"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara hâlâ beklemede…

Cevher İLHAN
02 Ekim 2019, Çarşamba

GÜNDEM

Geçen hafta BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Suriye’nin doğusundaki “güvenli bölge” için “Niyetimiz, 480 km boyunca 30 km derinliğinde bir ‘barış koridoru’ oluşturmaktır” diyen Cumhurbaşkanı, ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destekten yakınmış; “Sınırda bütün hazırlıklarımız tamamlandı. Eylül’ün sonuna kadar bir adım atılmazsa tek başımıza o adımı atacağız” demişti.

Amerika’da Trump’la görüşeceği beklentisine karşı görüşemeyen Cumhurbaşkanı’nın ardından, Eylül’ün son haftasında Dışişleri Bakanı, “Şu anda gelinen noktadan biz tatmin olmadık ve bunu da Amerikalılara açık ve net bir şekilde söyledik. Gelinen noktadan memnun olmadık, tatmin değiliz. Cumhurbaşkanımız da bunu zaten sık sık söylüyor. O nedenle zaten bu oyalama devam ederse biz kendi başımızın çaresine bakarız diyoruz. ABD ile anlaşamazsak terör örgütünü temizleriz!” diye “güvenli bölge” için Türkiye’nin tek başına askeri müdahalesinin işâretini vermişti. (AA, 27.9.19)

En son Eylül’ün son günü toplanan MGK’da “Türkiye’nin ‘güvenli bölge’ projesinin hayata geçirilmesine ilişkin samimi gayretlerini daha ileri adımlarla güçlendireceği belirtilmiştir” ifâdesiyle yeniden “güvenli bölge” vurgusu tekrarlanırken, şimdi de “iki haftalık süre”den bahsediliyor.

Ne var ki “Astana mutâbakatı”yla da belirlenen ve son “Ankara zirvesi”nde teminat altına alınan Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği çerçevesinde sözkonusu “güvenli bölge” alanında Türkiye’nin “kırmızı çizgileri” olarak koşulan şartlardan hiçbiri yerine getirilmiş değil. 

Görünen o ki, ABD, PYD/YPG’ye silâh ve mühimmat desteğine devam ediyor, Amerikan askerleri bir yandan TSK ile, diğer tarafta örgüt militanlarıyla devriye geziyor, terör örgütü bölgeyi terk etmedi, bölge silâhlardan temizlenerek kontrolü Türkiye’ye verilmiş değil. 

Özetle, Eylül ayı sona ererken akamete uğrayan “Suriye politikası”yla “güvenli bölge” muamması devam ediyor.

VAZİYET

Propagandadan ibâret kalıyor…

BM’de harita üzerinden sert çıkışlarla İsrail’in işgaline dikkat çeken Cumhurbaşkanı’nın bir diğer yakınması da “Yüzyılın anlaşması olarak takdim edilen planın amacı Filistin halkının mevcudiyetini ortadan kaldırmak mıdır?” diye sorup “Bunlar dünyayı kana mı bulamak istiyor?” tepkisiydi.

Bu tepki, öncelikle Trump’ın kıdemli danışmanı ve asistanı Yahudi kökenli damadı Jared Kushner’in Batı Şeria’da BM kararlarına rağmen kurulan yasadışı Yahudi yerleşim birimlerini devam ettirmeyi, işgali “yasallaştırılıp” kalıcılaştırmayı, Batı Kudüs’ün yanısıra Doğu Kudüs’ün de İsrail’e bırakılıp Kudüs’ün bütünüyle İsrail’in başkenti yapılmasını hedef alan “yüzyılın plânı”nı tekrar gündeme getirirken, Ankara’nın dehşetli “işgal plânı”na karşı tavrını sorduruyor.

