"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vesvesenin zararından nasıl kurtulabiliriz?

Ali FERŞADOĞLU
15 Mayıs 2012, Salı
Vesveseyi; veriliş gayesi istikametinde kullanmaz, aşırılıklardan korumaz, “vasat” mertebeye çekmez, imânî rotaya sokmaz; yerinde ve ölçüsünde tutamazsak zarar verir. Düşüncelerimiz ona binip gelişeceğine; o fikirlerimize biner ve dizgini eline alır; bizi sefahet ve sefâlet bataklıklarına sürükler.
Kötü, menfî hayal, düşünceler ister istemez zihnimize üşüşür. Buna engel olmak elimizde değil. Ama, onları yönlendirme, etkisizleştirme imkânına sahibiz. Evham/vesveseler;
- Bilgisizliğimizden,
- Muhakeme ve kıyas yetersizliğimizden,
- İmanî zaafımızdan ve nefsî terbiyenin yetersizliğinden yol bularak musallat olurlar. Gece karanlığında ipi yılan, karaltıyı vahşi hayvan “zannedip/öyle görüp” müthiş vehmî korkuya kapılmamız gibi. Vesvesenin zarar ve tahribatından kurtulmanın yolu basittir. Birkaç maddede özetlenebilir. Şöyle ki:
* Vesvesenin mahiyetini öğrenip vaziyet almak, tavrımızı ayarlamaktır. Vesveseye ehemmiyet verirsek şişer, yaygınlaşır, alışkanlık hâline gelir. Önem vermezsek, söner. Ondan korkarsak, hasta eder, bağımlılık yapar. Cehâlet, onu dâvet eder, ilim kovar. Tanımazsak gelir, tanırsak gider.
* Vesveseli adam, o vesvesinin kalbinden kaynaklandığını zanneder, Rabbine karşı edepsizlikte bulunduğunu düşünür, müthiş bir heyecan ve korku hisseder, İlâhi huzûrdan kaçar.
Nihâyet, “Eyvah, kalbimiz bozulmuş!” diyerek, şeytanın oyununa gelir, ümitsizliğe düşer ve taat ile ibâdetten uzaklaşır. İşte şeytanın da istediği budur. Vesveseden rahatsız olan kimse, o sözlerin kalbinin sözleri değil, şeytanın kalbe attığı şüpheler, hayaller olduğunu anlamalıdır.
* Vesvese/evhamdan ürküp telâşa, korkuya ve huzûrdan kaçmaya gerek yok. Çünkü hatıra gelen şeyler, “şetm” (sövme, azarlama, küfür) değil; bir takım tahayyüllerdir. Küfrü tahayyül etmek küfür olmadığı gibi, tahayyül-ü şetm (sövmeyi tahayyül etmek de) şetm değildir. Zirâ mantıkça tahayyül, hüküm değildir. Şetm ise hükümdür. Yâni, “şetmi/küfrü” hayâl etmek küfür değil. Bilerek, kasten ve bizzat şetm ise; küfürdür. Yâni inkârdır.
* Vesvesenin zararı; zarar verdiğini düşünmek, kalben ızdıraba düşmektir. Çünkü, aslı, hükmü olmayan bir hayâli, gerçek diye tevehhüm edip düşünerek, kendisini tehlikeye atar. Zarar zanneder, zarara düşer. Çünkü, “neyi nasıl zanneder, düşünür, ister, arzularsak” kendimizi öyle motive ederiz. Zaten şeytanın istediği de budur.
Biliyoruz ki, bir pencereden pis bir manzaraya bakmak bize zarar vermez. Yine, ateşin aynadaki sûreti yakmaz, pisliğin sûreti kirletmez, yılanın resmi ısırmaz, zehirlemez. Aynen öyle de, bazan kalb aynamıza şeytanın attığı kirlilikler, zehirler bize zarar vermez.
Okunma Sayısı: 2835
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı