"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

100 şehit sevabı kazanmak için

Cenk ÇALIK
09 Nisan 2022, Cumartesi
HİKMETLİ AÇLIK - Cenk Çalık

“Allah yolunda bir gün oruç tutan hiçbir kul yoktur ki, o gün sebebi ile Allah onun yüzünü yetmiş sene cehennemden uzak etmesin.” (Müslim, Siyam, 31.)

Orucun sevap ciheti olduğu gibi günahtan ve ateşten koruyan yönü de dikkat çekicidir. Anlaşılan o ki nafile bile olsa oruç kişiyi ateşten koruyan kalkan gibidir. 

Efendimiz’in (asm) “Bid’aların ve dalaletlerin istilası zamanında sünnet-i seniyeye ve hakikat-i Kur’aniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehit sevabını kazanabilir.” (Müsnedü’l Firdevs, 4:198.) müjdesi içimize su serpiyor. Oruç ibadetini bu zamanda yapmak ihlasımıza göre belki de yüz şehit sevabı kazanmamıza vesile olacak. Öyleyse niye bu fırsatı değerlendirmeyelim? Her sene otuz gün oruç tutan için ayda üç gün ya da haftada iki gün oruç tutmak zor olmasa gerektir. 

Bu müjdelerin sadece ahirete yönelik değil dünyamıza ve sağlığımıza bakan vecihleri de vardır. Haftada iki gün oruç tutanlar arasında yapılan araştırma, şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkarmıştır:

“Ulusal Yaşlanma Enstitüsü (NIA) araştırmacılarının, Aralık 2011’de yaptıkları açıklama şöyle: “Haftada iki gün oruç tutmak kişinin uzun süre sağlıklı kalması için en iyi diyettir. Haftada iki gün oruç tutanların sürekli diyet yapanlara oranla ‘iki kat daha sağlıklı’ olduklarını gözledik.” (Kemal Özer, Müslüman’ın Diyeti, s.81.)

Bu tespit az bir gayretle sağlımızı iki katına çıkarmanın mümkün olduğunu gösteriyor. O halde biz de Allah (cc) rızası için oruçlarımızı tutmaya devam ederek iki cihanımızı mamur etmeliyiz vesselâm…

Okunma Sayısı: 1678
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    9.4.2022 06:23:08

    " İnsana en mühim bir ilâç nev'inden maddî ve manevî bir perhizdir ve tıbben bir hımyedir ki: İnsanın nefsi, yemek içmek hususunda keyfemayeşa hareket ettikçe, hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verdiği gibi; hem helâl-haram demeyip rast gelen şeye saldırmak, âdeta manevî hayatını da zehirler. Daha kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir. Serkeşane dizginini eline alır. Daha insan ona binemez, o insana biner. Ramazan-ı Şerifte oruç vasıtasıyla bir nevi perhize alışır; riyazete çalışır ve emir dinlemeyi öğrenir. Bîçare zaîf mideye de, hazımdan evvel yemek yemek üzerine doldurmak ile hastalıkları celbetmez. Ve emir vasıtasıyla helâli terkettiği cihetle, haramdan çekinmek için akıl ve şeriattan gelen emri dinlemeğe kabiliyet peyda eder. Hayat-ı maneviyeyi bozmamağa çalışır." Mektubat - 403

  • S.topuz

    9.4.2022 06:18:52

    " Dokuzuncu Nükte: Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubudiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis Rabbisini tanımak istemiyor, firavunane kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azablar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte Ramazan-ı Şerifteki oruç doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir. Abd olduğunu bildirir. Hadîsin rivayetlerinde vardır ki: Cenab-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin!" Azab vermiş, Cehennem'e atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE, ENTE ENTE." Hangi nevi azabı vermiş, enaniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: "MEN ENE VEMA ENTE?" Nefis demiş: اَنْتَ رَبِّى الرَّحِيمُ ٭ وَاَنَا عَبْدُكَ الْعَاجِزُ Yani: "Sen benim Rabb-i Rahîm'imsin, ben senin âciz bir abdinim." " Mektubat - 404

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı