Meşveret ve şûrâ, gelişme ve ilerlemenin de vazgeçilmez şartı. İnsanlığın tarih boyunca kaydettiği gelişmeyi ve fenlerin inkişafını, “asırlar ve zamanların tarih vasıtasıyla birbiriyle meşvereti”nin getirdiği fikir ve bilgi birikimine bağlayan Said Nursî, en büyük kıt’a olarak Asya’nın en geri kalmasının bir sebebini, o şûrâyı yapmaması olarak gösteriyor.
Yine Bediüzzaman, İslâm’ın beş temel şartından biri olan haccın hikmetlerinden birinin, Müslümanlar arasında tanışma, kaynaşma, fikirleri imtizaç ettirme, yardımlaşma ve işbölümü olduğunu vurgularken de aynı mananın bir başka boyutunu nazara veriyor.
Gerçekten de meşveret ve şûrâ, hem İslâm birliğinin, hem de İslâm dünyasının her bakımdan gelişmesinin anahtar kavramlarından biri.
Said Nursî meşveret ve şûrânın önemli bir boyutunu da şöyle ifade ediyor:
“Nur’un Yirmi Birinci Lem’a-i İhlâs’ında izah edildiği gibi, haklı şûrâ ihlâs ve tesanüdü [dayanışmayı] netice verdiğinden, üç elif yüz on bir olduğu gibi, ihlâs ve tesanüd-ü hakikî ile, üç adam yüz adam kadar millete fayda verebilir. Ve on adamın, hakikî ihlâs ve tesanüd ve mesveretin sırrı ile bin adam kadar iş gördüklerini çok vukuat-ı tarihiye [tarihî olaylar] bize haber veriyor.”
Bu cümlelerde iç içe manaları ifade edecek şekilde kullanılan anahtar kelime ve kavramları “ihlâs, tesanüd ve meşveret” olarak özetleyebiliriz.
Bunlar birbirini tamamlayıp güçlendiren üç temel prensip.
Hakikî bir tesanüd ve dayanışma, sadece Allah rızası için bir araya gelen ve birbirlerini Allah için sevip, yine Allah yolundaki hizmetler için omuz omuza veren insanlar arasında tesis edilebilir.
Bunların dışında başka hesapların araya girdiği ilişkilerde gerçek bir dayanışma olmaz; geçici birliktelikler, bazan basit ve sıradan sebeplerle, kısa zamanda dağılma riski taşır.
Ve samimî bir tesanüdün başarılması, mensuplarının iç dünyalarındaki ihlâsı güçlendirir.
Böyle ihlâsa dayalı bir tesanüd ve dayanışmayı koruyup geliştirerek sürdürebilmenin yolu ise, “haklı şûrâ” olarak ifade edilen prensibi hakkıyla yaşayıp hayata intikal ettirebilmekten geçer.