Öğrencilerle birlikte öğretmen ve idareciler de tatile çıktılar. Prosedür gereği olan hizmet için eğitimlerini yaptıktan sonra öğretmenler de çok istisna olan bir görevleri olmadığı takdirde tatile başlayacaklar. Okulların birçoğu tadilat işleri ile meşgul olduktan sonra dinlenecekler. Bazı okulların bahçeleri bulunduğu lokasyona göre ve ihtiyaç halinde otopark olarak kullandırılıp ekonomiye katkıda bulunacaklar. Fakat geri kalan binalar boş kalarak israf oluyor. Okul binalarının eğitim tatillerinde verimli olarak kullanılabilmesi için MEB (Millî Eğitim Bakanlığı) bazı kararlar almıştı, fakat tam manasıyla uygulanmadı.

Öğrencilerin bir kısmı yaz tatilini daha verimli geçirmek için yaz okullarına ve faaliyet sunan kurslara katılmayı tercih ediyor. Okullarımız ve eğitimcilerimiz tatilde iken öğrenciler ve aileleri ayrıca masraf ederek uygun kurslar bulmak için hummalı bir arayışa giriyorlar. Bu konunun üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olduğu kanaatindeyim.

Mevcut sistemde kışın devam eden destekleme ve yetiştirme kursları yaz döneminde de devam ediyor. Fakat bu kurslar çoğu eğitimcinin dert yandığı gibi okul dershanelerine dönmeye başladı. Açılan derslere bakılırsa ağırlıklı olarak akademik başarıyı arttırıcı, sınavlara hazırlık dersleri ilk sıraları alıyor. Fakat öğrencilerin dinlenmesini sağlayacak spor, sanat, kültür ders ve faaliyetlerinin üzerinde çok durulmuyor. 

Dünyayı yönetmiş olan Osman padişahları sadece devleti idare etme yeteneklerine sahip değildi. Bu idarî tecrübe ve bilgilerinin yanında hepsinin sanatla, sporla, kültürle ilgili bir hobisi bulunuyordu. 

Dünyanın önde gelen ticaret sitesinin kurucusu ve CEO’su olan Jack Ma geçenlerde yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: “Çocuklarımıza özgün şeyler öğretmeliyiz: Değerler, inanmak, bağımsız düşünme, ekip çalışması, başkalarına değer vermek. Bunlar insanî beceriler. Bilgi bunları öğretmez. Bu yüzden çocuklarımıza spor, müzik, resim öğretmeliyiz. İnsanların makinelerden farklı olduklarını sağlamak için sanat öğretmeliyiz. Öğrettiğimiz her şey, makinelerin öğrenebileceğinden farklı olmalı. Eğer makineler daha iyisini yapabiliyorsa, bunu düşünmemiz lâzım.” 

Örneklerini arttırabileceğimiz spor, sanat ve kültürün insanın gelişiminde çok büyük katkılarının olduğu reddedilmez bir gerçek. Öğrencilerimiz ilgi ve alâkalarına göre yaz döneminde bu tür faaliyet ve kursları kendi okullarında alabilmeliler. Elbette MEB bünyesindeki mevcut idareci ve öğretmen kadrosunun izinleri planlanarak öğrencileri organize edip yaz kurslarının okullarında verilmesini sağlayabilirler. Yeteneği olan öğretmenler kursları verirken, eksik kalan alanlarda ders saatli eğitimciler ile yerel idarelerce anlaşma yapılıp bu kursların devamı gerçekleştirilebilir. Kur’ân-ı Kerîm, kitap okuma saatleri, çok çeşitli spor branşı, satranç, resim, drama, tiyatro, müzik enstrümanları, kodlama, yabancı dil, halk oyunları vb birçok dalda kurslar açılabilir, okulların fizikî şartları kullanılabilir. 

Millî eğitim bakanımız tatillerin yeniden planlanması ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini yakın zamanda belirtmişti. İnşallah kesintisiz eğitim fikrinden yola çıkarak yaz okullarının mevcut okullar ve eğitim kadrosu kullanılarak planlandığı bir sistemin temellerini atarlar.