Rahmetli Demirel’in yüzlerce içtimai, siyasi vecizelerinden birisi de, “Silah satan barış ister mi, ilaç satan sağlık ister mi, din satan ilim ister mi, hırsız olan hukuk ister mi?” şeklindedir.
Dünya ekonomisini derinden sarsan Covid-19 salgınına rağmen İngiltere’nin silah ihracatı 2022’de 8,5 milyar sterlinle rekor kırmış… Rusya Federal Askeri ve Teknik İşbirliği Servisi (FSVTS) silah satışındaki siparişin 50 ila 55 milyar ile iyi durumda demiş! ABD Dışişleri Bakanlığı, 2022’de şirketler ve hükümet aracılığıyla toplamda 205,6 milyar dolara ulaştığını açıklamış.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) raporuna göre, savunma sektöründeki en büyük 100 şirketin 2021’de küresel silah satışları 592 milyar dolar. (Euronews.com)
Dünyada ilaç sektörünün toplam ticaret hacmi, 1,42 trilyon dolar! Türkiye ilaç pazarı, 2021 yılında 64,85 milyar lira! Müthiş bir şuursuz tüketim ve müthiş bir sömürü oyunu!
Niçin yöneticiler, iktidar, AKP “barış, sağlık, ilim” istemiyor? Çünkü, müstebittir. İstibdat, “başına buyrukluk, toplumu baskı altında yönetilmesine dayanan düzen, tek adam veya zümre yönetimidir.” Başta Türkiye ve İslam ülkelerinde istibdat hakim ve her birisinin başında müstebit var. Ve hepsi, ilim, eğitim, adalet ve ekonomik krizler içinde lime lime dökülüyor. Çünkü, “İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adalet ve Şeriattır.”1
Oysa, Asr-ı Saadette İslamın sosyal hayatı yaşama ve yönetim biçimi, “Adalet, meşveret, hürriyet, meşrutiyet/demokrasi, sorgulama, şeffaflık, “hürriyetin en geniş şekli” cumhuriyettir.”2 Bunun için müstebit “siyasal dinciler/dindar siyasalcılar”, Kemalistler demokrasiyi, AB’yi istemez. Zira, AB’nde, İslamın malı olan, “hak, hürriyet, adalet, meşrutiyet/demokrasi” kriterleri geçerli. AB’ni şiddetle reddederken-aynı zamanda İslami değerlere karşı geliyorlar farkına varmadan-Deccalizmin/ Süfyanizmin, Kemalizmin müstebit sistemini alkışlıyor, kanunlarına yapışıyor! Ve “din satttıkları, siyasetlerine alet ve basamak” yaptıkları için ilim istemezler; kitap okumazlar! Çünkü, hedefleri dine hizmet değil; “Din ile dünyanın saydına (avına)”3 çıkmaktır.
Dipnotlar:
1-Divan-ı Harb-i Örfî, Enst./inter., s. 23.;
2-Age., s. 65.; 3-Münazarat, s. 119.