"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

21 Şubat’a doğru kendimizi sorgulamak

Ali FERŞADOĞLU
19 Şubat 2020, Çarşamba
Fert, aile ve toplum olarak iman, ibadet, ahlâk hayatımızda, hizmetlerde ve ukubat / ahirete meselelerinde, ilk âyet, ilk İlâhî ferman okumanın farkında mıyız?

Basın-yayın/medyanın, kitle iletişim vasıtaları kitap, gazete, dergi, radyo vs’nin hayatımızdaki olumlu ve olumsuz fonksiyonlarının farkında mıyız?

Basın-yayının neresindeyiz; neresinde olmalıyız? Bunlarla ilgili vazifelerimiz var mı, varsa nelerdir ve lâyıkıyla ifa edebiliyor muyuz?

21 Şubat’a doğru kendimizi sorgulamalı değil miyiz?

“Gazeteye ne gerek var, bize Risale-i Nur yeter!” diyenler, “Yeter!” dedikleri Risale-i Nur’un şu direktifine ne yapacaklar?

“Âlem-i İslâm’ın bu mübarek vatanın ahâlisine karşı pek şiddetli itiraz ve ittihamlarını izale etmek için matbuat lisanıyla konuşmak lâzım gelmiş diye kalbime ihtar edildi.” 1

Matbuatın dillerinden birisi de gazete değil mi?

Bediüzzaman 10-12 civarında gazetede makaleler yayınlamamış mı?

Gazete çıkarma teşebbüsünde bulunmamış mı?

Keza, Bediüzzaman’ın, “Dünyamızın küçülüp bir köy hükmüne geçmesi”, teşhisine bugün “küresellik, globalizm” meselesini ve bunun en büyük göstergelerinden birisinin de basın-yayın, kitle iletişim vasıtaları olduğuna işaret ettiği şu cümleleri de tartışmamız gerekmiyor mu?

“...Şimdi tekemmül-ü vesait-i nakliye ile, âlem bir şehr-i vahid hükmüne geçtiği gibi, matbuat ve telgraf gibi vesait-i muhabere ve müdavele ile, ehl-i dünya, bir meclisin ehli hükmündedir.” 2

Bediüzzaman en büyük bir müceddid ve en büyük bir müçtehid ve en büyük bir müfessir ve en büyük bir mütefekkir ise, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyenin çağımızın şartlarına göre matbuat nizamnamesini / basın ahlâk ilkelerini çıkarmayacak mı?

Elbette bu zamandaki basın-ahlâk ilkelerini, kurallarını, kaidelerini, ilmî, ahlâkî ve hukukî sınırlarını ortaya koymuştur.

Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu “matbuat nizamnamesi/basın ahlâk ilkeleri, prensiplerinin” ilk maddeleri şu cümlede verilmemiş midir?

“Edipler edepli olmalı, hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddip olmalı.

- Ve onların sözleri kalb-i umumî-i müşterek-i milletten çıkmalı.

- Ve matbuat nizamnamesini, vicdanlardaki hiss-i diyanet ve niyet-i halisa tanzim etmeli.” 3 

Ve Nur Talebeleri, “edepli edipliğin, edepli gazeteciliğin” nasıl olacağını bu topluma fiilen de yaşayarak da anlatmakla, tebliğ etmekle mükellef değil midir?

Evet, şimdi bu vazifeyi hakkıyla yayıp-yapmadığımızı sorgulamalı değil miyiz?

Dipnotlar:

1- Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 189.; Mektubat, s. 467.

2- Muhakemat, s. 38.

3-Hutbe-i Şamiye, 109.

Okunma Sayısı: 1475
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    19.2.2020 14:32:47

    Muhterem Ağabey, gerçekten bu vazifeyi hakkıyla Yeni Asya yapıyor. Fakat şu kritik süreçte Yeni Asya'nın sayıca az fedakâr ve vefakâr okuyucularının azamî fedakârlık ile bu davaya yeniden büyük bir destek vermeleri gerekiyor. Bu aynı zamamda çok büyük bir fırsattır. Bir çok insana da nasip olmayacak bir durumdur. Allah yardımcınız olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı