“Tek kişilik ucûbe sistem” için miting tertipleyip destek ilânları veren, iktidarı eleştiren akademisyenlere “oluk oluk kanlarında boğulacaklar!” tehdidini savuran “iktidar yandaşı” bir çete başının ifşaatları “mafya, siyaset, bürokrasi” üçgenindeki kirli ilişkileri bir defa daha ortaya çıkardı.
Türkiye’deki cinâyetler, uyuşturucu kaçakçılığı ve ticareti deşifre edilirken, mânevî ve ahlâkî dejenerasyon sonucu artan içki ve kötü madde kullanımıyla her türlü kumarın vahim boyutlara ulaşıp toplumu tehdidini söz konusu etti.
Düşülen vartada suç oranlarındaki büyük artışta, cezaevlerinin dolup taşmasında, ahlâkî aşınma ve çürümede alkollü içkilerin yaygınlaşmasının büyük payı var.
Türkiye’nin “suç haritası”nda sürekli artan uyuşturucu türevlerinin yanı sıra alkollü içki üretimi ve satışı yüzde 140’lara varan rekor artışla yaygınlaştı. Alkollü içkilere ulaşım kolaylaştı.
Çeşitli etkinliklerle ve hediye, eşantiyon, promosyonlarla içki reklâmı yapıldı...
İÇKİ ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ...
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun verileriyle, ilgili bakanlıkların soru önergeleri üzerine Meclis’e sundukları cevapta, AKP iktidarının ilk yılı -2003- sonunda Türkiye’de 537 milyon litre olan içki tüketiminin on yılda bir milyar litreye çıkması; bu sürede Bakan B. Yıldırım’ın daha Mart 2014’te, “iki rakı fabrikası vardı, bizim dönemimizde şimdi 18 tane oldu” ikrarıyla içki üretimi ve tüketimi kat kat artmış. (Gazeteler, 30.9.14)
Keza AKP iktidarında alkol iptilasındaki vahim artış, RTÜK’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsünün “Türkiye’de maalesef alkolle tanışma yaşı ilkokula indi, sırf alkollü içki üzerine kurulu diziler var” yakınmasıyla tescilli.
Yine bu süreçte Emniyet raporlarının, Meclis araştırmalarının yanı sıra Yeşilay ve Tüketiciler Birliği’nin tesbitiyle Türkiye’de ortaöğretimde alkollü içki kullanımının yüzde 50’lere çıktığına, üniversitelilerde kullanma sıklığının yüzde 50’lileri de aşarak alarm zilleri çaldığına dikkat çekildi.
Ve bu vaziyet, Anayasanın “gençliğin korunması”na dair 58. maddesinde devletin “gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri alması” hükmüne rağmen, bizzat yetkililerin ifadesiyle, resmî rapor ve belgelerle siyasi iktidarın uyuşturucu ve içkiyle mücadeledeki başarısızlığının âdeta itirafı oldu.
İçki üretimi ve tüketimi de tam bir fecaate dönüştü.
Bu arada gerekli yasal tedbirler ve mânevî tedbirler alınmadan sırf “içki yasaklandı” algısı ve kumpasıyla vahamet çarpıtıldı.
Gelinen noktada kullanacağı hiçbir argüman kalmayan “iktidar cephesi”nin, “salgın kısıtlamaları” kapsamında “tekel bayilerinin kapatılma(ma)sı” üzerinden tetiklediği tepkiyle, son Ramazanda içki satışı ve tüketimi daha da arttı.
İÇKİ VERGİSİYLE ÖVÜNME!
Sonuçta, siyasî iktidarca istimal edilen tartışmalar alkol tüketimini azaltmadı, aksine uyuşturucu madde kullanımı ve kötü madde bağımlılığı ile birlikte kat kat arttırdı. O denli ki özentiyle bazı muhafazakârlar “alkolsüz bira” partileri düzenledi!
Hiçbir işe yaramayan “göz boyama yasalar” ve sözde “kısıtlamalar”a karşılık Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun “içki yönetmeliği”nin de içki satışını yasaklamadığı, içki kullanımına etkin tedbirlerin alınmadığı ortaya çıktı.
En çarpıcısı da siyasî iktidarın yaygınlaşıp artan içki satışından, şans ve talih oyunlarından aldığı vergi geliriyle övünmesi!
En son Hazine ve Maliye Bakanı’nın, geçen yıl alkollü içkilerden 16.5 milyar lira, sigara ve tütün mamullerinden 61.5 milyar lira Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tahsilatı yapıldığı açıklamasında açığa çıktığı gibi, 2020’de alkollü içkilerden alınan verginin, aralarında İçişleri, Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı’nın da bulunduğu yedi bakanlığın bütçelerinden daha fazla olması, Türkiye’de içki üretimiyle kullanımının ne denli arttığı gerçeğinin açık itirafı. (gazeteler, 30.3.21)
Yapılacak olan, topyekûn toplumu, âileyi, gençliği ve nesilleri mahveden, Türkiye’nin geleceğiniateşe veren alkol iptilâsını önleyecek caydırıcı ciddî yaptırımlar uygulanması, daha da önemlisi mânevî ve ahlâkî eğitim ve terbiyenin verilmesidir.