Şefkat, her zaman çektiğimiz Besmeledeki Rahim isminin tecellisidir.
Şefkat, merhamet ve acımak demektir. İnanan inanmayan herkese şefkat göstermek lâzımdır. Zira, Esma-i Hüsna’dan Rahman ve Rahim isimleri, yaratılanlara şefkat ve merhamet etmeyi gerektirir: “Acaba bir şeriat, ‘Karıncaya bilerek ayak basmayınız’ dese, tazibinden menetse, nasıl benî adem’in hukûkunu ihmal eder? Kella!” (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 66) Ancak, lâyık olana ve ölçülü gösterilir…
Bediüzzaman, “Zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilip acınmaz” derken, ölçülü, dengeli ve şefkate lâyık olanlara şefkat etmek gerektiğini vurgular:
“Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan, elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmetenli’l-Âlemîn Zâtın (asm) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa, o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalâlete (sapkınlığa) ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sakam-ı kalbîdir (kalbi bir maraz, bir hastalıktır). (Bediüzzaman, Kastamonu Lâhikası, Enstitü/internet, s. 48)
Örnekler çarpıcıdır: “Meselâ, kâfir ve münafıkların Cehennemde yanmalarını ve azap ve cihad gibi hadiseleri kendi şefkatine sığıştırmamak ve tevile sapmak, Kur’ân’ın ve edyân-ı semâviyenin bir kısm-ı azimini inkâr ve tekzip olduğu gibi, bir zulm-ü azim ve gayet derecede bir merhametsizliktir.
“Çünkü masum hayvanları parçalayan canavarlara himayetkârâne şefkat etmek, o biçare hayvanlara şedit bir gadr ve vahşi bir vicdansızlıktır ve binler Müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i imanın su-i âkıbetine ve müthiş günahlara sevk eden adamlara şefkatkârâne taraftar olmak ve merhametkârâne cezadan kurtulmalarına duâ etmek, elbette o mazlum ehl-i imana dehşetli bir merhametsizlik ve şenî bir gadirdir. (Kastamonu Lâhikası, Enstitü/internet, s. 49)
Suçluları affetmek, merhamet değil, kalbi bir hastalıktır! Aslında fâsık (günah işleyen, Allah’ın emirlerini tanımayan) olanı hem insanlığı, hem dünyayı ifsat/bozgunundan men etmek şefkattir.
Çünkü duygu sapması yaşadığından, “Kalbinden şefkat-i cinsiye zail (hemcinsine karşı şefkat yok) olur. Kendisi berbat olacağı gibi başkalarını da berbat edecektir.” (Bediüzzaman, İşaratü’l-İ’caz, Enstitü/internet, s. 216)