Sormak lâzım; Cumhurbaşkanı BM’de bütün dünyanın önünde İsrail’le veryansın ederken, her bahaneyle bombalanan abluka altındaki Gazze’de bir “ikinci Filistin” kurulmasıyla Filistin’i ikiye bölüp içine tefrika sokulmasını amaçlayan, altı milyonu bulan Filistinli mültecilerin evlerine dönmesine izin vermeyen, Filistin topraklarının yüzde 80’ini İsrail’e verip -ancak yüzde 20’sini bırakarak- işgali kat kat genişleten, Filistin’i daha da küçültüp ortadan kaldıran, kısacası İslâm âlemi ve Filistin için tam bir felâket olan “yüzyılın anlaşması” için Ankara uluslararası zeminlerde ve İsrail nezdinde şimdiye kadar ne yaptı?

Filistin krizi daha da ağırlaştırılırken, İsrail’in bölgedeki egemenliği uğruna dayatılan, Ortadoğu’da tefrika fitnesi ateşini alevlendiren, İsrail’in siyonist hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlayan, Filistin’i bütünüyle “İsrailleştiren”, Erdoğan’ın “Sayın dostum” dediği Trump’ın Yahudi damadının yürüttüğü “yüzyılın plânı”na karşı Ankara’dakiler hangi girişimde bulundular?

Bu soruların cevabı verilmezken, Hazine ve Maliye Bakanı, geçen Mart’ta Ankara’ya gelen “yüzyılın plânı”nın tâkipçisi Trump’ın damadı ile “Türkiye ile İsrail arasında ekonomik işbirliğini artırmayı görüştüğü”nü sosyal medyada paylaştı ve kapalı kapılar arkasında “yüzyılın plânı”nı müzâkere ettikleri belirtildi. Dışişleri Bakanı, AKP iktidarında ekonomik mutâbakat zabıtları, ticarî ilişkiler, askerî-savunma sanayii ihâleleriyle İsrail’le işbirliklerin kat kat arttığını söyledi. (AA, 2.3.19) 

Neticede bu vaziyet, İsrail’in Filistin’i işgaline, Mescid-i Aksa’ya barbarca saldırılarına, ceberût - vahşi uygulamalarına, amansız ambargolarına, binlerce Filistinli çocuğu, kadını, yaşlıyı katleden katliamlarına karşı tekrarlanan “kuru kınama”, “lânetleme” ve “rest çekip “meydan okuma”larda olduğu gibi “yüzyılın plânı”na tepki de yine iç kamuoyuna yönelik bir propagandadan ibâret kalıyor… 

Okunma Sayısı: 2262
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    2.10.2019 08:36:37

    1-RTE ve AKP'liler SURİYE sınırımızda tutturmuşlar güvenli bölge salatasıyla bizi oyalıyorlar.SURİYE ile ortak kabine toplantısı yaptığınızda,FB.takımını özel maça götrüdüğünüzde,B.ESAD ve ailesi ile RTE ailesi beraberce yatlarda saraylarda tatil yaparken GÜVENSİZ Mİ İDİ.. 2-GÜVENLİ BÖLGE diyerek PKK'nın uzantısı kabul ettiğiniz YPG/PYD örgütünün elebaşısı SALİH MÜSLİM'i devlet töreni ile karşılayan,YEŞİL PASAPORT verenlerin,PEŞMERGEYİ IRAK'dan SURİYE'deki YPG/PYD'yardıma giderken ağırlayan ve topraklarımızdan geçirenlerin, 3-Seçim için DİYARBAKIR'da BARZANİ ile ortak mesaj verip DESTEK AÇIKLAYANLARIN milleti ve devleti aldatması kadar ihanet dülşünemiyorum. 4-BM'de ülkemizin mülteciler için 40 MİLYAR DOLAR masrafını dile getirene sorarım.Bre çok akıllı dün bu masraflar yokken hangi akla hizmetle bu masrafı bu millete yükledin.EKONOMİYİ BERBAT ETTİN.HAK-HUKUKU KATLETTİN.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı