Gıda katkı maddeleri denilince ister istemez helâllik boyutu devreye giriyor. Gıda katkı maddelerinin dört helâl şartı şu şekilde özetlenebilir:
“İlki, muhkem olarak yasaklanan şeylerden olmaması gerekir. İkincisi, Kur’ân’da sabit olan ve Efendimizin (asm) sair sünnetleriyle sabit olan hususlardan olmamalıdır. Üçüncüsü, İnsan sağlığına ve yapısına zarar veren kimyevî maddelerden oluşmamalıdır. Dördüncüsü, genetiğiyle oynanarak, yapıları değiştirilmiş ve fıtrî, tabiî halinden, yani, yaratılışından farklı bir maddeye dönüştürülenlerden olmamalıdır.” 1
Bu dört şartı sağlayan katkı maddesi de hemen hemen yok gibidir. Standart hale getirilmiş ve mahiyeti, muhtevası boşaltılan gıdalara mahkûm ediliyoruz.
Gelinen vahim noktayı aktivist Mebruke Bayram şu şekilde dillendiriyor:
“Soframızdaki gıda birileri tarafından gasp ediliyor. Gaspın yalnızca köylünün emeğinin sömürülmesi ya da yükselen gıda fiyatları yoluyla yapıldığını düşünmeyin. Yeni nesil gıdalarda, gıdanın içeriğinde “doğal olarak” bulunması gereken maddeler birer birer azalırken, gıdayla ilgisi olmayan katkı maddeleri ve koruyucu maddeler çoğalıyor. Gıdanın her alanında bir standartlaşma, zapturapt altına alınma süreci yaşanıyor. Dünya halklarının zengin gıda çeşitliliği ve kültürü yavaş yavaş yok edilirken soframızı tek tipleşmiş, standart, hijyenik, şık ambalajlı, ancak içi boş gıdalar ele geçiriyor. Gıdanın gaspı üretim sürecinde kullanılan tekniklerden tutun, genlere kadar pek çok alanda sürdürülüyor. Gıdalar ağır bedeller karşılığında üretiliyor. Asıl üretici konumunda olan köylüler açlığa mahkûm edilirken, gıdanın ticaretini yapan ulusötesi tekeller akıl sınırlarını zorlayacak büyüklükte paralar kazanıyor.” 2
Gıda katkı maddeleri mutlu bir azınlık dışında herkese maddî ve manevî zarar verdiği net bir şekilde anlaşılıyor. Bu tür gıdaları tüketmenin sağlığımızı nasıl bozduğunu Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay şu şekilde özetliyor:
“Rafine edilmiş ve işlenmiş hazır yiyeceklerin glisemik indeksleri de şeker gibi çok yüksektir ve 100 olarak hesaplanmıştır. Fabrikalarda büyük miktarlarda üretilen bütün yiyecekler, uzun süre bozulmadan kalabilmeleri için çeşitli işlemlere tabi tutulurlar. Bu tür gıdalar, raf ömürleri uzatılmak amacı ile doğal olan faydalı liflerden, yağlarından ve vitaminlerinden endüstriyel işlemlerle arındırılır, böylece kısa sürede bozulmaları önlenmiş olur.
Özgün maddeleri yok edilen yiyeceklere daha sonra damak tadını sağlamak amacıyla çeşitli sun’î tatlandırıcılar, gıda katkı maddeleri ve gıda boyaları eklenir. Bu İşlemleri görmüş yiyecekler ağza alındığı anda, hızlı bir şekilde kan şekerimizi yükseltirler. Ayrıca lifleri(posaları) yok edilmiş olduğundan, hazmedilmeleri hızlanmış ve kolaylaşmıştır. Mideden çabucak geçerek, incebağırsağa ulaşırlar. Uzun bir tüp şeklinde olan incebağırsağın başlangıç bölümünden de hemen hazmedilirler ve son bölümüne kadar bile ulaşamazlar. Mide ve bağırsaklar kısa süre içinde boşalır.” 3
Dipnotlar:
1- Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Helâl Lokma, s. 67.
2- Mebruke Bayram, Gıdalar Ambalajlar Silâhlar ve Açlar, s. 8.
3- Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Karatay Diyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi, s. 51.