Kâinat, maddî-manevî, fizik-metafizik, meşhud / gayb, mülk-melekût, ruhanî vs., gibi çok boyutlu ve Esma-i Hüsna’nın tecelli ile tezahür ettiği uçsuz-bucaksız bir sanat-ı Rabbaniyedir.
İnsan da kâinatın özeti, bir misal-i musağğarı, küçültülmüş bir şeklidir. Yani, kâinatın maddî cephesi biyolojik yapımızda, bedenimizde; manevî yönleri ruh ve duygularımızda örneklendirilmiştir.
İşte, gayb / mana/ruhanî/melekût denenen fizik ötesi, ruhanî âlemlerdeki Esma tecellilerini algılayıp idrak edebilmemiz, anlayabilmemiz için de havass-ı bâtına denilen yüzlerce, binlerce his ve lâtife ile donatılmışız.
Lâtife, his ve duygu demektir. Lâtîfeyi; ruhumuzun, nefsimizin kalbimizin halleri, tavırları, özelliklerini telefon ve bilgisayardaki program, sistem ve içindeki çipe de benzetebiliriz.
Belli başlılarına lâtife-i aşere denmiştir. Bunlar, vicdan, âsab, his, akıl, hevâ, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye (gibi letâifi), kalb, ruh ve sır olarak sıralanmıştır.
Mutasavvıflar insandaki bu çeşitli lâtifelerden on tanesi değişik tasniflerle sıralamış ve lâtife-i aşere, atvâr-ı dil veya atvâr-ı seb‘a/nüfus-u seb’a adını vermişlerdir.
İmâm-ı Rabbânî; lâtîfe-i aşereyi tarikatın seyrüsülûk, yani manevî gezi ve gözlem metodu olarak temellendirilmiştir. Ona göre insanda beşi halk, beşi de emir âlemine ait on lâtife (letâif-i aşere) vardır. 1
Bediüzzaman Said Nursî, bu lâtifeleri sıralayıp bazı ilâvelerle beraber binlerce his ve lâtife ile donatıldığımızı söyler ve on lâtife hakkında şu izahı da yapar:
"Ben kendimce görüyorum ki, insanın mahiyet-i câmiasında ve istidad-ı hayatiyesinde çok letâif var; onlardan on tanesi iştihar etmiş (meşhur olmuş). Hattâ hükemâ (İslâm felsefecileri, filozofları) ve ulemâ-yı zahirî dahi, o letâif-i aşerenin pencereleri veyahut nümuneleri olan havass-ı hamse-i zahirî (beş görünen göz, kulak, burun, doku, dil) ve havass-ı hamse-i bâtına (beş görünmeyen, iç akıl, kalp, ruh, vicdan, lâtife gibi duygular), diye, o letâif-i aşereyi başka bir surette hikmetlerine esas tutmuşlar." 2
Yalnız letaif-i aşere’nin ve nüfus-u seb’ayı ve bağlantılarını anlayabilmemiz için şu soruların cevaplarını bulmamız gerekiyor:
Ruh ve bedenimizdeki lâtife ve enerji boyutları nedir? Ruhumuzun enerji boyutlarıyla ilişkisi nedir? Ruhun olağanüstü gücü ve temel şablonlar… İnsan, hayat ve kâinat arasındaki bağlantılar nedir? Tabiat kanunlarıyla örtüşen ruhumuzun gücü… Ruh/duygu/lâtifeler ve bedenimiz… Manevî teleskoplar, uydular, gece kameraları, telefonlar. Fıtrat kanunları ve başarı. Lâtifelerimizi nasıl geliştirebiliriz?
Kalbimiz: Lâtife-i Rabbaniye... Kalbin yaratılmasının sebebi nedir? Lâtife-i Rabbaniye olan kalb ve vicdanın vazife ve işleyişleri. Kalbin ölümü manevî temizlikle engellenir “Duygu, idrak/algı, marifet” ve kalbimiz. Ruhumuz ve kalbimizin temizliği. Olağanüstü halleri nasıl ve ne zaman gösterebiliriz? Ruhumuz ve temel yeteneklerimiz. Madde ve ruh. Esîr ve ruh nedir?
Dipnotlar:
1- Gümüşhânevî, I, 208. 2- Barla Lâhikası, 270. Mektup, s. 347.