Bir 14 Mart Tıp Bayramında daha, dert küpü haline gelen sağlık çalışanları mutsuz, yorgun ve tepkili.
RECEP GÖREN - ANKARA
ÇALIŞMA ŞARTLARI, YETERSİZ MAAŞLAR
İki yılı geçen pandemi sürecindeki ağır çalışma şartları, maaşların yetersizliği ve dengesizliği, hastanelerde önüne geçilemeyen şiddet olayları sağlık çalışanlarını iyice bezdirirken, devletin en tepe noktasından sâdır olan “Giden gitsin” söylemleri, tepkileri daha da arttırdı.
ŞEHİR HASTANELERİ RANT KAPISI YAPILDI
Hasta garantili şehir hastanelerinin, iktidar tarafından belirli kesimlere rant kapısı haline dönüştürülmesi ve devlet hastanelerinden esirgenen imkânların bu imtiyazlı hastanelere tahsisi bir başka önemli sorun. Sağlık bölümü mezunu 500 bin kişinin işsiz olması da.
***
Sağlık sistemi komada
14 Mart Tıp Bayramı’nda da sağlık çalışanlarının durumu içler acısı. Öte yandan Şehir Hastanelerinde yaşanan rant kaygısı sağlık sistemini de çökertmiş durumda.
Sağlık çalışanlarının çilesi sürerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın doktorlar için “Giderlerse gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz” sözlerine tepkiler sürüyor. Çorlu Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahlarından şehir hastanelerindeki sağlık çalışanlarının durumuyla ilgili açıklama yapıldı. Cerrahlar, “Biz Çorlu devlet hastanesinde kalp damar cerrahları olarak daha tecrübeli ve daha üst düzeyde olduğumuz halde önemli ameliyatların bir kısmını sağlık bakanlığının engellemesinden dolayı malzeme alamıyoruz ve bu ameliyatları yapamıyoruz ama Tekirdağ şehir hastanesine kesenin ağzı açılmış durumda ve her türlü malzeme alınıyor. Ve üstelik de yaptığımız ameliyatlarda SGK her ameliyat başına Tekirdağ Şehir Hastanesi‘ne bize ödediğinden daha fazla ücret ödüyor. Yani şehir hastanesinin korunup kollandığı bu davranışlardan ve tutumlardan belli olmaktadır. Çünkü Tekirdağ şehir hastanesini malûm şirketler, Çorlu devlet hastanesini ise devlet yapmıştır” denildi.
Son derece kaygı verici
HAK-İŞ Konfederasyonu’na bağlı Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert de 14 Mart Tıp Bayramı için açıklamada bulundu. Doktor-hemşire-sağlık işçisi ayrımı yapılmadan bütün sağlık çalışanlarının yoğun şekilde şiddete maruz kaldığını belirten Devlet Sert, “Ama basın ve kamuoyu daha çok doktor personelin uğramış olduğu şiddeti görüyor. Oysa sağlık işçileri de en az doktorlarımız kadar bu şiddete maruz kalıyor. Her gün bir yenisi ile karşılaştığımız ve artık kitleler halinde sağlık kurumlarını basan vandal grupların bu saldırganlığının olağan hale gelmesinden de son derece kaygı duymaktayız” ifadelerini kullandı.
Âcilen korunmaları gerekiyor
Sendika olarak yaptıkları sağlıkta şiddet araştırmasında çok üzücü sonuçların elde edildiğini de hatırlatan Sert, “Yayınladığımız araştırma sonuçlarına göre sağlıkçıların yüzde 67’si en az bir kez şiddet görmüş. Sağlık kurumlarındaki şiddetin en fazla Pazartesi günleri yaşandığı, en çok gece çalışan sağlık işçilerinin saldırganların hedefi olduğu, pandemi döneminde en az bir kez fizikî ya da sözlü şiddete uğrayan sağlık işçisinin oranının yüzde 78 olduğunu gördük. Yine araştırmamıza göre fizikî şiddetin en çok hasta yakınından geldiğini, katılımcıların yüzde 70’inin ise bu olayları artık olağan karşıladıkları sonucuna ulaştık. Tüm sağlık çalışanlarının ve özellikle de sağlık işçilerinin sağlıkta şiddet karşısında çok âcil kanunî düzenleme ile korunmaları gerekmektedir” dedi.
***
500 bine yakın mezun atama bekliyor
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla açıklama yaptı. Hasta garantili şehir hastanelerinin sağlık alanında yaşanan sorunları derinleştirdiğine vurgu yapan Gürer, “Her alanda olduğu gibi sağlıkta da iktidarın rant anlayışı ne yazık ki hekimler ve sağlık çalışanlarında olduğu kadar, sağlık hizmeti almaları Anayasal bir hak olan vatandaşların bu haklarına ulaşmasında da sorunları katlamaya devam etmektedir. İktidarın sağlıktaki rant anlayışından bir an önce uzaklaşması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Sağlık sisteminde son 20 yılda büyük bir ivmeyle artan sorunların hekimler başta olmak üzere diğer sağlık çalışanları arasında da ciddî bir memnuniyetsizliğe yol açtığına işaret eden Gürer, bu olumsuzlukların, son zamanlarda hekim ve sağlık çalışanlarının bir kısmının istifa etmesine yol açtığını belirtti. Gürer, 500 bine yakın sağlık bölümlerinden mezun gencinde işsiz atama beklediğini ifade etti.