"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devletin bekası demokrasi iledir

Ali FERŞADOĞLU
12 Nisan 2023, Çarşamba
“Devletin beka meselesi var, CHP iktidara gelirse ülke batar, öyle ise RTE!” propagandası yapanlar için:

“Hiçbir müfsid, ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum… Delil ve âkıbete bakınız.” (Münâzârât, s. 49.) Şimdi bunları şu mihenglere vuralım mı?

“Riyaset-i şahsiyenin katiyyen aleyhindeyiz.” (ESDE, Nutuk, yeni tanzim, s. 196.) “İstibdat tahakkümdür, muamele-i keyfiyedir, kuvvete istinad ile cebirdir, rey-i vahiddir (tek görüştür), su-i istimalata (yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, vs.) gayet müsait bir zemindir, zulmün temelidir, insaniyetin mahisidir (mahvedenidir). Sefalet derelerinin esfel-i safilinine insanı tekerlendiren ve alem-i İslamiyeti zehirlendiren istibdattır...” (Münâzarât, s. 15) “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası (demokrasi elbisesi) giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım.” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 40.) Bu cümleleri anlayarak okuyan ve kabul eden hiç kimse “müstebit, yolsuz, riyaset-i şahsiyeci/tek adam zihniyetini ve yapılanmasını” desteklemez, destekleyemez! Çünkü Bediüzzaman diyor ki:

“Şimdi zaman cemaat zamanıdır… (ilim, teknoloji, ticaret, yönetim, vs. yönlerinden) Ferd yüz dâhi de olsa, cemaatin şahs-ı manevisini karşı sivrisinek kadar kalır.” (bknz., Sünuhat, s. 51-52.) “Ferdî şahısların dehası ne kadar harika da olsalar, cemaatin sahs-ı mânevîsinden gelen dehasına karşı mağlûp düşebilir.” (Mektubat s. 422.) Dolayısıyla Bediüzzaman lider, şeyh, hoca, ağa, bey, vekil, varisleri aradan çıkarmış; cemaat, şahs-ı manevi, meşrutiyet, istişare, şura, parlamenter sisteme (ortak akıl, kollektif şuura) dayalı bir yönetim biçimi öngörmüş. Peki, devletin bekasını neye bağlamıştır? “Ey hürriyet-i şer’i! Sen olmasaydın, ben ve umum millet, zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ömr-ü ebedî ile tebşir ediyorum. Eğer aynü’l hayat şeriatı menba-ı hayat yapsan ve o cennette neşvünema bulsan, bu millet-i mazlumenin de eski zamana nispeten bin derece terakki edeceğini müjde veriyorum.” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 73.) “Meşrûtiyet (demokrasi) hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvamın sebeb-i saadetidir; siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvak ve hissiyât-ı âliyeyi uyandırır; uyku bes, siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan kurtarır; siz de tam insan olunuz. İslâmiyetin bahtını, Asya’nın taliini açacaktır. Size müjde. Bizim devleti ömr-ü ebedîye mazhar eder. Milletin bekasıyla ibka edecek; siz daha me’yus olmayınız.” (Beyanat ve Tenvirler, s. 47.) Devletin bekası, hürriyet ve demokrasi iledir!..

Okunma Sayısı: 1580
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı