Türkiye’de siyasette bir ilk olan altı partinin uzun süre ortak hareketi ve işbirliği “altılı masa”nın başlı başına bir siyasi başarı olduğunu gösteriyor.

Ve “iktidar cephesi”nce yapılan bütün karalamaları, altı aydır “altılı masa’nın dağılacağı”nı ısrarla propaganda eden “yandaş medya” mahfillerinden savrulan asparagasları sonuçsuz bırakıyor. 

“İktidar cephesi”yle “iktidara iliştirilmiş medya”nın “tüm siyasi mühendisliklerine, çabalarına, hakaretlerine, isnatlarına ve iftiralarına rağmen bugün 12 Şubat’tan çok daha kararlı ve umutluyuz” beyânı, süreci toparlıyor. 

“SEÇİM ÖNCESİ, SEÇİM DÖNEMİ VE SEÇİM SONRASI İŞBİRLİĞİ”

Bu açıdan, “seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere önümüzdeki tüm süreçlerde istişâreye ve birlikte yol yürümeye devam etme kararlılığı”nın ve işbirliğinin devam edeceği, “altılı masa’ya yönelik yoğun baskı ve şiddet uygulamalarının mücadele kararlığını asla sarsamayacağı” ve milletin beklenti ve taleplerini karşılayacak liyâkatli kadrolar ve etkin politikalarla milletimizin karşısına çıkılacağı” vurgusu hiçbir tartışmaya mahal bırakmıyor. 

“On üçüncü Cumhurbaşkanı adayının herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanı adayı olacağı”nın hiçbir çarpıtmaya meydan vermeyecek açıklıkla belirtilmesi öteden beri iktidar mahfillerinden ortalığı bulandırmak maksatlı spekülasyonlarını boşa çıkarıyor.

Zira bütün kamuoyu araştırmaları ve anketlerde ortaya çıkan gerçekle eksenini “millet ittifakı”nın oluşturduğu “altılı masa işbirliği” yüzde 50’yi aşan oyla ilk turda Cumhurbaşkanlığını ve Meclis’in çoğunluğunu alıyor. HDP ve diğer demokratik muhalefetin “dışarıdan” desteğiyle fark daha da açılıyor.

Bundandır ki “cumhur ittifakı” tam bir telâş ve panikte. Neredeyse bütün muhalefetin “parlamenter sistem”de buluşması ve “ortak hareket kararları” alması “bunlar asla bir araya gelmezler” diye seçimlerde “ittifak sistemi”ni getirdiğine bin pişman olan, sonra da önemsizleştirmeye didinen iktidardakilerin dengesini bozmuş. 

Cumhurbaşkanı bu tehevvürle “Önceden seçim aslanın ağzındaydı. Bu kez aslanın midesinde” diye parti yönetimini uyarıyor; bu amaçla bir “strateji ekibi” oluşturulduğundan bahsediliyor.  

ÇÖZÜM İRÂDESİNİ ÖZETLİYOR…

Ortak açıklamada özellikle “toplumsal kutuplaşmanın son bulacağı; toplumsal barışın hâkim olacağı, öfke ve nefret dilinin kaybedeceği, nezâket ve karşılıklı saygının kazanacağı, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün tesis edileceği, ahlakî yozlaşma ve mânevi tahribatın önüne set çekecek etkin politikalar geliştirileceği; rüşvet, torpil, iltimasın gideceği, adâlet, dürüstlük ve liyâkat geleceği; hak edenin hak ettiğini eksiksiz alacağı, israf ve hayat pahalılığının son bulacağı; üretimin esas alınacağı, geniş halk kitlelerinin yoksullaşmasına yol açan bir avuç rantiyeciye kaynak aktarımına son verileceği”nin belirtilmesi de çözüm irâdesini özetliyor. 

“Millet ittifakı”nın ve “altılı masa”nın eksenini oluşturduğu demokratik muhalefet, “parlamenter sistem taahhüdü”nde olduğu gibi başta ekonomik yıkımdan dış politikaya, sığınmacı meselesinden AB projesine, eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma bütün alanlara dair bütün çözüm projelerini, ortak programını da millet nezdinde deklâre etmeli.

2 Ekim’de başlayacak “ikinci tur” görüşmelerinde bu hususlara odaklanılması gerekiyor…