"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir savaş hilesi… (1)

Ahmet ÖZDEMİR
28 Temmuz 2021, Çarşamba
Nuaym b. Mes’ud Kureyş Müşrikleriyle Benî Kurayza Yahudileri arasındaki işbirliğini bozmak için görevlendirildi. Resûlullah (asm), “Elinden gelirse, bizi kuşatmış olan kavimlerin arasına gir de, onları birbirlerinden ayırmaya çalış. Çünkü harp aldatmaktan ibarettir” buyurdu.

Nuaym gerektiğinde gerçeğe aykırı bir şeyler söylemek için izin istedi. Resûlullah (asm), “İstediğini söyle. Sana helâldir” buyurdu. 

Nuaym Uyeyne b. Hısn ve Ebu Süfyan’ın yanında bulunduğu bir sırada, onlara Benî Kurayzaların elçisi geldi ve “Biz Müslümanlara arkalarından saldıracağız” dediklerini bildirdi. Bunun üzerine, Nuaym Benî Kurayza Yahudileri’nin yanına gitti. Hâl hatır sordular, önüne yiyecek içecek bir şeyler koydular. 

Onlara yemek içmek gibi şeyler için gelmediğini, ancak onlar hakkında korktuğu bir şey üzerindeki görüşünü açıklamaya geldiğini söyledi. Aralarındaki sevgi ve dostluğu hatırlattı. Kurayzaoğulları, doğru söylediğini, kendilerine karşı kötü bir tutum ve davranışla suçlanmış bir kimse olmadığını söylediler.

 Nuaym onlara, işitecekleri şeyleri gizli tutmalarını ve hiç kimseye bir şey sızdırmamalarını tembih etti. Kurayzaoğulları söylenenleri kabul ettiler. Nuaym onların güvenlerini kabul ettikten sonra şunları söyledi: 

“Şu adamın [Peygamberimiz (asm)] işi hiç şüphesiz bir belâdır. Onun Benî Kaynukalara, Benî Nadîrlere yaptıklarını görmüş bulunuyorsunuz. O, onların mallarını müsadere ettikten sonra, kendilerini de yurtlarından sürüp çıkardı. İbn Ebi Hukayk bize kadar gelmişti. Biz size yardım için onunla birlikte toplanıp geldik. Ben, sizin de gördüğünüz gibi, işlerin uzayıp gittiğini gördüm. Vallahi, siz Muhammed’e karşı Kureyşîler ve Gatafanlarla bir durumda değilsiniz. Kureyşîler ve Gatafanlar; seyyar, konargöçer bir kavimdirler. Onların nereye gelip konduklarını da gördünüz. Kureyşîlerle Gatafanlar, sizin gibi değillerdir. Bu yurt, sizin yurdunuzdur. Bütün mallarınız, mülkleriniz, çoluk çocuklarınız buradadır. Onları buradan başka bir yere nakletmeye de kadir olamazsınız.

Kureyşîler ve Gatafanlar buraya Muhammed ve ashabıyla çarpışmak üzere gelmiş bulunuyorlar. Siz de Muhammed’e karşı onlara yardımcı oldunuz. Halbuki onların malları mülkleri, çoluk- çocukları sizin gibi burada değil, başka yerdedir. Onlar sizin gibi değillerdir. Onlar fırsat ve imkân bulabilirlerse, yenerler, ganimetlerini toplarlar. Bunun aksi olursa, buradan savuşurlar, yurtlarına dönerler. Sizi yurdunuzda o adamla baş başa bırakıp aradan çekiliverirler.

Siz onunla baş başa kalınca da sizde ona karşı koyacak güç, kuvvet yoktur. Muhammed tarafı, Kureyşîler ve Gatafanlar üzerine ağır basmaya başladı. Onların ileri gelenlerinden Amr b. Abd’i öldürdüler, bazıları da yaralanarak kaçtılar. Siz onların eşrafından bazı kimseleri elinizde bulunmak üzere sağlam teminat ve rehine olarak almadıkça, sakın Kureyşîler ve Gatafanların yanlarında, Muhammed’le çarpışmayınız. Rehineler elinizde bulunursa, onlar sizi yalnız bırakıp gidemezler, size yaptıkları taahhütlerini yerine getirirler.” 

Nuaym b. Mes’ud, Benî Kurayzalardan sonra Kureyşlilerin yanına gitti. Ebu Süfyan’a ve Kureyş’in ileri gelenlerinden onunla birlikte olan adamlarına da aynı şekilde dostluğunu ve Hz. Muhammed’e olan uzaklığını ve ayrılığını anlattı. Aklına bir fikir geldiğini ve bunu kendisinden geldiğini gizli tutmalarını istedi. Kureyşliler öyle yapmayı kabul ettiler. 

Nuaym b. Mes’ud planını şöyle açıkladı:

“Yahudi topluluğu Hz. Muhammed’le aralarındaki barışı bozduklarına pişman olmuş bulunuyorlar. Onu düzeltmek ve eski duruma dönmek istiyorlar. Ben yanlarında bulunuyordum. Onlar ‘Biz yaptığımıza pişman olduk. Şu iki kabilenin, Kureyşîlerle Gatafanların eşrafından senin için alacağımız kişileri boyunlarını vurmak üzere sana teslim etmemize, Kureyşîlerle Gatafanlardan geri kalanların köklerini kazımak üzere seninle birlikte savaşmamıza razı olur musun? Buna karşı sen de kesmiş olduğun kanadımızı, yani Benî Nadîr Yahudileri’ni yurtlarına geri çevirmelisin?’ diye ona haber gönderdiler. O da, onlara ‘Olur.’ diye cevap verdi. Eğer Yahudiler size haber gönderir, sizin ileri gelen adamlarınızdan rehineler isteyecek olurlarsa, sakın onlara adamlarınızdan bir tek kişi bile göndermeyin. Eşrafınız hakkında onlardan sakının. Fakat benden işittiklerinizi gizli tutun, bunlardan hiç kimseye bir şey söylemeyin.” 

Kureyşlîler “Söylemeyiz.” dediler. 

Nuaym b. Mes’ud, Peygamberimizin (asm) yanına gelerek, “Kureyşîler, Kurayzaoğulları’na ‘Burada oturmamız uzamış, kıtlık da bizi sarsmış bulunuyor. Muhammed’le ashabının işini bitirip bir an önce rahata kavuşmak istiyoruz.’ diye haber gönderdiler” dedi. 

Peygamberimiz de (asm) “Kurayzaoğulları, Nadîroğulları’nı yurtlarına ve servetlerine iade ettiğim takdirde, beni barışa dâvet ettiler” buyurdu. 

Nuaym b. Mes’ud Gatafanlara gitti. Onlara diğerlerine söylediği gibi güven telkin edici sözler söyledi. Gatafanlar onu tasdik ettiler. 

Nuaym b. Mes’ud “Öyleyse, benden işiteceğiniz şeyleri gizli tutun, hiçbir kimseye bir şey çıtlatmayın.” dedi. Gatafanlar “Sen ne emredersen yaparız” dediler. —Devamı Yarın—

Okunma Sayısı: 1455
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahan

    28.7.2021 03:48:39

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı