1923… Van… Bediüzzaman
“Her şeyden evvel Van’da Horhor denilen medresemin ziyaretine gittim. Baktım ki sair Van haneleri gibi onu da Rus istilâsında Ermeniler yakmışlardı. Van’ın meşhur kalesi ki dağ gibi yekpare taştan ibarettir; benim medresem onun tam altında ve ona tam bitişiktir. Benim terk ettiğim yedi sekiz sene evvel o medresemdeki hakikaten dost, kardeş, enis talebelerimin hayalleri gözümün önüne geldi. O fedakâr arkadaşlarımın bir kısmı hakikî şehid, diğer bir kısmı da o musibet yüzünden manevî şehid olarak vefat etmişlerdi…
…Baktım ki benim medresemin etrafındaki şehir içi, kale dibi mevkii, bütün baştan aşağıya kadar yandırılmış, tahrip edilmiş. Evvelki gördüğümden şimdiki gördüğüme, güya iki yüz sene sonra dünyaya gelip öyle hazin nazarla baktım. O hanelerdeki adamların çoğuyla dost ve ahbap idim. Kısm-ı a’zamı, Allah rahmet etsin, muhaceret ile vefat etmişler, gurbette perişan olmuşlardı. Hem Ermeni mahallesinden başka, Van’ın bütün Müslümanlarının haneleri tahrip edilmiş gördüm. Benim kalbim en derinden sızladı. O kadar rikkatime dokundu ki binler gözüm olsaydı, beraber ağlayacaktı. Ben gurbetten vatanıma döndüm, gurbetten kurtuldum zannediyordum. Vâesefâ, gurbetin en dehşetlisini vatanımda gördüm…
Demek en ziyade insanı öldüren, ahbaptan müfarakattir. Evet, hiçbir şey beni o vaziyet kadar yandırmamış, ağlatmamış. Eğer Kur’ân’dan, imandan medet gelmeseydi, o gam, o keder, o hüzün, ruhumu uçuracak gibi tesirat yapacaktı.“ (Bediüzzaman Said Nursi, İhtiyarlar Risalesi)
2023…
Kahramanmaraş…
Sizin hiç medreseniz yıkıldı mı? Bizim yıkıldı.
Öncesinde yeni nesillere ışık tuttuğumuz, küçük kalplere nur tohumları ektiğimiz, gençlerin yollarını nurlarla aydınlattığımız, hanımlar olarak ilimle yoğrulduğumuz; kendisi eski ama ruhu taptaze bir medresemiz vardı. Orada hayatın dağdağasından kopar, cennet misal bir nefes alır, Nur davasında koşmaya çalışırdık.
Belki varken kıymetini bilemedik. Şükrünü eda edemedik. Elimizden gidince anladık ki, biz oralarda bütünleşip, oralarda nefes alıyormuşuz. Haftanın hatta dünyanın ağırlıklarını orada bırakıp her dem tazeleniyormuşuz. Ta ki bundan tam bir sene önce medresemiz şehadet mertebesine erinceye dek.
Bizler onun mezarının önünden geçerken hep aynı hüzün, aynı his. Üstadın Van’da Horhor’da hissettikleri adeta bize merhem ve ayna oldu. Biz de yaşadık Üstadım dedik. Hakkalyakin hissettik. Medresesinin hali, kardeşlerinden ayrılığın verdiği hüzün hali hepimiz de aynıydı.
Tekrar dönmüştük ama bir süre evlerimize giremedik. Bizim için şahıslar ve mekânlar hizmete hiçbir zaman mani olamazdı bu yüzden çadırlarda camilerde toplanıp derslerimize devam ettik, her toplantımızda medresemizi anmaya kıymetini hissetmeye de devam ettik. Sanki bizi bir arada tutuyordu o mübarek Dersane, yıkılmasıyla beraber tek tek Zübeyir’lerimizi, Hulusi’lerimizi, Sabri’lerimizi de göndermeye başladık her gidenin arkasından ayrı bir ayrılık elemi taktık kalbimize.
Tefekkürünü bitiremediğimiz haller içinde girdik. Depremde vefat eden ablalarımız yanlarında medresemizi de götürdüler sanki. Belki her gün dersane de toplanıp bizleri bekliyorlar ve şehitlerin aleminde beraber dersler yapıyorlardır.
Yaşananlara rağmen okuduğumuz hakikatler bizi hep yeniden dirilmeye, ümitle dolmaya teşvik etti. Yeniden dirilmeye niyet ettik. Bizler nur talebesiyiz kimsesiz bir köyden dünyaya nurları işittiren bir neslin terbiyesinden geçtik. Yine iştirakı amal ile İnâyet-i Rabbaniye ile ittihad edip, tekrar dirileceğiz. Yepyeni bir medresede yeniden hizmet etmek, çocuklarımızı nur mekânlarında büyütmek, ilmi münazaralar yapmak, iman ve kuran mücadelemizi kolaylaştırmak için çok çalışıp ilmek ilmek öreceğiz yeni dershanemizi. Küçük büyük demeden tüm desteklerle bir olup, şahsı manevi olup medresemizi taş taş döşeyeceğiz. Biz ölsek de medresemize koyduğumuz her taş, bizden sonra da hizmet edecek. Bu mübarek üç aylar ve Ramazan’ın bereketini arkamıza alıp dergahı ilahinin maddi ve manevi kapılarını çalacağız hep beraber Kahramanmaraş’a yeni bir hanım Nur dershanesi açıp yepyeni Nur tohumları ekeceğiz inşallah.
Tüm deprem şehitlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm yıkılan veya hasar gören dersanelerimiz için aynı hisleri paylaşıyorum. Geçen bir sene belki bir hafta hükümünde hissettiğimiz tüm depremi yaşamış kardeşlerime geçmiş olsun diliyorum.
Depremin hemen ardından ve hala destekleri ve dualarını esirgemeyen herkese de buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Hiç biri unutulmadı unutulmayacak.