"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oy mevzuunda hiçbir tereddüt ve şüpheye mahal yoktur!

Ali FERŞADOĞLU
22 Haziran 2019, Cumartesi
Yarın İstanbul’da seçim var. Bu hususta, herkesin bir fikri, bir yorumu vardır. Tabiî ki, herkesin düşüncelerine saygı gösterilir. Ancak, bizim esas almamız gereken şey, Risale-i Nur’un, “istişare/katılım, ortak akıl, kolektif şuur, çoğunluğun görüşü”dür.

Ki, Üstadımızın bize bu husustaki direktifi şudur: “Nur şâkirdleri, mümkün olduğu kadar, her yerde küçücük birer dershâne-i Nuriye açmak lâzımdır. Gerçi, herkes kendi kendine bir derece istifade eder; fakat herkes herbir meselesini tam anlamaz. (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 141.)

“Herkes her meselesini anlamayacağına” göre, “dershaneler açmak” ve  “şerh ile izah” yapmak gerekir. 

Bunun yolunu da İhlâs Risalesi’nde şöyle belirler: “Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri vardır.” (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 165.)

Yani, bir kişi kendi başına okuyup bazı meseleleri anlar, fakat bir grup ve cemaat halinde “şerh ve izah” yapılırsa, anlama ve iz’an (anlayış, kavrayış) o nisbette artar.

“Şerh/yorum ve izah” da karşılıklı “müzakere, mütalâa, münazara, müdavele” ile olur.

Bu da meşveret zeminlerinde, komisyonlarda olur.

Evet, Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri meşrûtiyete/demokrasiye şeriat namına sahip çıkmış ve fiilen de desteklemişken İttihadcıların bazıları menfî hareket etmeye başlayıp gitgide hürriyetçiliğe zıt hareketlerde bulundukça, Üstad da onlarla alâkasını kesmiştir (hepsiyle değil, menfî hareket etmeye başlayan ve gitgide hürriyetçiliğe zıt harekette bulunanlarla). 

Bu alâka kesmeyi “Lemeân-ı Hakikat ve İzâle-i Şübehât” makalesinde şöyle izah eder:

Vehim: “Sen Selânik’te İttihat ve Terakkî ile ittifak etmiştin, neden ayrıldın?

İrşad: Ben ayrılmadım, onların bazıları ayrıldılar. Niyazi Bey, Enver Bey gibi adamlarla şimdi de müttefikim; lâkin bazıları bizden ayrıldılar, bataklık yoluna saptılar. Hamiyetlerinde şüphem yoktur, fakat mukabillerinde garaz hissettiler; onlar da, tabiî, garaza ittiba ettiler. (Beyanat ve Tenvirler, s. 107-108.)

“… Ben hamiyetli ve dindar adamlarla daima beraberim. Ben Selânik’te Meydan-ı Hürriyette okuduğum nutuk ile ilân ettiğim mesleğimi şimdi de onu takib ediyorum.. Ki İ’lâ-yı şevket-i İslâmiye ve İ’lâ-yı Kelimetullahın vasıtası olan meşrûat-ı meşrû’ayı Şeriat dâiresinde idâmesine çalışıyorum.” (Asar-ı Bediiyye sh: 511)

Ayrıca, Üstadımızın “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım. Fikrimce, meşrûtiyetin düşmanı, meşrûtiyeti gaddar, çirkin ve hilâf-ı şeriat göstermekle meşveretin de düşmanlarını çok edenlerdir. ‘Tebeddül-i esma ile hakaik tebeddül etmez.’” düsturu ve ölçüler çerçevesinde, 2018 Bahar Umumî Meşveret heyetinde “Millet İttifakı”nın desteklenmesine ittifakla karar verildi.

Başka yeni, farklı bir karar alınmadığına göre, bu karar meriyettedir, geçerlidir. Hiçbir tereddüt ve şüpheye mahal yoktur! İstanbul İl Meşveret Heyeti de bu kararı teyit ederek hatırlatmıştır.

Okunma Sayısı: 2871
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı