"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ömür kısa, zaman dar

Ali Rıza AYDIN
29 Mayıs 2025, Perşembe
Yeryüzüne adım attığımız gün ile yeryüzünden ayrıldığımız gün arasındaki zaman aralığına ömür ya da hayat denilmektedir.

Ömür mefhumu, hayatın zamanla ifadesinden başka bir şey değildir.

Esasen, ruhlar âleminden yola çıkıp, ana karnındaki “var ediliş” safhasını tamamladıktan sonra dünya memleketine arz-ı endam eden insan, gençlik ve -ömrü varsa- ihtiyarlık güzergâhından geçerek, ahirete müteveccihen makbere yaslanır.

Gelişiyle gidişi arasında -az çok- yaşadığı zaman dilimi, ömürdür.

Bu zaman zarfında, kum saati hiç durmaz; mütemadiyen akar, akar…

İnsan ise bir yerlere erme, bir şeylere erişme çabasıyla koşar durur hayatından, mematından bigâne.

Sürekli hareket ve faaliyet içinde emeline râm olan bir insanın ömrü, ömür müdür, ölüm müdür bilinmez.

Yaşanan hayat ve hayat içindeki ömür var ediliş maksadına uygunsa, nurunâlânur olur. Aksi halde heba olur, savrulur.

Neciliğinden ve nereye gideceğinden bihaberliğe bir misal:

Eflatun, kendisine yöneltilen, “İnsanın hangi davranışları şaşırtıcıdır” sorusuna şu cevabı vermiş:

“İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonra çocukluk günlerini özler.

“Önce para kazanmak için sağlığını, sonra kaybettiği sağlığını geri kazanmak için parasını harcar.

“Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, sonra hiç yaşamamış gibi ölür.

“Hayata hazırlanmaya o kadar vakit harcar ki, hayatını yaşamaya vakit bulamaz. “Yarını öyle düşünür ki, bugünün elinden kayıp gittiğini fark etmez bile. Oysa hayat geçmişte ya da gelecekte değil, şimdiki zamanda yaşanır.”

Bediüzzaman da bu gerçeğin önemine dikkat çekiyor ve meseleyi veciz bir cümle ile hülasa ediyor;

“Öyle ise, hakikî ömrünü bulunduğun 

gün bil” diyor.

Zaman, ömrün ham maddesi. Ömür ise, hayatın sermayesi.

Bir maksat için eline verilen ömür sermayesini akıllıca ve emredildiği şekilde kullanan kimse hasâretten emin olur; umulur ki kurtulur.  

Yunus’un, “Ömrüm geçti ah ile içi dolu eyvah ile” mısraında olduğu gibi nedamet sebebi olmamalı hayat yolumuzda, ömür.

Yahut Yahya Kemal Beyatlı’nın,

“Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç;

“Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç” beytiyle ifade ettiği manada, geç kalmamalı yapılacakları yapmada. Çünkü:

Ömür kısa, zaman dar,

Hesap var, kitap var,

Ellerimiz boş varıp,

Rezil rüsva olmak var.

A.R.A.

Okunma Sayısı: 696
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı