“Allah yolunda bir gün oruç tutan hiçbir kul yoktur ki, o gün sebebi ile Allah onun yüzünü yetmiş sene cehennemden uzak etmesin.” (Müslim, Siyam, 31.)
Orucun sevap ciheti olduğu gibi günahtan ve ateşten koruyan yönü de dikkat çekicidir. Anlaşılan o ki nafile bile olsa oruç kişiyi ateşten koruyan kalkan gibidir.
Efendimiz’in (asm) “Bid’aların ve dalaletlerin istilası zamanında sünnet-i seniyeye ve hakikat-i Kur’aniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehit sevabını kazanabilir.” (Müsnedü’l Firdevs, 4:198.) müjdesi içimize su serpiyor. Oruç ibadetini bu zamanda yapmak ihlasımıza göre belki de yüz şehit sevabı kazanmamıza vesile olacak. Öyleyse niye bu fırsatı değerlendirmeyelim? Her sene otuz gün oruç tutan için ayda üç gün ya da haftada iki gün oruç tutmak zor olmasa gerektir.
Bu müjdelerin sadece ahirete yönelik değil dünyamıza ve sağlığımıza bakan vecihleri de vardır. Haftada iki gün oruç tutanlar arasında yapılan araştırma, şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkarmıştır:
“Ulusal Yaşlanma Enstitüsü (NIA) araştırmacılarının, Aralık 2011’de yaptıkları açıklama şöyle: “Haftada iki gün oruç tutmak kişinin uzun süre sağlıklı kalması için en iyi diyettir. Haftada iki gün oruç tutanların sürekli diyet yapanlara oranla ‘iki kat daha sağlıklı’ olduklarını gözledik.” (Kemal Özer, Müslüman’ın Diyeti, s.81.)
Bu tespit az bir gayretle sağlımızı iki katına çıkarmanın mümkün olduğunu gösteriyor. O halde biz de Allah (cc) rızası için oruçlarımızı tutmaya devam ederek iki cihanımızı mamur etmeliyiz vesselâm…