"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘‘Ulu’’ camiler

Cenk ÇALIK
05 Eylül 2019, Perşembe
Ulu cami, diğer tabiriyle cami-i kebir, büyük, cami anlamındadır. Kaçımız ülkemizdeki 118 ulu camiyi biliyor ve kaçını ziyaret etme imkânı bulmuştur? Veya şöyle soralım: Kaçımız imkânı olduğu halde ziyaret etmiştir?

Ulu cami deyince ne anlamak gerektir? Sadece akla cami mi gelmesi gerekir? Ulu camilerin genel özellikleri nelerdir? Bir camiden daha fazla mana yüklemek gerekir mi? Gerekirse bu manaları nasıl özetleyebiliriz? Bu yazımızda bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.

Öncelikle ulu camilerin kısaca tarihçesine bakmaya çalışalım. Anadolu, fethedilmeye başlanınca Anadolu Selçukluları başta olmak üzere diğer Osmanlılar ve diğer beyliklerde egemen olduğu topraklarda ulu camileri inşa etmeye başladılar.

1071 yılında Malazgirt Savaşı’nın ardından Selçuklu Sultanı Alparslan’ın komutanı Ebul Menuçihr 1072’de Ani’de ilk ulu camiyi inşa ettiriyor. Sonraki süreçte her beylik egemen olduğu topraklarda ulu camileri inşa etmeye başlıyor.

Ulu camileri diğer camilerden ayıran önemli keyfiyetlerin olduğunu görüyoruz. Kısaca bunlara değinmeye çalışalım. İsminden de anlaşılacağı üzere büyük boyutlu camiler. İnşa edildiği dönemde çok yüksek nüfus olmamasına rağmen bu kadar büyük yapılmasının birkaç önemli sebebi olsa gerektir.

İlki ulu camilerin bulundukları şehirlerde Cuma ve Bayram namazlarının topluca kılındığı cami işlevi görmesi. Dolayısıyla bulundukları şehrin bütün cemaatini içine alacak kapasitede olmalarına özen gösterilmiş. İleriki zamanlarda hızlı nüfus artışı, ulaşım zorlukları gibi sebeplerden dolayı boyutları küçülse de yine en ulu olma özellikleri devam etmiş. Tabi burada ecdadın sadece yaşadığı dönemi değil yüzyıllar sonra gelecek nesilleri de düşünmesini gözden kaçırmayalım. Ulu camileri planlarken sadece kendisini değil, gelecek nesilleri de hesaba katan ve çok ince düşünen bir ecdadın torunları olduğumuzun farkına varmamız gerekmiyor mu?

Ulu camiler aynı zamanda “güç göstergesi ve bağımsızlık’’ sembolüdür. Komşularına verilen güçlü bir mesajdır. Öyle ki, sultanlar saraylarından daha haşmetli ve sağlam bir şekilde camiler inşa etmişlerdir. Bir manada ulu cami ne kadar büyükse, ne kadar ihtişamlıysa o devlet o kadar güçlüdür mesajı veriliyor şehre gelenlere ve komşu devletlere. 

Daha net bir ifadeyle ulu cami bir devletin malî ve askerî gücünü gösterirken bir yandan da kültürel ve mimarî zenginliklerini de gösteriyordu. Özellikle gayr-i müslim komşu devletlere ve ziyaretçilere bu bölgenin ‘‘İslâm ülkesi/Müslüman yurdu’’ olduğu mesajı veriliyordu. 

Bu mesajın sadece bir sultan ve çevresinin yaşadığı saray üzerinden değil de, bütün Müslümanların buluşma yeri olan cami üzerinden verilmesi de günümüze ait müthiş ders niteliğini taşıyor olsa gerektir.

Ulu camiler aynı zamanda “tarih’’tir. En eski tarihi sunması açısından arşiv niteliğini taşır. Bir hayal edelim. 

Ecdadımız 700-1000 küsûr sene önce bir ulu cami inşa ediyor. Biz de ecdat yadigârı bu camilerde 700-1000 yıl sonra bile hâlâ namaz kılabiliyoruz. Bir mabet düşünelim ki 700-1000 senedir ezan okunuyor, namaz kılınıyor, Kur’ân tilâvet ediliyor. Mekânların da ruhu vardır.

Bir diğer faktör de cami inşa edilirken işçisinden sultanına kadar herkesin tek haram malzeme ve emek karışmamasına azamî itina göstermesi. Bu da bu camilerin yüzyıllardır bu kadar depremlere, sellere ve yangınlara dayanıp sapasağlam kalmasının manevî izahatı şeklinde yorumlanabilir.

Her bir ulu cami “sanat şaheseri’’dir. Rumlar, Süryaniler, Ermeniler özellikle taş işçiliğinde meşhur olarak bilinir. Ulu camileri gezdikçe görüyoruz ki ecdadımızda bu milletlerden aşağı kalmadığı gibi birçok örnekle dünyada eşsiz eserler ortaya koyduğunu UNESCO gibi dünya çapında meşhur örgütler de tasdik ediyor.

Divriği Ulu Camii’ndeki taş işçiliğini, çivi kullanılmadan inşa edilen Göğceli Camii’nde ahşap işçiliğini, birçok cami süslemelerinde kullanılan İznik çinileri gibi birçok farklı malzemede sanat ve estetikte zirve olduklarını gösterdiler.

Ulu camiler “şehirlerin kalbinde’’ inşa edilmiş. Tabir yerindeyse şehirin kalbi, ulu cami etrafında atıyor. Öyle ki, bugün bile çoğu yerde bu durum hâlâ devam ediyor. Gittiğiniz şehirde ulu cami varsa ve siz o ulu camiyi bulduğunuzda şehrin merkezini de bulmuş oluyorsunuz. Sebebini anlamak çok zor değil. Bu camiler inşa edilirken sadece cami düşünülmemiş. İnsanı ilgilendiren bütün tesisler yani medreseler, çeşmeler, hamamlar, hastaneler, türbeler, kütüphaneler, mektepler vb. bütün yapılar ulu cami etrafında inşa edilmiş.

Bugün biz bu manadan ne kadar uzak kaldık! Zira biz bugün camileri ne yazık ki sadece namaz kılınan mekânlar olarak düşünüyoruz. Oysaki cami, bilhassa ulu cami demek, şehrin iktisadî, siyasî, kültürel ve sosyal hayatın merkezi demekti.

Bugünkü manada şehirleri buluşma yerleri olarak bilinen meydanlar ve AVM’lerden çok daha ileri bir seviyede olduğunu görüyoruz. Zira ulu cami ve etrafındaki yapılar buluşma, sohbet, muhtaç insanların barınma, yiyecek-içecek, giyecek gibi ihtiyaçların karşılandığı kudsî mekânlardır.

Ve kardeşliğin, birlik ve beraberliğin, kültürel kaynaşmanın yaşandığı; sadece ‘ben’ merkezli değil ‘biz’ merkezli bir kültür projesinin yansıması olarak okumamız mümkün oluyor.

Netice olarak ulu camiler bulundukları şehrin ekseriyetle en büyük, en eski, en sanatlı ve en merkezi yapılar olduğunu söylemek mümkün. Umarım bu bilgiler ulu camilere bakış açımızın olumlu değişmesine vesile olur.

 

Okunma Sayısı: 6136
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı