"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşakkatli ama selametli bir yol

Süleyman Alp Özcan
12 Haziran 2025, Perşembe
Evet, bazen farkını anlayamadığımız bir nokta: Dik durup dikleşmemek. Özellikle de haklı olduğumuz bir meselede.

Hakkımızı savunurken, duruşumuzu muhafaza ederken çoğu zaman farkına varmadan tavrımızda bir sertlik, bir kibir, hatta bir “ben bilirim” edası ortaya çıkıyor. Oysa Üstad’ın hayatına baktığımızda hem dimdik bir iman duruşu, hem de müthiş bir tevazu ve nezaket görüyoruz. Dik durmak; inandığı değerlerden, hak bildiği yoldan taviz vermemek demektir. Zulme boyun eğmemek, haksızlık karşısında susmamak, eğilip bükülmemektir. Ama dikleşmek, bunu yaparken insanları incitmek, kendini yüceltmek, gururla hareket etmek demektir. Birincisi şahs-ı manevînin bir tezahürü, ikincisi ise nefsin bir tezahürüdür.

Üstad, hayatı boyunca asla dikleşmedi. Haksızlığa uğradı, zindanlara atıldı, zehirlendi, sürgün edildi. Ama hiçbir zaman “Ben kimim biliyor musunuz?” tavrına girmedi. Çünkü davası şahsî değildi. Ne şahsını öne çıkardı, ne de nefsine pay çıkardı. Her sözüyle, her tavrıyla davanın sahibinin Allah olduğunu gösterdi.

Bugün de bizim için esas olan, bu çizgiyi doğru okuyabilmek. Evet, haksızlık varsa haykıracağız. Ama bunu yaparken karşımızdakini ezmeden, kırmadan, incitmeden. Çünkü Kur’ân ahlâkı bunu emreder. “Onlar, öfkelendiklerinde öfkelerini yenerler, affederler”1 buyuruluyor. Öfkeyi yutmak kolay değil ama imanla mümkündür.

Mesele sadece bir üslup meselesi değil; bir hal, bir tavır meselesidir. Gönlünde kibir taşıyanın dili yumuşak olsa da gönül bunu hisseder. Ama kalbinde muhabbet taşıyanın bakışı bile bizleri etkiler. İşte bizim duruşumuz, haklı bir dava uğruna, haksız bir tavra düşmeden olmalı. 

Yeni Asya’nın çizgisi de hep bu olmuş zaten: Doğruları açıkça söylemek ama nezaketten taviz vermemek. Hakkı haykırmak ama kavga etmeden yapmak. Çünkü biz şahsî hesapların değil, şahs-ı manevînin mücadelesindeyiz. “Ben” değil, “biz” diliyle konuşmak zorundayız. Unutmamak gerekir ki, hakikat hizmeti sadece sözle değil, tavırla, hâl ile tezahür eder. İnsanlara hakkı anlatırken kullandığımız üslup, o hakikatin kabulünü doğrudan etkiler. İşte burada en büyük rehberimiz, Kur’ân ve sünnet ölçülerinde yaşayan Üstad’dır. O, kendisine zulmedenlere dahi, vakar ve merhametle mukabele etti.

Risale-i Nur’daki birçok yer, bu hassas dengeyi gösterir. Meselâ, Münazarat’ta halkı ikna etmeye çalışan bir Üstad görüyoruz. Ama hiç kimseyi küçük görmeden, yermeden. Bilakis, halkın seviyesine inen, onların dilini kullanan bir muhatap. Bu, işte hakka hizmetin ruhudur. Günümüzde sosyal medyada ya da gündelik sohbetlerde, bazen en doğru şeyler bile yanlış tarzla söylenince kırıcı oluyor. “Merhamet, hakkın şefkatle söylenmesidir” desek yeridir.

Ayrıca, bu tavır sadece dışa karşı değil, kendi iç dünyamızda da gerekli. Bazen kendi nefsimize karşı da dik durmak gerekir. Nefsimiz kibirle dikleşmek ister, biz ona karşı teslim olmayarak dik dururuz. İşte asıl zafer burada başlar. Öyleyse her Nur talebesi, bu ince çizgiyi gözetmekle mükelleftir. Hakka hizmet ederken de nezaketi elden bırakmamalıdır. Zira Nurcu olmak; sadece doğruyu bilmek değil, doğruyu en güzel şekilde temsil etmekle mümkündür. “Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir.”2 

Ne boyun eğerek taviz vereceğiz, ne de kibirle insanları kıracağız. Çünkü biz kardeşiz. 

Yeni Asya’nın da yarım asrı aşkın süredir takip ettiği bu çizgi, bu duruşun ifadesidir. Hakikati, izzetle ve sabırla anlatmaya çalışıyoruz. Ve biliyoruz ki bu yol; meşakkatli ama selametli bir yoldur. 

Dipnotlar:

1- Âl-i İmrân: 134.

2- Mektubat, Yirmi İkinci Mektup

Okunma Sayısı: 2436
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman Alp Özcan

    14.6.2025 22:19:44

    Necati bey, Teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için. Elbette zulme karşı sessiz kalamayız, Üstadımızın da buyurduğu gibi “Zalimler için yaşasın cehennem!” demek, imanın ve izzetin bir gereğidir. Ancak "dik durmak" ile "dikleşmemek" arasında Üstadımızın dikkat çektiği o ince çizgiye sadık kalmak da önemlidir. Tavizsiz duruşumuzda nezaket ve ölçü dairesinde kalmak, hakikati haykırırken üslubumuzu korumak, hem şahsımıza hem davaya zararı önler. Mesele sadece sözümüz değil, tarzımızla da hakka hizmet etmektir.

  • Necati

    13.6.2025 18:10:56

    Zalimlere karşı tavrımız, tavizsiz, cesur ve korkusuzca olmalı. Aç canavara karşı yumuşak davranmak onun iştahını açar. Dış ve tırnağının kirasını da ister. Zalimler için yaşasın cehennem diyen, tükürün zalimlarin hayasız yüzüne diyen Üsdat hazretlerinin bu sözlerini yok sayarak da dik durulmaz. Müslümanlar tüm kardeşlerimize elbette yumuşak sözlü olacağız. Fakat zalim kim olursa olsun, hakikatı yüzüne karşı korkusuzca haykırmak gerekmez mi? Sıkı Yönetim Mahkeme başkanı Hurşit paşa müslüman değil miydi, Fevzi Paşa'nın zulümleri hoş görülebilir mi? Şimdiki iktidarın yaptığı haksız hukuksuz, icraatlarına nasıl tepkiler verimeli?

  • ابو الحكمة

    13.6.2025 16:14:05

    Tebrikler Alp Süleyman. Maşallah. Kaleminden hale intikal oldu eyvallah.

  • Yunus Emre Öztürk

    13.6.2025 05:53:31

    Alp kardeş, yorumunuz çok güzel anlayana. Allahım bizleri iman kur'an çizgisinden ayırmasın......yüregine saglık......

  • Murat

    12.6.2025 20:43:17

    Yani maşaallah. Süleyman kardeşim çok güzel ve istifadeli aynı zamanda ince noktalara değinen bir yazı yazmış. Allah razı olsun tebrik ederim. Cenab-ı Hak muvaffakiyetler nasip etsin.

  • Ahmet Cemil ÇÖKREN

    12.6.2025 17:53:59

    Allah kaleminize kuvvet versin inşallah

  • HASAN DOĞAN

    12.6.2025 10:05:35

    Evet selametli bir yoldur,lakin dik dururken de maalesef içimizden bazıları dahi böyle yapıp haksızlık ve hukuksuzluğa karşı dik durduğumuz için bize daima bir yafta takılıyor maalesef....

  • Arda Yıldız

    12.6.2025 08:01:34

    Allah razı olsun. İstifadeye medar bir yazı yazmışsınız. Özellikle dikkat edilmesi gereken bir durum var. Son dönemde fetullahçılar iktidar ile olan hasımlıkları yüzünden halkı küçümseyen aşağılayan söylemlerde bulunuyorlar. Hatta mütemadiyen beddua ediyorlar. Buna alet olmamak açısından uyarıcı bir yazı. Allah razı olsun.

  • Rıdvan Etcan

    12.6.2025 03:44:31

    Süleyman kardeş tebrikler, çok güzel ifade etmişsiniz. Allah kalemine kuvvet versin. Selam ve dua ile.

  • Ahmet

    12.6.2025 00:04:42

    Maaşallah Süleyman kardeşime

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı