"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zihinler maneviyata yabanîleşirse...

Ayşe Nur
05 Haziran 2022, Pazar
“Tarihte Musa peygamber diye biri yok, İbrahim de hiç yaşamamış; bunların hepsi masal.”

Haber sitelerine düşen bu sözler, medyatik bir jeoloji profesörüne ait.

Bediüzzaman Hazretleri, kişinin uzmanlık alanı haricindeki konularda ehil olmadığından, sözlerinin muteber sayılamayacağını şöyle ifade eder; “Büyük bir mühendisin, bir hastalığın keşfinde ve tedavisinde bir küçük tabip kadar hükmü geçmez.”

“Bilhassa maddiyatta çok tevağğul eden ve gittikçe mâneviyattan tebâud eden ve nura karşı gabîleşen ve kabalaşan ve aklı gözüne inen en büyük bir feylesofun münkirâne sözü, mâneviyatta nazara alınmaz ve kıymetsizdir.”(1)

Ateist felsefeyi benimsemiş, eşyayı manayı bulmak için değil; madde hesabına bakarak değerlendiren bir zihniyetin peygamberler tarihini “masal” saymasının ne hükmü var?

Kışrı ve lübbü, zarf ve mazrufu, madde ve özü bütünleştiremeyen, dahası; eserden müessire veya fiilden faile gidemeyen yüzeysel bir bakış için şaşırtıcı değil bu sözler.

Ancak yıkmak yapmaktan kolay olunca, idlâl edebileceği safi kalplerde, şüphenin şetme dönüşmesi engellenmeli. Bir Yaradanı kabul etmeyen, elçisini var sayar mı? Bu beyana “Enenin suistimali; Nemrud ve Firavunlar” yazımızın ikinci kısmını hazırlarken rastlamak da tevafuk oldu.

Her asrın inkârcılarının ismi farklı olsa da, küfrü tekti.

***

Yerkürede jeolojik yapıların bozulma/ deformasyonla oluştuğunu söyler uzmanları. Ancak bu bozulumun-yer değişikliğinin hep bir maslahata yönelik, insana hizmet eden, adeta insanın rahatını irade eden mukaddes bir keyfiyatın arka plânı ile ilgilenmez bir çoğu, felsefeye havale eder konuyu.

Oysa hakikat cüzlere ayrılır mı? Eser müessirinden koparılır mı?

Misal; izostatik denge yasası... Eğer bir yasa varsa bunu bir de ihdas eden olmalı değil mi?

Tesadüf ve tabiata verilmeyecek derecede planlı, kurallı, şuurlu bir tasarruf var. Dağların netice verdiği izostatik denge olmasaydı, yerkabuğunu oluşturan plakalar arası yoğunluk farklarından dalgalanmalar daha sık yaşanacak, deprem ve sarsıntıların hem sayısı hem yıkımı daha fazla olacaktı.

Sadece bu meyanda apaçık bir maslahat, ilim, şuurlu bir tasarrufa medar kudreti görmek neden zor ki?

***

İnsanlık tarihi boyunca inkâr ehli tebliğle gelen uyarıcıları yalanlamış, tehdit etmiş dahası öldürdükleri de vaki olmuştu. Oysa kanlı canlı önlerindeydi Nebiler. Gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor, şahit oldukları hakikati kabullenmiyorlardı yine de. Fizik kanunlarını muvakkat tebdil eden mucizelerle de desteklenmişti elçiler; tüm kanun/ sistemlerin sahibi bir Kadir-i Mutlak tarafından...

“Sihir bu” dediler. Sınav böyle bir şey işte; şıklar önünde, doğru bir tane!

***

Hz. İbrahim (as) ve Hz. Musa (as)ın varlıklarına, nebevî şahsiyetlerine Kur’an-ı Mucizu’l beyan tek başına delildir. Kur’an’a da her bir mevcudat; ölçülü ve kurallı yaratılışlarıyla kendilerini var eden Rablerinin ilim-irade ve kudretini göstererek delildir.

Peygamberler tarihini inkâr edenler ne Sami dillerinin semantik özelliklerini misal; Abu ram, Abu rahm veya süryanice Abram’ın (merhametli manasında) ve Mısır kıptî lisanında mose-moses (evlat) isminin firavunlardaki kullanımından yola çıkarak (ör: Ahmosa) coğrafî kültürlerdeki telaffuz farklılıklarıyla ve ne de antik yazıtlarda kayıtlı kıtlık, istila, tufan vb yaşanmışlıkların karşılaştırmalı analizi üzerine düşünmez.

Binlerce yıl sonra sözlü/ yazılı eğitime tâbi olmamış, coğrafyasından da ayrılmamış ümmî bir Zâtın (asm) verdiği haberlerle bütüncül bir bağlantı kurmak çok da işlerine gelmez.

Hani; gökyüzünde yıldızlarla kelâmullah yazılsa; inkâr ehli ‘Nasa’dan yazılı bir açıklama bekler.

Asurbanipal kütüphanesinde Hz. İbrahim’e (as) dair çivi yazılı kil tabletler bulunsa, Mısır papirüslerinde Hz. Musa (as) Firavunla betimlense; kültürel miras, mitoloji der yine de iman etmez kibrine yenilenler.

Hasılı; Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil.

Dipnot:

1-Yedinci Şua, Mukaddime

Okunma Sayısı: 1210
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı