Meselâ, Allah’ın bir sıfatı Rahim’dir. 

● Rahîm: Annelerde, yağmurlarda tecelli eder. İnsan da acıyan, seven, yardım eden olmalıdır.

● Adildir: Sonsuz derecede adaletli olan, her şeyi yerli yerine koyan. Atomdan yıldızlara, galaksilere kadar her varlıkta bir adalet, bir ölçü bir yerli yerindelik vardır. İnsan da, tabiattaki adalet tecellilerine bakarak adil olmaya çalışmalıdır.

● Nur: Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren, gönülleri nurlandırandır… Allah’ın Nur ismi, aynı zamanda güneşte de tecelli eder. İnsanda ondan aldığı ders ile, etrafını aydınlatmalıdır.

● Hakîm: Her şeyi en güzel, en estetik, en mükemmel, en faydalı şekilde yaratan, her işi yapan.

● Habib, Vedûd: Kullarını en fazla seven, sevilmeye en lâyık olan.

●  Veliyy: Mü’min kullarının dostu.

● Macid: Kadri ve en büyük, kerem ve hoşgörüsü bol.

● Tevvâb: Tevbeleri çok çok kabul eden.

● Sabûr: Çok sabırlı olan, isyankârlardan acele intikam almayan...

● Allah Sani-i mutlaktır: Her türlü bedii sanat, mimarî, teknoloji gelişme bu ismin tezahürüyle mümkün…

● Allah Muktesit’tir: Tüketimi değil, üretimi, iktisadı gerektirir. İsraf etmemeli, rantabl, verimli kullanmayı ve geri dönüşümü sağlamayı icap ettirir.

● Kuddüs: Her türlü eksiklik, ayıplardan, kirlerden münezzeh, temiz ve pak olan. İnsan eli karışmamak, karıştırmamak, kirletmemek şartıyla her şey temizdir. İnsan da temizlik dersini tabiattan da alabilir.

● Kerîm: Toprak, ağaçlar, su, bol bol ikramlarda bulunur bu ismin tecellisi olarak. İnsan da bol bol ikram etmelidir.

● Allah Rabbü’l âlemindir… Rab, terbiye eden, rızık veren, besleyen, büyüten, yaşatandır. Rab isminin, atomdaki tecellisi, elektron, nötron ve sair unsurların yörüngelerini işlerini şaşırmadan, aynen devam etmeleridir. Hücre yüklendiği fosfor, kalsiyum gibi zıt gıdaları ve üzerine aldığı değişik vazifeleri karıştırmadan bedenimizin en ücrâ köşelerine kadar taşıması, beden uzuvlarımızın aynı gıda ile beslendikleri halde ölçü ve sınırını aşmamaları şeklinde yansır. 

Yağmur, rüzgâr, bulut, toprak ve sair coğrafi hâdiselerinin hadlerini aşmamaları şeklinde tecelli eder. 

Hayvanların vazifelerini yapması; ekolojik dengeyi bozmaması, yıldızların ve galaksilerin hareketleri ve yörüngelerinden çıkmamaları hep “Rab” isminin tecellisiyledir. 

İşte biz de:

Kendimizi/nefsimizi, 

Çoluk-çocuğumuzu, 

Rab isminin tabiattaki tecellilerini kendi tabiatımıza, ahlâkımıza uyarlamalıyız. 

Allah, Rab isminin bir tecellisi olarak, atomlardan hücrelere, yıldızlara kadar kâinatı terbiye ediyor. 

Bu da, bize, kendimizi, nefsimizi, çoluk-çocuğumuzu Rab isminin tezahürlerine göre terbiye etmemiz gerektiği dersini veriyor.