"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Irak’ta kargaşa fitnesi - 1

Cevher İLHAN
21 Kasım 2019, Perşembe
İçte ekonomi, enflasyon, işsizlik, yolsuzluklar, eyt’liler, dışta Suriye meselesi ve Cumhurbaşkanı’nın Trump’la görüşmesinin sonuçlarının tartışıldığı arenada komşu Irak’ta olup bitenler üzerinde pek durulamadı.

1 Ekim’de patlak verip, başta başşehir Bağdat ile Basra, Babil, Kerbelâ ve Necef vilayetleri olmak üzere “işsizlik, yolsuzluk, yoksulluğu protesto” perdesinde dalga dalga yayılıp yoğunlaşan sokak gösterilerinde, güvenlik güçleriyle çatışmalarda 300’den fazla Iraklı can verdi, on beş bini yaralandı. 

Geriye giderek bakınca görüyoruz ki, 1991’de ABD’nin BM’ye dayattığı tasarıyla Amerikalıların komutasında İngiltere, Fransa ve Türkiye’den oluşan “Çekiç Güç”le önce Irak’ın kuzeyinin 36. paralelin üstünde “uçuş yasağı”yla “güvenli bölge” paravanında Bağdat hâkimiyetinden alınması tefrika fitnesini tetikledi. 

Çekiç Güç’ün Irak’ı kuzeyden ayırmakla etnik-mezhebî tefrika fitnesini ateşleyeceği ikazlarına ve 1992’de Amerikalılarla kurulan “güvenli bölge” endişelerine dair Özal’ın “Bush’la birebir görüşmekteyim; bu geçici bir durum, en fazla altı ay devam edecek ve Irak eski haline dönecektir” cevabının aksine ülke çökertildi. Tampon bölge paravanında Irak bölünüp parçalanarak âdeta “işgale hazırlandı. (Cüneyt Mengü, [email protected], 27.1.19)

KÜRESEL EMPERYALLERİN TAHRİKİ…

On üç yıl boyunca çocuk mamasından kurşun kaleme birçok ihtiyaç maddesini kapsayan amansız ağır ambargoda ekonomik ve sosyal alandaki büyük tahribatların ardından, ABD ve işgal ortağı İngiltere, BM Güvenlik Konseyi’nin kararını beklemeden, “Irak’ta kimyasal silâh var” bahanesiyle 20 Mart 2003’te Irak’ı işgal ettiler. 

Nitekim “Irak’ta kimyasal silâh” yalanı, 5 Şubat 2003’te Güvenlik Konseyi’nde “Saddam’ın biyolojik silâhlara sahip olduğundan hiç şüphe yok” diyen Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın, daha sonra Bush’un, “Saddam’ın kimyasal silâh kullandığı” gerekçesinin tamamen uydurma olduğu itirafıyla ve BM Silâh Denetleme Komisyonu’nun 14 Şubat 2003’te hazırladığı raporda, “Irak’ta incelemelerde herhangi bir biyolojik silâh bulunamadığı” açıklamasıyla açığa çıkarken, işgalle iki milyon insanın katledilip on milyon göçe zorlandı. 

İşgal sürecinde Irak Merkez Bankası soyuldu, müzeleri, enerji kaynakları yağmalandı, alt yapısı tahrip edildi. Irak petrolünü sömüren devletler, işgal tahribatıyla talan edip yıkıma uğrattıkları şehirlerde yeniden inşayı başlatılmadılar. 

Ülke işgalden sonra on altı yıldır küresel işgalcilerce dayatılan tefrika projesiyle ülkede mezhebi ve etnik iftirak fitnesi ateşlenip alevlendirildi. Irak’ın kuzeyinin koparılmasıyla en az üçe bölünmesi plânı devreye sokuldu.

İsrail hesâbına bölgedeki Müslüman devletleri daha da parçalayıp ufaltmayı amaçlayan “Pentagon plânı”yla Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasî birliği parçalanırken, AKP iktidarı “ABD-İngiltere eksenli Özal politikaları”nı sürdürdü. 

Ankara Bağdat’ı by pass ederek Kuzey Irak bölgesel yönetiminin Irak’ta yasadışı hortumladığı petrolün İsrail üzerinden uluslar arası piyasalarda pazarlanıp satılmasına aracılık etti. Irak’ın toprak bütünlüğü ve birliğinin tahribi kumpasına destek verdi. Bu arada Barzani’nin “Kerkük’ün statüsü”nü değiştirme oldubittisine seyirci kaldı.

“FİTNENİN ARKASINDA ABD, İNGİLTERE VE İSRAİL VAR...”

Neticede, ambargo ve işgalle on binlerce teröristin yuvalandığı Kuzey Irak ve Kandil’deki terör bataklığı kamplarında türeyen, ecnebilerin her türlü silâh ve lojistik desteği sağladığı, İsrail-Amerikan subaylarınca terör-sabotaj eğitimi verilen terör örgütü, köyleri basıp şehirlerde kanlı terör bombasını patlattıl. 

Emperyal güçlerin “demokrasi getirme” - “özgürleştirme” vaadiyle işgal ettikleri Irak’ta siyasetin ve devletin mezhebi-etnik kotalara taksimiyle tefrika fitnesi tetiklendi. 

İşgalden bu yana çatışmalarda, terör eylemlerinde 200 binden fazla sivil can verdi. Küresel mihrakların mamulü ve taşeronu silâhlı maşa örgütlerin, El Kaide’den kopma işbirlikçi IŞİD’in zemin bulmasına ortam oluşturuldu. 

Kısacası, Irak’ın içine düştüğü varta, kara bulutlar gibi ülkenin üzerine çöken işgalin kalıntısı; fitnenin arkasında ABD, İngiltere ve İsrail’in olduğu gerçeğini teyid ediyor.

Ve bu vahamette Ankara’nın işgalcilere arka çıkan saplantılı kısır politikalarının büyük vebâli bulunuyor.

Okunma Sayısı: 1508
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı