenmeyen bir durumdu.
Tüm bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda aklımıza siber saldırı geliyor. İspanya’ya siber saldırı yapılmış olabilir mi? Böyle bir ihtimal var mı? Bunu ispat etmek veya inkâr etmek çok zor. Ayrıca hatırlarsanız batı Şeria’da uzaktan kumanda ile patlatılan çağrı cihazlarını unutmadık, bizzat MOSSAD işi üstlenmişti. Binlerce insanın elinde çağrı cihazları patlamış ve hayatlarını kaybetmişler ya da yaralanmışlardı. “Hiçbir haklılığı olmadan savaş ve bombardımanı yaşayan Ukrayna ve Filistin halkına en içten dayanışmamızı gönderiyorum." ifadesini kullanması, siber saldırı ihtimalini artırıyor.