Önce eğitim/ci eğitilmeli
Hocalar hutbede üç beş cümleyi niye kâğıttan okur?! Göz iletişimi diye bir şey yok mu! Lütfen, millete bakarak konuşun! Yasak savar gibi yapmayın! Hakikate karşı mesulsünüz. Diyanete göre, görevden alırlar mı, müftülük ne der, diye konuşulur mu! Öğretmenler ve üniversite hocaları da korkuya göre konuşursa; hakikati kimler dile getirecek?!... Hocanın eline ne tutuşturulmuşsa; okuduğu o. Esirlik böyle bir şey... Camiden, okul derslerinden çıkanlara sorun; çoğu ne dinlediğini bilmez. Öğrenci öğretmenden; cemaat hocadan etkilenip sarsılıp çıkmalı değil mi! Kocaman üniversiteler bitiriliyor; sonuç, hiç! Sonuç ortada.... {Ortada kaldık.} Ne Finlandiya’yız... Ne Japonya... Ne Güney Kore... Ne Almanya... Ne İsveç... Ne Norveç... Okulunu, camisini kendisi yapan bir ülkeyiz. Emek verdiğimiz taş toprak... İnsana yatırım; sıfıra yakın... Neyi bekliyoruz, niye bekliyoruz, ne zamana kadar bu karanlıkta bekleyiş?!
G—üç mekân/lar
Okul yapmayı cehaletle mücadele; hastane yapmayı hastalıkları azaltmak; hapishane yapmayı suçluları terbiye etmek anlıyorsak... daha yolun başında bile değilizdir.
Öğretmen ve ücreti
Öğretmen mi... evini, yolunu kendisi bulacak. Kirasıydı, yol parasıydı, kitabıydı, dergisiydi... Maaşı mı?!... Haa... öyle kitaba, kültüre yetmez. Bir de; bilen de bilmeyen de aynı ücrete talim ediyor. Sonuç? Topluma bakın, öğretmenleri; öğretmenlere bakın toplumu göreceksiniz.
İşini bırakan öğretmenle; işine bakan öğretmenin eline aynı ücret geçmemeli. Teknik çağda bunu tefrik etmek zor değil. Rekabetin olmadığı yerde biri niye kendini geliştirsin?!... (Özel çalışması olanlar ayrı.)
Cehaletin fotoğrafı
Cehaletin bir fotoğrafı var mı; var; hem de çok...
Meselâ Yunus, cahiller için diyor ki:
“Nice yumşak söylese;
Sözü savaşa benzer!”
İmtihan soruları
Not: Cevaplara istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz!
S.1) Kim olduğunu üç cümleyle/veciz ifadelerle (az ve öz ) anlatabilir misin?!...
S.2) Ezberinde bir şiir var mı?!...
S.3) En son ne zaman ‘ay’a bakmıştın?!...
S.4) Yunus Emre: “Bir karıncaya ulu nazarım var!” diyor. Senin de böyle bir bakışın var mı: karıncaya/ papatyaya/ gelinciğe, ve saireye...
S.5) Okulların, ‘Kâinat Mektebi’ni okuyacak kültüre erişmesi için hangi mekteplere kaydolması gerekir?!...
Kelime diye bir şey
Kelimeniz azsa; kelime biriktirin! Yani okuyabildiğiniz kadar okuyun! Yazarı anlamıyoruz diye; yazarın kelimelerini alâkası olan olmayan kelimelerle takas etmeyin! Buna gerek de yok; hakkınız da... Kendin kitap yaz; bir diyeceğin varsa! Başkasının kitabını böyle kurcalayıp durma! Yunus Emre’nin kelimelerini yerinden oynatırsan; şair, ölmemişken; ölür işte!
Bitmeyen okullar
Üniversiteyle beraber 17 yıl eğitim... Zehir gibi adamlarımız olmalı değil mi?!... Değil! Zehirlenip çıkıyor gençlerimiz okullardan! Kendine, dünyaya, ahirete uzak diplomalılar... Bunlar tartışma açılsın diye değil; herkesin bildiği de; çok azımızın gördüğü bir kördüğüm... Teşhis bilinsin ki tedavi kolaylaşsın için yazayım, dedim.
Kaybolan nesiller
Çocuklarımızı kaybediyoruz; göz göre göre... Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur, demiyor muydunuz! Şimdiki eğitim sisteminden tamamen (hemen) vazgeçelim!
Öğretmen karnesi
Öğretmenlere kim karne verecek?!... Okullar sınıfta kalmış.
Sanal eğitimin gerçek rüyası
Sanal dersler ve sanal karnelerden sonra; gerçek edebiyatçılar, gerçek mimarlar yetişecek; öyle mi! Bekleyip göreceğiz! Bekleriz; bir doksan yıl daha; beklemeye alıştık ya... Alıştık ya cehalete ve fukaralığa! Heey be!
Eğitimden haberler
Sahte öğretmenler yakalanmış, atılmış, mahkeme falan... da... gerçek öğretmenlerin sahte öğrencilerini kim yetiştiriyor?!
Zamanı savurmak
Vakit doldurma; vakti doldur ey eğitim!