Çok yemenin afetini yaşayan yüz milyonlarca insan var dünyada. Efendimiz’in (asm) bu husustaki ikazlarına kulak verelim: “Senin iştah duyduğun her şeyi yemen israftandır.” (İbni Mace, 9/104-105.)
“Ümmetim hakkında en çok şu hususlardan korkuyorum: Şişmanlık, uykuya düşkünlük, tembellik ve iman zayıflığı.” (Camiu’s Sağir, Hadis No:295.)
“Sizin Allah’a en sevimli olanınız, az yiyip içen ve bedence hafif olanınızdır.” (Camiu’s Sağir, Hadis No:221.)
“Resulullah (asm) bir gün yolda şişman bir adam gördüğünde, mübarek elini onun karnına koyarak: ‘Bu, başka bir yerde (karnındaki şişmanlığa sebep olan yemek), başka bir yere sarf edilmiş olsaydı, elbette senin için daha hayırlı olurdu.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned,15868)
Bu hadis-i şerifler tercihlerimizle kendi kuyumuzu kazdığımızı gösterir. Efendimiz’in (asm) ümmeti hakkındaki korkularının en başında zikrettiği şişmanlık maalesef çoğumuzda tezahür etmiştir. Hayatımızı çoğunlukla sünneti seniyeye göre değil tüketim kültürüne göre dizayn ediyoruz. Menfî neticelerini ise daha dünya hayatında yaşamaya başlıyoruz. Özellikle hasta olduğumuzda iştahımızın bıçak gibi kesilmesini bir mesaj, bir işaret olarak anlamamız gerekmez mi?
Ramazana girdiğimiz kiloyla, bayramı karşılamışsak orucun faydalarından kendimizi mahrum etmişiz demektir. O halde bedenimizin istirahat ve arınma hakkını engelleyerek kendimize zulmetmeyelim. Oruç ile gelen fizyolojik ve ruhi değişimden müspet yönde istifade etmek için orucu hakkıyla tutmalıyız vesselâm.