"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hikmet, rahmet, nizam... kâinatın hayatıdır

Risale-i Nur'dan
16 Ağustos 2025, Cumartesi
(Dünden devam)

Evet, nasıl ki ism-i Hakem ve Hakîm’in cilve-i a’zamı ile, a’zamî derecede risalet-i Ahmediyeyi iktiza ediyor; öyle de, Esma-i Hüsnadan Allah, Rahman, Rahîm, Vedûd, Mün’im, Kerîm, Cemîl, Rab gibi çok isimlerin her biri, kâinatta görünen bir cilve-i a’zamla, a’zamî derecede ve mertebe-i kat’iyette risalet-i Ahmediyeyi istilzam ederler.

Meselâ ism-i Rahman’ın cilvesi olan rahmet-i vâsia, o Rahmeten Li’l-âlemîn ile tezahür eder. Ve ism-i Vedûd’un cilvesi olan tahabbüb-ü İlâhî ve tearrüf-ü Rabbanî, o Habib-i Rabbü’l-Âlemîn ile netice verir, mukabele görür. Ve ism-i Cemîl’in bir cilvesi olan bütün cemaller, yani cemal-i zat, cemal-i esma, cemal-i sanat, cemal-i masnuat o âyine-i Ahmediyede görülür, gösterilir. Ve haşmet-i rububiyetin ve saltanat-ı ulûhiyetin cilveleri dahi, o dellâl-ı saltanat-ı rububiyet olan zat-ı Ahmediyenin risaletiyle bilinir, görünür, anlaşılır, tasdik edilir. Ve hakeza, bu misaller gibi, ekser Esma-i Hüsnanın her biri, risalet-i Ahmediyeye birer parlak bürhandır.

Elhâsıl: Madem kâinat mevcuttur ve inkâr edilmiyor; elbette kâinatın renkleri, ziynetleri, ışıkları, ziyaları, sanatları, hayatları, rabıtaları hükmünde olan hikmet, inayet, rahmet, cemal, nizam, mizan, ziynet gibi meşhud hakikatler, hiçbir cihetle inkâr edilmez. Madem bu sıfatların, fiillerin inkârı mümkün değildir; elbette o sıfatların mevsufu ve o fiillerin faili ve o ziyaların güneşi olan Zat-ı Vacibü’l-Vücud, Hakîm, Kerîm, Rahîm, Cemîl, Hakem, Adl dahi hiçbir cihetle inkâr edilmez ve inkârı kabil olmaz. Ve elbette o sıfatların ve o fiillerin medar-ı zuhurları, belki medar-ı kemalleri, belki medar-ı tahakkukları olan rehber-i ekber, muallim-i ekmel ve dellâl-ı a’zam ve tılsım-ı kâinatın keşşafı ve âyine-i Samedanî ve habib-i Rahmanî olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın risaleti hiçbir cihetle inkâr edilmez. Âlem-i hakikatin ve hakikat-i kâinatın ziyaları gibi, bunun risaleti dahi, kâinatın en parlak bir ziyasıdır.

Lem’alar, 30. Lem’a, 3. Nükte, s. 612

LUGATÇE:

cilve-i a’zam: en büyük tecellî, görüntü.

dellâl-ı saltanat-ı rububiyet: Allah’ın kâinatı terbiye ve idare eden saltanatının ilâncısı.

haşmet-i rububiyet: rablığın, idare ve terbiye ediciliğin haşmeti.

inayet: lütuf, ihsan, iyilik; gözetim, ihtimam.

ism-i Hakem: haklı ile haksızı ayıran ve her işi hikmetle yapan anlamında Cenab-ı Hakkın bir ismi.

ism-i Hakîm: Cenab-ı Hakkın hikmetle, faydaları takip ederek iş gören manasındaki ismi.

ism-i Vedûd: Cenab-ı Hakkın “seven, sevilen” manasındaki ismi.

istilzam: gerektirme.

rabıta: bağ.

rahmet-i vâsia: geniş rahmet.

Rahmeten Li’l-âlemîn: âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (asm).

risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliği.

tahabbüb-ü İlâhî: Allah sevgisi.

tılsım-ı kâinat: kâinatın gizemi.

tearrüf-ü Rabbanî: her şeyi terbiye ve idare eden Cenab-ı Hakkın kendini hünerleriyle tanıtması.

Zat-ı Vacibü’l-Vücud: varlığı mutlaka gerekli olan zat, Cenab-ı Allah.

Okunma Sayısı: 274
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı