Gel!
Ezber bozalım;
"Havadan, sudan" konuşalım.
«
RANDEVU
Kendinle en son ne zaman buluştun?
«
DİL
Bütün diller "aynı dili" konuşur!
«
HİKÂYE-İ AŞK
Nerden bilsindi zavallı!
Bilseydi eski türküleri söylemezdi.
Yumuyor gözlerini; çöl gibi yakıyor.
Çağlayan gibi dağları denizlere bırakıyor.
«
OKUL YOLU (ÇIKMAZI) ADRESLERİ
Okul Yolu'ndan Netice Durağı'na...
Netice Fukaralığı'ndan Okul Cehaleti'ne…
Ortalık "Karışık Karası…"
"Kısır Döngü" mü dersiniz…
"Kusur/Küsür Döngü" mü?
Ne karışırım!
«
HATIRA/BERGÜZAR
Yüzüne gülen çiçeklere de bak!
[“Gözlerin”] gibi [bak!]
Unutmadan:
“Hayata bir hayat bırak!”
Bir şeyler bırak, git!
Ya da… [bırak git!]
«
GÖLGE
Gölgedeyiz…
…ve gölge için savaşlardayız…
İkimize de kalmayacak.
Böylesine bir hikâye…
“Zafer ya da hiç!”
«
UZAK YAKIN
Uzaklık yakınlık... ne?
Nereye gidince neresi yakın?
Nereye gelince neresi uzak?
Aynalar uzak mı yakın mı?!
«
AYNADAKİ SESLER
Aynaya bak!
Duyarsın orada seslerini!
Kaçırma gözlerini gözlerinden!
Derinden bir hikâye...
Kendi sesinden...
Nefeslerin fon olsun sessizliğine...
«
HER NEFES
"Hazır mısın?" diyorsun.
Aklıma yolculuk geliyor.
Savruluyor yollarda kuruntularım.
Dağların serinliği…
Derinliği oluyorum göklerin.
Her dem yeni dünyalar soluyorum.
"Hazır mısın?" diyorsun;
Geliyorum.
«
G/ÖZ HİZASI
G/özü kapalı yaşıyoruz. İlaçların içinde ne var; bilmeden içiyoruz. Ekmeğin, peynirin ta kendisini arıyorum da… ne çok şey sıla-ı rahminden uzak!Giydiklerimiz iğreti… Fakat şu ki: “Bir ülke okumada (okul değil) kaçıncı sıradaysa; hayat seviyesi de o sıradadır.
«
AĞAÇLARA HÜRRİYET
Bu ağaç düşmanlığını anlamıyorum. Hem Osmanlı’yla övün hem onun üzerinde titrediği ağaçları beton dikmek için gözünü kırpmadan kes. Pesss!
«
CEHALET (HARİTASI)
Tıka basa bu cehaletle nereye gidilirse; oraya gideceğiz.
«
SÜKÛNETE DAVETİYE
Ey dünya sakinleri! Sakin olun biraz!
«
ACELE
En acele iş yaşamak; o da aceleye gelmez.
«
YOL/CU/SUN
Biz mi koşuyoruz; kaçan zaman mı? Anladım döne dolana başım dönüyor. Kulağımda hep bir fısıltı:
“Yolcusun...
Yolcusun...
Yolcuuu…”
«
KELİMELERİN ADRESİ
Kelimelerin hep bir öteki adresi var. Yolculuğumuzun, mevsimlerin hep bir yeniliğinden daha da daha…
«
ÂN FOTOĞRAFLARI
Böyle böyle anlardan birikir hayat.
İster poz ver ister verme.
«
ZAMANIN NEFESİ
Ay yenisi zamanlar…
Rüzgâr bir muştu gibi...
Bir temmuz gecesinde;
Dipdiri zamanın nefesi.
Yıldızlar masal çocuk...
Mevsimler hep bir ümit bahçesi...
Taze, hep taze bir hayat...
Hep, yeni, taze zamanlar
Çekiliriz durma--dan.
«
YAŞAMAK ARAYIŞLARI
Yaşamak kolay, demişlerdi.
Bir beste gibi meselâ...
Arada ağlamak gülmek yani!
Öyle yükler vurdunuz ki sırtıma…
Hayır; yaşamak, bu değil!
«
DEKLANŞÖR
Eşitliğin, şefkatin, hürmetin olmadığı yerde hürriyet de yok, demokrasi de... Fotoğrafçı! Çek bakalım şu hâl-i pürmelâlimizi; bas deklanşöre! Görsün bizi âlem; ya bir ibret alır ya bir ders…
«
ŞEYTAN SİNSİN DİYE
Hak, hukuk, adalet topluma sinmezse; toplum siner. Bu üç rükün içimize, hayata sinerse ne olur? Şeytanın azmi söner mi söner.